Seçim sath-ı mailine girdiğimiz şu günlerde her taraf toz duman. Tabiri caizse, her kafadan bir ses çıkıyor.
Aday adayları... Temayül yoklamaları... Örgütle ilişkiler...
Şu kesin adaymış... Öbürünü çizmişler... Daha belli değilmiş...
Araya Kurban Bayramı da girince etraf daha bir şenlendi...
Belediye bütçelerinden karşılanan reklamlar... Yok efendim, bayram tebrikleri...
Hizmete talip olanlar!..
Bilgi birikimlerini halk için ortaya koyanlar!..
Her şeyi “bizim için” yapanlar...
Kendisi için bir şey istemiyenler!..

Ben bunu bir yerlerden hatırlıyorum da... Çağrıştırdığı şeyler pek iç açıcı değil...
“Kendim için bir şey istiyorsam namerdim” teraneleri bir zamanlar çok meşhurdu da...
Ardına bir cümle de biz eklemiştik:
“Kendim için bir şey istiyorsam namerdim, anam için güzel bir gelin istiyorum...”
Sanki hiçbiri kendisi için bir şey istemiyormuş... Hepsi bizim için çalışacakmış...
Hepsi bizim içinmiş...
Hay Allah razı olsun, şu işi başka kimse de beceremez ya!..
Adaylarımız olmasa halimiz nice olurdu?..

Bayram süresince kulisler, adam aramalar ve dedikodular devam edecek. Vakit de yeterli. Dokuz günlük uzun bir tatil...
Ve tatilin sonunda gülenler, küsenler, kırılanlar...
Aday adayları için uzun ve yorucu bir tatil olacak...

Siyasetten anlamadığım için, kimlerin seçileceği hususunda fikir beyan edemiyorum...
Malüm, siyaset ince sanat...
Karıncanın bile belini incitmiyeceksin...
Bende düz mantık, her yanlışa muhalefet var...
Böyle ince hesaplardan anlamam...
Kimlerin seçileceğini bilmiyorum yalnız, Samsun'un geleceği için, kimlerin seçilmemesi gerektiğini biliyorum...
Çevrenize bakarsanız, yapılanların nasıl yapıldığını, nasıl planlandığını, kaça mal edildiğini araştırırsanız siz de göreceksiniz...
Sadece “görmek istemek” yeterli...

Meteorolojiden gelen bilgilere göre bayramda havalar soğuyacakmış...
Siyasetteki hararetse durmadan yükseliyor...
Bayram sonra, “takke düşer, kel görünür...”
Ve bir Karagöz tekerlemesi ile bitirelim:
“Görelim ayine-i devran ne suret gösterir...”

Bayramınız mübarek, her gününüz bayramlar kadar güzel olsun...
Mehmet Büyükalbayrak