2023 YILINA VEDA EDERKEN…
2023 yılını sevinç ve kederle uğurladık. Pandemi sürecinden sonra sağlıklı bir yıl oldu sevindik, ülkemizde meydana gelen deprem ve sel nedeniyle üzüldük. Gazzede yapılan katliamlar ise acılarımızı kat kat arttırmış oldu. Şimdi yeni bir yıla girdik. Yıllar; zamanı ifade etmesi bakımından önemlidir, başka da özel bir değere sahip değildir. Eski yıl mı gidiyor, yeni yıl mı geldi… Nerden bakıldığına göre değerlendirmeler değişmektedir. Acısıyla tatlısıyla, sevinciyle kederiyle 365 gün geride kalmış oldu. Her yıl böyle bir gün yaşanmaktadır. Esasen değişen bir şey olmamakta, zaman diliminin fark edilmesi, hayatın zamana göre planlanması bakımından takvimler önem az etmektedir. Takvim açısından bakıldığın da yılın sonu veya diğer yılın başı olmasının her hangi bir önemi söz konusu değildir. Bu nedenle de; yıl başının kutlanması gibi bir mantığın da anlamı yoktur. Ancak; yıl başına özel anlam atfedilip, bu zaman dilimi; Hz. İsa’nın doğumuyla ilişkilendirildiğinde durum değişmekte, bunun değersel karşılığını yaşamak ve yaşatmak isteyenler olmaktadır. Hz. İsa Kur’anda adı geçen Peygamberlerdendir ve Müslümanlar için de önemlidir. Elbette bir Peygamberin doğumu, yaşamı ve ölümü insanlar için, özellikle de Müslümanlar için çok önemlidir ve bunun üzerinden bir takım değerlendirmeler yapmak da çok normaldir. Peygamberimizin doğumunu nasıl ki Kutlu Doğum Haftası veya Mevlidi Nebi haftası veya Mevlid Kandili adı atında değerlendiriyorsak, Hz. İsanın da doğumunu değerlendirmenin hiçbir sakıncası yoktur. Hz. İsanın doğum tarihiyle ilgili her ne kadar farklı zamanlar ifade ediliyorsa da, bunun için belli bir tarihte değerlendirmeler yapmak gayet makuldür.
Yılbaşının belirlenmesinde Hz. İsa’nın doğum tarihi milad olarak esas alınmıştır. Bu; Hıristiyan kültürünün ve geleneğinin ritüellerine de dönüştürülmüştür. Hz. İsa’yı Hıristiyanlar sahiplenmiş, kutlamalarını da kendi değersel kuralları çerçevesinde geleneğe dönüştürmüşlerdir, hatta bu durum dini bir gereklilik ve ritüelleri olan zorunluluk haline de gelmiştir. Onlar için normal ve makul olabileceğini ifade ettiğimiz bu konudaki kutlama ritüelleri Müslüman için asla doğru değildir. Müslüman kendi değersel kültürünü kendi normlarından geliştirmek zorundadır. Elbette Müslümanlar Hz. İsanın doğum gününü kutlamalıdır, elbette Müslümanlar da yılbaşını değerlendirmelidir ama bu kutlama ve değerlendirmeler Hıristiyan geleneğinin adetleri olmamalıdır. Bunları değerlendirecek ve kutlamasını sağlayacak bir çok İslam kültür geleneği tarihten beri oluşmuştur. Müslümanların, Hıristiyanlar gibi yılbaşını; eğlenceye ve günahın işlenmesi için bir zaman dilimine dönüştürmeleri; hem inanç, hem kültür, hem gelenek açısından kabul edilemez bir durumdur. Hz. İsanın doğumunu kutlamayı; eğlenceye dönüştürmek ise bir Müslüman için olabilecek en kötü davranıştır.
Müslümanlar da Yılbaşını belli bir amaçla değerlendirebilirler. Bu değerlendirme geçmiş yılın muhasebesi, gelecek yılın programlanması doğrultusunda olmalıdır. Hatta bu geceyi tefekkür ve ibadete, dua ve zikire dönüştürmek de en faziletli davranış ve kutlama biçimi olacaktır. Kandil gecelerini değerlendirirken yapılan ritüellerin benzerlerini Yılbaşı gecesinde de yapmak kötü bir gelenek olmayacaktır. Aksine; bir zaman diliminden diğerine geçerken nefsi bir hesaplaşma olacaktır ki; çok yerinde, anlamlı, önemli ve faydalıdır. Hem bir Peygamberin doğumu Müslümana yakışır biçimde değerlendirilmiş, hem de yeni bir zaman dilimine tefekkür, dua, zikir ve ibadetle girilmiş olacaktır. “Bir günün sabahı nasılsa akşamı da öyle olur, akşamı nasılsa sabahı da öyle olur” anlayışından hareketle de; dua, ibadet, zikir ve tefekkürle girilen yeni bir yıl da; dualara uygun gelişecek ve yaşanacaktır.
Geride kalan her bir gün, yaşanma şekline göre kişinin amel defterinde yer bulacaktır. 2023 yılı da Müslümanın amel defterinde güzellikler olarak yazılmış, 2024 yılı da güzellik, rahmet ve bereketle dolu olsun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.