2025’E DOĞRU MAAŞ ARTIŞLARI
Yeni yıl yaklaşırken asgari ücret, memur maaşları ve emekli aylıkları için yapılacak zam oranları ülke gündemini meşgul etmeye devam ediyor.
Ancak açıklanan veya beklenen zam oranları, artan hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında vatandaşın alım gücünü ne kadar koruyabileceği endişesi var.
2024 yılında net asgari ücret 17.002 TL’ye yükselmişti.
2025 için ise zam oranlarının %40-50 arasında olacağı tahmin ediliyor.
Bu da net maaşın 24.000 TL civarına çıkacağı anlamına geliyor.
Ancak temel tüketim ürünlerindeki fiyat artışları ve kira bedellerindeki yükseliş göz önüne alındığında, bu maaş seviyesinin yalnızca enflasyon oranlarına yetişme çabası olduğu görülüyor.
TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyon oranı %60 civarında seyrediyor.
Ancak bağımsız araştırmalara göre, hissedilen enflasyon bunun çok üzerinde.
Özellikle gıda, enerji ve konut gibi temel harcama kalemlerinde yıllık fiyat artışları %100’lere ulaşmış durumda.
Asgari ücretle yaşayan bir ailenin, zamlarla bile yaşam standartlarını koruyabileceği şüpheli.
En düşük memur maaşı 2024’te 39.177 TL olarak belirlenmişti.
2025 için %40-50’lik bir zam bu rakamı 55.000 TL’ye kadar çıkarabilir.
Ancak memur maaşlarındaki bu artış da hızla yükselen enflasyon karşısında yetersiz kalıyor.
Eğitim, sağlık ve ulaşımdaki yüksek fiyat artışları memurların maaşlarının büyük bir kısmını eritiyor.
Emekliler için durum daha kritik.
En düşük emekli maaşı 2024 yılında 10.000 TL seviyesine çıkarılmıştı. Seyyanen verilen zam ile 12.500 TL olmuştu.
Beklenen zamlarla bu rakam 14.000 TL’ye yükselebilir. Yine aynı oranda seyyanen zam ile 16.800 TL olabilir.
Ancak bir emeklinin sadece kira ve gıda masrafları düşünüldüğünde, bu maaş seviyesinin temel ihtiyaçları karşılaması bile oldukça zor.
Çalışanların ve emeklilerin en büyük sıkıntısı, maaş artışlarının piyasalardaki fiyat artışlarıyla uyumlu olmaması.
Örneğin, temel gıda ürünlerinde yıllık artış %80-100 arasında.
Kiralar, özellikle büyük şehirlerde, %100’den fazla artmış durumda.
Bu nedenle maaş zamları sadece göstermelik bir iyileştirme olarak algılanıyor ve alım gücündeki düşüşü durdurmaktan uzak kalıyor.
Hükümet yetkilileri, vatandaşları enflasyona ezdirmeyeceklerini sıkça dile getiriyor.
Ancak gerçek yaşam maliyetleri, bu söylemin uygulamaya ne kadar yansıdığını sorgulatıyor.
Daha sürdürülebilir bir çözüm için sadece maaş zamlarına değil, fiyat artışlarının kontrolüne ve gelir adaletine yönelik politikaların devreye sokulması gerekiyor.
2025 yılına girerken açıklanacak maaş zamlarının, halkın alım gücünü korumak için yeterli olması şart.
Ancak bugüne kadarki ekonomik tablo, zamların hızla yükselen fiyatlar karşısında anlamını yitirebileceğini gösteriyor.
Bu durum sadece bireysel bütçeleri değil, toplumsal huzuru ve ekonomik dengeyi de tehdit ediyor.
Yılbaşında yapılacak maaş düzenlemelerinin, vatandaşların yaşam standartlarını gerçekten iyileştirecek düzeyde olmasını umut ediyoruz.
2025 yılı, ekonomik ve sosyal anlamda dengelerin yeniden sağlanması için bir fırsat olabilir.
Ancak bu fırsat, güçlü bir irade ve etkili politikalarla değerlendirilmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.