AHİRETİ UNUTMAMAK
Yüce Allah biz insanları hem en güzel şekilde yaratmış, hem tüm imkanları bize lütfetmiş, hem de tüm canlı cansız varlıkları bizlerin hizmetine sunmuştur.
Dünyada Yüce Allahın halifesi olarak isimlendirilen insanoğlu kendisine verilen nimetlerin karşılığında başı boş da bırakılmamıştır.
Kur’an “siz başı boş bırakıldığınızı mı zannediyorsunuz” diyerek bu gerçeği gözler önüne sermiştir.
İnsan Allaha karşı sorumluluk görevini ve Allah’ı tanıma durumunu kendisi kabul etmiştir.
Allahı nasıl tanıyacağını ve sorumluluklarını nasıl yerine getireceğini öğrenmesi için de Yüce Allah kitap ve Peygamberler göndermiştir.
İnsanlar kendilerine gönderilen Kitap ve Peygamberlerin mesajları doğrultusunda bir dünya hayatı yaşamaları halinde hem dünyalarını hem de ahiret hayatlarını düzene sokmuş olurlar.
Bu da dünya ve ahiret mutluluğu sağlar.
Ahiret, dünyada hatırlanmalıdır.
Dünya hayatının oyun ve eğlenceleri, süsü ve ziyneti ahiret hayatını unutturmamalıdır.
Elbette dünya hayatının nimetleri de güzeldir.
Onları da Yüce Allah bize süslü göstermiştir.
Ama Yüce Allah bize ahiret hayatının dünya hayatından daha önemli olduğunu da Kur’an yolu ile bildirmiştir.
A’raf suresi 51. ayette Yüce Allah; “Onlar dinlerini oyun ve eğlence edinmişler ve dünya hayatı da kendilerini aldatmıştı. İşte onlar bu günlerine(ahiret günlerine) kavuşacaklarını nasıl unuttular ve ayetlerimizi inkar edip durdularsa, biz de onları bu gün öyle unuturuz” buyurmaktadır.
Dünyada ahiretin hatırlanması, Yüce Allahın emir ve yasaklarına uygun bir hayat yaşanmasıyla mümkündür.
Eğer dünya yaşamında Allah hatırlanmaz, ahiret unutulursa; Ahirette de o kimse unutulanlardan olur.
İnsan denen varlık için dünya ve ahiret olmak üzere iki hayat vardır.
Dünya hayatı olmadan ahiret hayatı inşa edilemez, zira dünya ahiretin tarlasıdır.
Bu tarlanın mahsulü kişiyi ahirette ya abat ya da berbat eder.
Dünyadaki hiçbir şey insana ahireti unutturmamalıdır.
Bunun için de dünyadaki her işimizi ve amelimizi ebedileştirmeliyiz.
Zaten amellerimiz ebedileşiyor.
Yaptığımız her iş kayıt altına alınarak ahirette karşımıza geçecek ve huzurumuza sunulacaktır.
Huzurumuza sunulacak olan dünya işlerinden zorluk çekmemeliyiz.
Onlar bizim ahiret hayatımızı belirleyeceklerdir.
Ahiret sermayemiz olacaktır.
Dünyada öyle iş ve işlemler yapmalı, öyle ameller işlemeliyiz ki mahşerde karşılaştığımızda yüzümüz gülmüş olsun.
Biz dünyada ahireti unutmaz ve hatırlar, buna göre bir hayat geliştirirsek, ahirette de Yüce Allah bizi unutmaz.
Ebedi alem olan ahiret hayatı bizim için güllük gülistanlık olur.
Sonsuz bir hayatın böyle olmasını kim istemez.
Öyle ise, ne pahasına olursa olsun dünyada iken ahiret hayatımızı en iyi şekilde inşa etmeliyiz.
Özelde ramazan ayları ve bu ayda yapılan başta oruç ibadeti olmak üzere tüm ibadetler, genelde de tüm zaman dilimlerindeki amellerimiz bizi ahirette hatırlananlar gurubuna sokacaktır.
Yeter ki ahireti hesaba katarak davranışlarımızı şekillendirelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.