BEŞERİ İLİŞKİLER…
İnsani ilişkilere, beşeri ilişkiler diyoruz. İnsanların birbirleriyle olan münasebetleri, beşeri ilişkileri oluşturmaktadır.Cemiyet halinde yaşayan insanların bir birleriyle ilişkileri kaçınılmazdır. Dinimiz de, cemiyet hayatına önem vermiş, cemaat oluşturmayı önemsemiştir.
Toplu ibadetlerin faziletli olması, cemaatin önemini anlatmaktadır. Cemaatle kılının namazın yirmi yedi derece faziletli olması, Cuma namazının yalnız olarak kılınamaması, bayram namazları gibi ibadetlerin hikmetleri, cemaat oluşturmaktır.
Cemaat ve cemiyet, bir arada yaşamanın adıdır. Kulluğun önemi, ibadetin hikmeti, insanın fazileti, cemaat hayatı yaşanması durumunda önem arz eder ve anlamlı olur.
İbadetler, insanların cemiyet hayatlarını disipline etmektedir. Namaz, insanları kötülüklerden alıkoyar. Zekat fitneyi ortadan kaldırır, malın bereketini arttırır. Oruç, öteki insanın durumunu anlamayı sağlar. Hac, global anlamda insanların dertlerinin çözüm merkezi ve genel kongre önemini sahiptir.
Bu ana ibadetler ve diğer tali ibadetlerin hepsi, insanların bir arada yaşamasını kolaylaştırmak içindir.
Bir arada yaşayan insanların; eğitimlerinden, etnik yapılarından, yetişme ortamlarından, gelenek ve göreneklerinden, örf ve adetlerinden kaynaklanan farklılıklar söz konusudur. Bu farklılıklar nedeniyle insanlar zaman zaman birbirleriyle sorun yaşarlar, itişip-kakışırlar, birbirleriyle dargın olurlar.
Bu sorunların oluşmaması veya oluşması durumunda da kısa zamanda izale edilmesinin sağlanması için İslam dini kurumsal mesajlar sunmaktadır.
Müslümanın üç günden fazla birbiriyle dargın durmasının doğru olmadığını ilan eden dinimiz, böyle durumda olanları ikaz etmektedir.Müminlerin kardeş olduklarını bildiren Kur’an, araları açık olanların diğerleri tarafından düzeltilmesinin gereğini belirtmektedir.
Dargınlık vebali, barışma sevabı getirir. Müslümanın diğer Müslümanla olan ilişkilerini Allah rızası belirlemelidir. Müslüman Allah için sever ve yine Allah için buğz eder.
Birbirlerine kişisel sorunlar nedeniyle dargın olan, menfaat hesabından dolayı kırgın olan, çıkar ilişkileri sebebiyle düşman olan Müslümanların bu durumlarını, ancak imani zafiyetle açıklamak mümkündür.
Dünya sevdası ve menfaati için birbirleriyle dostluk kuranların tutumu, karşısındaki kişiye değer vermek değil, elde edeceği çıkar için takiyye yapmaktır. Bu gibi ilişkilerin oluşturduğu dostluklar, menfaatlerin bittiği gün bitmektedir.
Müslüman; hesap, çıkar ve menfaat adamı değil, hizmet adamı olmalıdır. Bunun için sarsılmaz bir imana sahip olmak gerekir. Birbirleriyle çıkar nedeniyle dargın olanlar, dünyayı amaç haline getirenlerdir. Halbuki dünya; ahiretin tarlası, ahiret sermayesinin aracıdır.
Dünya amaç değil, araçtır. Beşeri ilişkilerin bu hassasiyet üzere düzenlenmesi gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.