Bit; insanın en yakınında bulunan ve kılcal damarlarına girecek kadar da etkin ve sinsi bir varlıktır. Bulunduğu yerde imha edilmesi, bilindiği yataklığın kurutulması gerekir ki rahat edilebilsin. Bit”e karşı merhamet, maraz doğurur. Atalarımız demişlerdir ya; “Merhametten maraz doğar” diye. Bu ata sözü Allah c.c.ın merhamet sıfatının tecellisi olan merhamet değildir. Bulundukları yeri zulme ve zindana çeviren, yanında olduklarının hayatını karartanlara karşı gösterilen merhamet maraz”a, yani arızaya dönüşür. Bu nedenle de, zalim”e, hain”e, caniye, zaniye vs. merhamet edilmez, gereği neyse o yapılır.

            Yalak, Kaypak ve Çıkarcı olan tipler; menfaatleri için babaları dahil en yakınınında olanlarını satan "Bit"lerdir. Çıkar peşinde koşan bu “Bit”ler; menfaatleri için şeytanla yatarlar, menfaatleri yoksa meleklere bile yandan bakarlar. Alırlarsa severler, alamazlarsa söverler. O gibiler; kendilerini sevdirecek kılıklara girerek, mutlaka alacak bir şey bulurlar. Esas sorun, onların oyununa gelenlerdedir. O "Bit"leri tanımak ve onlardan uzak durmak gerekir. Eğer mümkünse onları  imha etmek en doğru yoldur.

            Fıtrat; günah işlemeye de, güzel işler yapmaya da uygun kodlanmıştır. Ancak, vicdanlar; günahlara karşı isyan ederler. Bunun için de; günah işlenirken vicdanlar ikna edilmeye çalışılır. Örneğin hırsız; "Çaldımsa zenginden çaldım, onda zaten fakirin hakkı var, ben de o görevi yerine getirdim" diyerek, yanlışına meşru bir gerekçe bulup, vicdanını ikna etmeye çalışır. Kedi de aç kalınca yavrusunu "Fare"ye benzeterek yer, böylece hem karnını doyurur, hem de işlediği günaha kılıf uydurarak, suçunu unutur. “Bit”ler de böyledir. Asalak varlıklardır. Çalışmadan geçinir, sürünerek yürürler.

            Şeytan gibi sürekli kötülük yapan, şeytanlaşmış “Bit”ler de vardır. Vampir tipli bu gibiler, işleyecek günah bulamazlarsa kendilerini yerler.  Bunun için de, "Şeytan iş bulamayınca çocuklarıyla uğraşırmış" derler. Olağan dışı saygı, eğilerek ve kıvırarak hitabet, beklenmedik davranış, aşırı iltifat, gereksiz tebessüm gibi bir takım davranış sahiplerine dikkat etmek gerekir. Hafif ruhlu bu tipler, dengesiz zihne ve hastalıklı ruha sahiptirler. Önce onlardan korunmak, sonra onları da korumak lazım gelir ki topluma zarar vermesinler.

            İnsanları; kötülerden ve kötülüklerden,”Bit”lerden ve “İt”lerden koruyacak tek silah; imanın sağladığı basiretli ve ferasetli bakış ve duruştur. İslâmi yaşam tercihi yapan mü'min; bir delikten iki defa ısırılmayacak, “Bit” ve “İt”leri rahatlıkla tanıyacak, onlardan uzak duracaktır. Mü”min; bilerek hata etmeyecek ve kötülük yapamayacaktır. Aksine, diğer insanlara da iyilik yaparak tüm insanlara faydalı olacaktır. Siyasette, ticarette, idarede ve sosyal hayatta çok görülen, İslamın adına “Ameli münafık” dediği tiplerden Müslüman uzak durmalı, toplumu da bunlardan korumaya gayret etmelidir.

            Güçlünün yanında, gücü elden gidene kadar sözünü ettiğimiz bu tiplerden her zaman birileri vardır. Onlar bir yolunu bulur ve gücün etrafından yer alırlar. Güçlünün bunları tanıyıp anlaması, bilip görmesi gerekir ki; kendini bu şerlerden korumuş olsun. Çünkü, bunların hesabı güçlüye hizmet etmek ve katkı sağlamak değil, gücü elde olduğu sürece ondan istifade etmektir. Güçlünün böylesi şarlatanlara ihtiyacı da yoktur. Kaldı ki ! güç Allah”ındır ve tek güçlü Allah”tır. Pozisyonlardan kaynaklanan beşeri güç, insana hizmet için kullanıldığında anlamlıdır. “Güçlü”ler, etraflarındaki “Bit”lere dikkat etmelidir.