Piyasa

Bu hafta ne yazmalı diye epey düşündüm ve internette şöyle bir dolanayım dedim. Her gün dolanıyorum zaten; ama bu kez magazin ve televizyon dünyası, programlar, diziler ve aktiviteler üzerine bir dolanalım dedim. Başladım televizyonların resmi internet sitelerine bakınmaya... Şimdi burada tek tek isim isim yazmak hem biraz özele girmiş olacak, bu da konudan saptırabilir hem de genel konuşalım ki daha çok şeyden bahsedelim. Öncelikle sitelerin çoğunda ilk açtığımızda anasayfada bizi o kanalın popüler dizilerinin oyuncuları karşılıyor. Şık bayanlar, bakımlı erkekler, adeta bir tekstil firmasının abiye kıyafet kreasyonu gibi dizi dizi duruyorlar. Çeşitli arkaplan efektleriyle, altlarda yazan merak uyandırıcı cümleler ve ışık oyunlarıyla pırıl pırıllar. Hemen çevresine dizilmiş video görüntüleri linkleri, eski bölümlerin özetleri, diziden fotoğrafların olduğu galeriler...vb eşliğinde.
Televizyon kanallarının nelere öncelik verdiği ya da gelirini asıl nereden sağladığını aslında bu sitelerden görmek mümkün. Güncellenmesine özel önem gösterilen bu sitelerle, ekranlarda olduğu gibi sanal alemde de bir nevi vitrine çıkıyor tüm yüzler. Genelde parlak renkler ve hareketli görüntüler seçilerek 'gençlik ve dinamizm' imajı verilmek isteniyor. Eğlence, magazin, çocuk ve dizi gibi programlara genç kişiler uygun görülürken; açık oturum, söyleşi, haber, yemek programlarında orta yaş ve üzeri kişilerle 'deneyim' ifadesi ön plana çıkarılıyor. Şuan kısa bir 'internette televizyon kanalı turu' yapıyorum ve izlemediğim kanallarda bile artık tanıdık olan yüzler gördüğümü anlıyorum. Bunu severek söylediğimden değil; aynı kişilerin kanal kanal her yeni yayın döneminde dolandığını fark etmiş oluyoruz aslında. Bazı dizilerin yardımcı oyuncuları yeni kişilerden, yeni yüzlerden oluşsa bile başroller de  konular da aslında tek hat üzerinde gidiyor. Bir dönem sürekli ağa, konak dizileri izleyen halkı bıktırdılar ki zengin köşk, malikane, holding, entrika dizilerine geçtiler. Sonra kısa bir süre milli mücadele ekseninde dolanan diziler oldu; şimdilerdeyse roman uyarlamaları rağbette. Dizi sektöründe -bu da dersaneler gibi bir sektör oldu artık- konuyu ilk bulan, izleyiciyi ilk toplayan liderliği pek bırakmıyor. Çünkü taklitten ziyade, ilk akıl eden kazanıyor gerçek hayattaki gibi.
Haber programı sunucuları arasındaki rekabet kadar ekonomi kanallarındaki programların sunucuları arasında da bir rekabet var. Aslında kapitalizmin temel mantığı hayatımızın tümüne işlemiş. Her şeyin herkesin 'piyasası' oluşmuş. Ekonomi programı sunucusu güzel ve alımlı olmak zorunda, haber programı sunucusu yakışıklı olmazsa ya da güven verici olmazsa olmuyor. Gösteri (show) programı sunucusu ille şakalar yapmalı, sürekli birilerine sataşmalı; evlendirme programı adı altındaki tanımlayamadığım saatlerin sunucuları hem dans etmeli hem iyi bağırabilmeli hem de neşeli olmalı... Bunlardan bazıları gereksiz hatta küçük düşürücü geliyor bana. Ama ekmek aslanın ağzında, hatta artık aslan nerede diyorken; her şeyin piyasasının oluşmuş olması, insanların para ve güç uğruna birbirini ezmeleri,magazin malzemesi olmaları normal karşılanır olmuş. Durup düşünmek lazım, bizi kim bu hale getirdi diye...
                                                                                                                                                                                     iyi haftalar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR