AL GÜLÜM VER GÜLÜM

                                                  AL GÜLÜM VER GÜLÜM

            Her zaman söylediğim sözü tekrar ederek yazıma başlamak istiyorum. Hiçbir şey göründüğü gibi değil, her şeyin bir arka planı var dediğimi ve bu ifadeyi çok sık kullandığımı birçoğunuz bilir. Bazen hafta sonları TRT 1'de sabah saat 10.30–11.00 arasında kovboy filmlerini seyrederim. Bu filmlerden birinde çok enteresan bir sahne izlemiştim. Kasabanın Şerifi adamın birine kafayı takmış, adamın haksızlıklarla mücadele noktasında verdiği mücadelelerde ipin ucu Şerife de dokununca Şerif adamla ilgili bir hayli araştırma yaptırıp içeri atmak istese de adamın açığını bulamayınca adamı ıssız bir köşede yakalayıp adama iki kere iki kaç eder demiş adam dört deyince SANA BU KADAR AKIL FAZLA deyip alnının ortasından vurmuş.

            Bu anekdotu sunma nedenim yaşadığımız şehirde doğruları söylediğinizde veya olayların arka planını ortaya çıkardığınızda muhataplarınız ellerinden gelse filmdeki gibi sizi alnınızdan vurmak istiyorlar. Bu anlamda bizi de öldürmek isteyenler oldu ama bizim Allah'ın verdiği canı ondan başkasının alma imkânı olmadığına imanımız tam olduğundan havalarını aldılar. Aslında çok fazla bilmek insana sıkıntı veriyor, hele hele birde haksızlığa tahammülünüz yoksa her Allah'ın günü başınız belada demektir. Annem, babam ve ailem üzülmeseler her gün adam dövüp hapse girmekten asla çekinmezdim. Yeni aldığım bir haber beni o kadar tahrik etti ki anlatamam. Hocanın biri eşinden ayrılmak üzere onu mahkemeye veriyor, üç tane çocuğu var, bu çocuklardan birisi üniversiteyi bu yıl bitirmiş, birisi son sınıfa geçmiş, en küçüğü de lisede okuyormuş. Hoca eşinden ayrılmak için mahkemeye dava açmış ama mahkeme kaç yıl sürer siz tahmin edin, eşine ve çocuklarına tek kuruş para vermiyormuş. Bırakın para vermeyi çocuklar iş bulunca gidip buldukları işe engel olmaya çalışıyormuş. Çocuklardan birisi düğün yapmak için babasına gidip demiş ki “Baba senden hiçbir şey istemiyorum sadece düğünümde yanımda ol, babası var desinler yeter ” demiş hoca onu da kabul etmemiş.            

            Hocanın eşinin mutfak malzemesini sanırım hayır kurumları temin ediyormuş. Çocuklarına ve eşine tek kuruş para vermediği söyleniyor, şayet bu denilenler doğru ise bu Hoca'yı Allah için dövmek sevap mıdır?, yoksa günah mıdır? siz karar verin. Allah sizi inandırsın şayet annem, babam ve ailemin üzülmeyeceklerini bilsem o Hocayı haşat edip, cezasını çekerdim ama ailemi yeterince üzdüğüm ve daha fazla üzülmemeleri için sabrediyorum, ama gelin görün nasıl sabrediyorum, inanın içim içimi yiyor. Hayrettin Hoca'yı arayıp konuyla ilgilenmesini isteyeceğim inşallah yardımcı olur da iş bana düşmez. Diyeceksiniz ki kanun var sana ne? Kanunun varlığından ve işleyeceğinden şüphem yok ama aradan geçen zaman içerisinde bu aile açlıktan ölürse vebali kimin olacak söyler misiniz?

            Asıl konumuz olan 'Al Gülüm Ver Gülüme' gelinceye kadar nerede ise sayfa bitti ama takdir edersiniz ki konu önemli olduğundan değinmeden geçemedim. Konumuza gelince malumunuz geçtiğimiz haftalarda İl Özel İdaresi'ne İl Genel Sekreteri atandı, Hastaneler birliğine de sekreter atandı. Bu konuda daha önce yazdığım köşe yazısında hastaneler birliği Sekreterliğine Trabzon'dan Şafak Sümbül'ün atanacağını, Trabzon'a ise Mustafa Kasapoğlu'nun atanacağını yazmıştım. Ancak daha sonra siyasetçiler kendi aralarında oturup bir anlaşma yapmışlar. Samsun'a atanacak Hastaneler birliği Sekreterini Trabzon'dan, Ordu'ya atanacak Hastaneler birliği Genel Sekreterini Samsun'dan,  Samsun İl Özel İdaresine atanacak İl Özel İdaresi Genel Sekreterini ise Ordu'dan atamak üzere anlaşmışlar. Sizin anlayacağınız Karadeniz'de üç İlin siyasetçileri kendi aralarında Al Gülüm Ver Gülüm mantığı ile anlaşmışlar. Trabzon'dan daha önce ataması kesine yakın olup da atanmayan Şafak Sümbül çocuklarının eğitimi nedeniyle ailesini taşımaksızın Samsun'da görev yapacağını öğrenen çevresi bu durumun sorun olacağını kendisine iletince kendisi vazgeçip, tayinini Trabzon'a yakın Rize'ye yaptırdığını öğrendim.

            Peki, yeni Büyükşehir Kanunu ile İl Özel İdaresi kapatılacak bu kadar kısa bir süre için Genel Sekreter neden atandı derseniz kanaatimce Ordulu olan İçişleri Bakanı Ordulu hemşerisine kıyak yapıp kadro verecek ardından da ömrü kifayet edip Bakanlıkta kalırsa Vali yapacak veya kendi Bakanlığında üst düzey görev verecek. İşte size üç atamanın arka planı. Şimdi benim de kovboyun dediği gibi aklım fazla değil ama bilgim fazla olduğuna göre vurulmayı hak etmedim mi? Bu şehirde Trabzonlular hakim diyenler Orduluları da unutmasınlar. Kalın sağlıcakla        

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR