Bahçelievler'in Huzur....
Bahçelievler'in Huzur Veren Sokakları
Ankara iyice serinledi.Geceleri ayaz başladı yine.Aslında şehrin bazı bölgelerinde yaz sonunda bile ayaz devam ediyordu.Bahçelievler'de de durum pek farklı değil...Ana cadde kıyısında esnafın yoğunlukta olduğu ve öğrencilerin turladığı kısımlar canlı olsa da;ara sokaklar ve Bahçelievler'e çıkan yollar hala geçmişin izleriyle dolu.
Sokak aralarında sıralanmış ağaçlar hafif bir perde gibi gölgelikler yarattılar yaz boyu.Şimdiyse yağmurlu günlerde birbirinden güzel manzaralar oluşturuyorlar.
Adı gibi bahçeli evlerin yoğunlukta olduğu bu bölge,sanırım eski yüksek memurların ikamet ettikleri yerlerdi.Şimdiki sahipleri ise ya onların mirasçıları ya yeni birileri ya da geçmişten kalan birkaç derin çizgili insandır.
Evlerin bahçelerindeyse;yapraklarına çiğ düşmüş yeşillikler,yıllar öncesinden kalan minik ördek ya da kuğu heykelleri,çeşitli bahçe süsleri,kırık taşlar ve çürümüş birkaç parça eşya...Bazen tek tük kediler de görmek mümkün.Fakat,geçmişte ne oldu bilmiyorum,şehrin merkez semtlerinde kedilere rastlamak bir hayli güç.Benim gibi kedilerin manevi annesi olan biri için bir kediyle göz göze gelebilmek,ona dokunabilmek mucize kadar zor buralarda.
Yazın iki üç katlı apartmanların bahçelerinde kuytuluklarda dinleniyorlarken gördüğüm kedilere,kışın rastlama umuduyla çantamda minik bir poşet kedi mamasıyla geziyorum sokaklarda...
Sokak aralarında ilerlerken hissedilern dinlenmiş sessizliğin yerini,Ankara sosyetesinin uğrak mekanı olan 7.Cadde'ye yaklaştıkça;restore edilen binalar,yeni açılan şık kafeler,güzellik salonları ve lüks mağazalar almaya başlıyor.Saçları her renkten,kendileri her yaştan süslü hanımlar,sabah yürüyüşüne ya da köpeklerini gezdirmeye çıkyorlar günün her saati.Alışveriş torbaları ya da arkadaşlarla yapılan dinlendirici sohbetlerle yürüyorlar bu sokaklarda.
Sosyeteden çok,gençlerin rağbet ettiği mekanlarda ise Bahçelievler ve Beşevler'e inat,gürültü,ışıltı ve hareketlilik göze çarpıyor.Kızılay'daki keşmekeşten yorulan ruhumuz için,kalabalıktan sıyrılıp ara sokaklardaki huzur veren yürüyüşümüze devam ediyoruz.
Kar altında daha da sessizleşen sokaklarda,Ankara'nın ayazıyla,yürüyen buz kütlesine döndüğünüz kış günlerinde bile bu sessizlik sizi rahatlatıyor.Pencerelerde oturup sessizce sokağı seyreden yaşlı insanları görünce gülümsüyorsunuz.Karlı sokaklarda,kulağımda klasik müzikle yürümekse,bana dünyanın en güzel duygularını hissettiriyor.
Kaldırımlar,düzenli yollar ve Ankara'nın o ciddi,mağrur ve "Anadolu" havası size inanç katıyor;"her şeye rağmen" diyorsunuz,"yaşamalı bu şehirde!"
Bozkırın ortasındaki bu direnç şehri,size her adımda bunu anlatıyor cesurca! İşte o zaman diyorsunuz ki,bu şehir yaşamalı!
İyi haftalar!