15 Temmuz’da canını vatanı için verenler şehit olmuştur. Şehitlik Yüce bir makamdır. Dünyada kazanılacak en büyük ahiret sermayesi şehitliktir. Şehit olmak lütuftur, nimettir. Ahirette, ebedi mutluluktur.

Bakara Suresi 154. Ayette;  “Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin.  Aslında onlar diridirler.  Ancak siz bunu bilemezsiniz” buyrulmak suretiyle şehitliğin,  Allah katında büyük bir değere ve yüce bir makama sahip olduğu belirtilmiştir.

Şehitlik malıyla, canıyla Allah yolunda, O’nun dinini yüceltmek, sahibi olduğu yurdunu, vatanını, ırz ve namusunu korumak amacıyla savaşan kimselere; niyet ve gayretlerini kanlarıyla mühürlemiş olmaları sebebiyle Allah'ın verdiği bir unvandır. En değerli varlığı olan canını Allah yolunda feda eden kimselere Allah, şehitlik unvanını layık görmüştür.

Yüce dinimiz şehide öylesine değer vermiştir ki, ruhunu Allaha, bedenini toprağa sunduğu anda; Allah şehidin kanını canını tezkiye eder temizler. Üzerinde bulunan eşyaların bile, o yolda kişinin tüm varlığı ile değerli hale gelmesine sebep olur. Bu görüntü dünyada ve ahirette Allah için ölümün göze alınabilirliğinin şahidi, delili ve ispatı sayılır. Bu delillerin aynen korunması sebebiyledir ki, şehitler kanlı elbiseleri ile defnedilirler. Dirilme gününde de aynı hal ile Allahın huzuruna çıkacakları müjdelenmektedir.

Peygamberimiz (s.a.v.) şehitleri övmüş ve Şehit olmayı teşvik etmiştir. Bir gün savaşmak üzere peygamberimize gelen bir kimse: "Savaşayım mı? yoksa iman mı edeyim?" diye sorduğunda, Peygamberimiz "Önce iman et, sonra savaş" demiştir. Bunun üzerine o kişi şehadet getirerek iman ettiğini ifade etmiş ve katıldığı o savaşta şehit olmuştur. Bu kimse için Peygamberimiz (as) "Az amel işledi, çok mükafat kazandı." buyurmak suretiyle şehit olmanın insan için ne kadar değerli olduğunu, insana büyük bir mertebe kazandırdığını işaret etmişlerdir.

Peygamberimiz; “Bir gün Allah yolunda sınırda nöbet tutmanın sevabı, dünyadan ve dünya üstündeki her şeyden hayırlıdır.” buyurmuştur. 15 Temmuz’da şehit olanlar sadece vatanlarını değil, dünya Müslümanlarını da kurtarmışlardır. Eğer, hainlerin darbe girişimi istedikleri gibi sonuçlanmış olsaydı; bundan tüm dünya Müslümanları olumsuz etkilenmiş, haçlı seferleri başarıya ulaşmış, karadan ve denizden topraklarımıza giremeyen haçlı ordusu, havadan Anadolu topraklarına inerek, hakim olacaktı. Peygamberi mesajın kaynağı olan Kur’an hükümleri yumuşatılacak, ılımlı islam dünyaya enjekte edilecekti. Diyalog süreçleriyle başlayan medeniyet buluşmaları, islam medeniyetinin batı medeniyeti içinde eritilmesiyle sonuçlanacaktı.

15 Temmuz gecesi ve sürecinde canlarını vererek, ülkemizi ve islam alemini çok büyük bir beladan korumuş olan şehitlerimize dua borcumuz vardır. Bizim dualarımıza ihtiyaçları olmasa bile onlara olan teşekkürümüzü ve minnetimizi sözlü olarak dua ile, kavli olarak da vatanımızı korumakla yerine getirmiş oluruz.

Ruhları Şad olsun. Kabirleri nurla dolsun. Makamları Cennet olsun.