ACİL SERVİS TUZAKLARI
Acil servis, bir sağlık kuruluşunun en kritik ve en kutsal alanlarından biridir.
İnsanlar burada genellikle yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide adım atar.
Ancak ne yazık ki, Türkiye'de bazı özel hastanelerde acil serviste başlayan sağlık hizmetleri, bir gelir kapısına dönüştürülerek mağduriyetlere yol açıyor.
Acil giriş yapan hastalara ücretsiz hizmet sunulması gerektiği halde, çeşitli yöntemlerle ücret talep ediliyor.
Bu durum hem yasalara aykırı hem de vicdanları yaralıyor.
Sağlık Uygulama Tebliği açıkça şunu ifade ediyor.
Acil durumlarda tüm hastaneler, özel ya da kamu ayrımı olmaksızın, hastalara ücretsiz hizmet vermekle yükümlüdür.
Buna rağmen birçok hastane, acil servis hizmetinin ardından, hastayı poliklinik veya yatış gerektiren bir bölüme yönlendirerek ücret talep ediyor.
Bu geçiş sırasında imzalatılan belgelerle hastalar ya da yakınları adeta bir "masraf tuzağına" düşürülüyor.
Acil halin sona erdiğini belirten bir rapor olmadan hastayı poliklinik hizmetine yönlendirmek ve ücret talep etmek, yasal olarak sorunludur.
Ancak çoğu hasta, acil servis ortamında böyle bir belge imzaladığını bile fark etmiyor.
Üstelik acil servis sırasındaki panik ve endişe, hastaların bu tür belgeleri sorgulamasını da zorlaştırıyor.
Hastaların şikayetleri genellikle hep aynı konuları kapsıyor.
Acil giriş yapıldıktan sonra hiçbir uyarı olmadan ücret talep ediliyor.
Poliklinik hizmetine geçiş sırasında gerekli açıklama yapılmıyor.
Hizmet faturaları şişirilerek, gereksiz tetkik ve müdahaleler ekleniyor.
Bu süreçlerde, sadece hastalar değil, hasta yakınları da hem maddi hem manevi olarak yıpranıyor.
Acil servis hizmetlerinin temel amacı, hayat kurtarmak ve acil sağlık sorunlarına müdahale etmekken, bu tür uygulamalar vicdanları sızlatıyor.
Oysa her kurumlar gibi özel hastanelerde her konuda şeffaf olmalıdır.
Özel hastaneler, acil serviste hizmet alan hastalara net ve açık bilgi vermelidir.
Hangi hizmetlerin ücretsiz olduğu, hangi durumlarda ücret talep edilebileceği yazılı ve sözlü olarak belirtilmelidir.
Hastaneler, hastaların panik ve endişe durumlarını fırsata çevirmemelidir.
Hastalar, özellikle acil durumlarda, hiçbir şekilde yanıltılmamalıdır.
Sağlık Bakanlığı, özel hastaneleri bu tür uygulamalar konusunda daha sıkı denetlemeli ve usulsüz ücret talep eden hastanelere caydırıcı cezalar vermelidir.
Eğer acil serviste ücret talep edilirse, hastalar ve hasta yakınları şu adımları atmalıdır.
Sağlık Bakanlığı’nın ALO 184 hattına şikayette bulunun.
Hastaneden tüm belgeleri ve hizmet dökümlerini talep edin.
Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurarak ödediğiniz ücretin iadesini isteyin.
Durumu Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) üzerinden yetkililere iletin.
Acil servislerde yaşanan bu tür haksızlıklar, toplumun sağlık hizmetlerine olan güvenini zedelemektedir.
Sağlık hizmetleri ticari bir metaya dönüştürülmemeli, aksine insan hayatına verilen değeri yansıtmalıdır.
Unutulmamalıdır ki, bir gün hepimiz bu hizmetlere ihtiyaç duyabiliriz.
Sağlık sistemindeki bu tür açıkların kapatılması ve hasta haklarının korunması için hepimizin duyarlı olması gerekiyor.
Özel hastaneler, hastalara birer müşteri değil, yaşamı emanet edilmiş insanlar olarak bakmalıdır.
Vicdanlara sığmayan bu uygulamalar son bulmalı, sağlıkta güven ortamı yeniden tesis edilmelidir.
Yaşamın kurtarıcı eli olması gereken sağlık sektörü, umarım bir gün hastaların değil, yalnızca hastalıkların karşısında durur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.