BAŞKANLIK SİSTEMİ
Ülkemiz yeni bir döneme girdi. Yönetim şekli değişti. Bürokratik vesayet bitti. İşlerin tek elden ve kolayca yürüyebileceği bir süreç başladı. Yetki ve sorumlulukların sahibi belli olan bir idare şekli oluştu. Bir hafta önce bir kamu kurumundan resmi bir evrakın alınması gerekmişti. Bunun için önce bir dilekçe yazdım, dilekçede belirttiğim talebim doğrultusunda bir yazının tarafıma verilmesini istedim. Kendim şehir dışına çıktığım için de işimi takip edecek bir dostumdan yazının alınmasını ve sosyal medya üzerinden bana iletilerek sonra da gereğinin yapılmasını istedim. Sosyal medya ve telefon haberleşmesi üzerinden işlemin seyrini de takip ettim. Dilekçemde ne istediğimi açıkça belirtmeme rağmen, üç beş satırlık cevabi yazının ilk verileninde tarih yanlışlığı, ikinci verileninde imza yanlışlığı olduğunu gördüm ve ancak üçüncü tekrarında doğru yazıyı alabildik. Söz konusu yazının hazırlanması, parafları ve nihai imzalanması sürecinde; memur, şef, müdür, muavin ve kurum amiri olmak üzere beş kişinin elinden geçmesine rağmen üçüncü defada ancak doğru bir yazı elde edebildik. Doğru yazının elde edilmesini de kendi dikkatim ve takibimle sağlayabildik. Eğer takip etmemiş ve dikkatle gözden geçirmemiş olsam, acilen gerekli olan bu yazının kurumlar arası işlevini yerine getirecek şekilde düzeltilip havalesi ve adresine ulaşıp, işlem görmesi bir aylık zamanı alacaktı. İşte, bu nedenle yeni dönem çok ama çok önemlidir.
Bundan böyle devlet kurumlarının özel sektör anlayışıyla çalışacağı kanaatindeyim. Kamu görevi ve kamu hizmeti diye, devletin asli olarak yapacağı hizmetlerle, iradi olarak yapacağı hizmetler daha verimli olarak sunulacaktır. Adalet, güvenlik, eğitim ve savunma gibi devlet olmanın gereği yapılan hizmetlerle, kültür, spor, soysal hizmetler gibi toplum talebine cevap olacak hizmetler de daha kıvamında olacaktır. Yeni hükümetin bakanlık dağılımları ve söz konusu bakanlıklara yapılan atamalar incelendiğinde bu husus net bir şekilde görülecektir. Adalet, iç işleri, dış işleri, milli savunma ve milli eğitim bakanlıklarının devlet tecrübesine sahip ve bu bakanlıkların hizmet alanlarıyla ilgili devlet aklıyla barışık kimseler tarafından yürütüleceği, dışındaki bakanlıkların ise özel sektör tecrübesinin daha ön planda olanlarla değerlendirildiği görülmektedir. Sayın Cumhurbaşkanının çok seri bir şekilde alacağı kararların, alt kadrolar tarafından bazen günlük, bazen saatlik uygulamalarla yerine getirileceği günleri göreceğiz. Topun taca atılamayacağı, tembel ve işgüzar personellerin kapı dışına atılacağı bir devlet yapısı göreceğiz. Bir personelin çalışıp, yirmi personelin hasta ve deli sıfatıyla kıyı köşe sığınıp kaçtığı bir devlet yapısından kurtulacağız. Önce kurumların başında olan yıllanmış, köhneleşmiş, hantallaşmış, kronikleşmiş, her dönemin adamı olmakla övünmüş ve övülmüş, kurumu kendi egosunun tatmini olarak kullanır hale gelmiş, kavgacı, parafçı, sömürücü, semirici kurum amirleri en yakın zamanda yazlıklarındaki yerlerini alacaklardır. Devletin millete hizmetçi olduğu, devletin millete tepeden bakma döneminin bittiği ve özlemi çekilen bir dönem başlamıştır. Elbette bu dönemin geçiş sürecinde, sistemin kurumsallaşmasına kadar bir takım sorunlar ortaya çıkabilecektir. Ortaya çıkan sorun, sorunsuz bir şeklide sorumlularca düzeltilecek, seri bir şekilde de yola deva edilecektir.
Üretici olmayan, seri hareket edemeyen, akıl hocalığını meslek edinmiş, günahı personele yükleyip sevapların sahibi olmayı alışkanlık kabul eden idareciler; kendiliğinden dilekçelerini verip, evlerine gitmenin hazırlığını yapmalıdırlar. Başkanlık sistemi, kurumların da aynı sistemle çalışmasını ve çalıştırılmasını sağlayacaktır. Yeni sistem hayırlı olsun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.