BİZİM EMNİYET TEŞKİLATI YASALARI ...
BİZİM EMNİYET TEŞKİLATI YASALARI SADECE DENGE GAZETESİ"NE UYGULAR
Yasalar uygulanmak için yapılır, ancak yasa koyucular beşer olduklarından bazen kendi yaptıkları yasaları kendileri uygulamazlar, hatta yasaların uygulayıcısı pozisyonundaki emniyet teşkilatı bazen uymak zorunda oldukları yasaları kendileri ihlal ederler, ama kimseciklerin sesi çıkmaz. Hatırlayacak olursanız bundan birkaç hafta önce merdi kıptinin şecaati diye bir yazı yazmıştım. Olayın kahramanı Atakum sahillerinde bir otel işletmecisi. Bu zatı muhterem çalıştırmakta olduğu otelde aynı zamanda öğrenci de barındırdığından biraz yurtçuluk, biraz da otelcilik yapmaktadır, bu işletmeciliği yapar iken ara sıra da pazarlama işleri ile meşgul olduğundan, etraftaki insanlar rahatsız olup, sürekli olarak şikâyetçi olurlar. Asli görevi denetim ve yasaların uygulanması olan polis memurları işletmecinin yaptığı gayri ahlaki işe göz yummak bir yana, bizzat bu işlerin içerisine kendileri dahil oluyorlar. Nihayet yapılan operasyon sonucu dört polis memuru gözaltına alınır, daha sonra mahkeme tarafından serbest bırakılır. Ziyaretime gelip, neden bu haberi yaptığımı soran işletme sahibine yaptıklarımı yazmıştım. Ziyaretime geldiğinin ertesi günü bizim merdi Kıpti tutuklanmış.
Bundan birkaç ay önce iki Emniyet Genel Müdür Yardımcısı çetelerle iş birliği yaptıkları için görevden alındı. Bunlardan birisi Samsunlu idi, hem de üç dönem milletvekilliği yapan müftü issakaleyn (İnsanların ve cinlerin müftüsü) lakaplı Musa Uzunkaya"nın kardeşi Celal Uzunkaya idi. Bu arkadaşla ilgili basında en ufak bir haber çıktığını hatırlamıyorum, varsa hatırlayan bana söylesin. Musa Uzunkaya"nın şehrimize geldiği zaman birlikte dolaştığı adamlara baktığınızda kardeşinin yaptıklarını çok görmemek gerek. Hiç unutmuyorum üç yıl önce A Takımı operasyonu yapıldığında Musa Uzunkaya"nın neler dediğini, olayda hangi rolü üstlendiğini çok iyi bildiğimden, Yüce Allah ona çok daha kötü bir musibet vermeden canını almadı. Bizler Samsunspor için ötemizi, berimizi yırtarken, müftü efendinin telefon açıp, bırakın bu fuzuli işleri, sizi şuraya, buraya şikâyet edeceğim dediğini hiç unutamıyorum. Öz kardeşi çete ile alakalı bir sürü işlere bulaştığında sesi soluğu çıkmayan müftü efendinin, bu çifte standardı topluma nasıl izah edeceğini merak ediyorum.
Geçtiğimiz yıl gazetemiz önünde duran gazete aracına defalarca ceza yazmaktan bıkan Emniyet teşkilatı nihayet aracı çekici ile çekmek istemiş, müdahalemiz sonucu yapamamıştır. Yaptığımız işin ehemmiyeti, hassasiyeti ve ciddiyeti her ne hikmetse anlaşılmak istenmemiş, sonunda yaşadığımız malum saldırı sonucu ortaya çıkan tabloyu herkes görmüştür. Basın kamu görevidir, toplumu doğru bilgilendirmek adına yapılan ciddi bir çalışmadır. Bu işi yapmayan veya ciddiye almayan bilemez. Gazetemizin henüz 2,5 yaşında bir hizmet aracı var. Bu araç akşam matbaaya gider, oradaki görevlilerin eksiklerini, yemeklerini, v.s. taşır, gece yaysata gazete yetiştirir, sabah ilçelere gazete gönderir, gündüz habere gider, reklama gider, sizin anlayacağınız iki buçuk yılda yüz yetmiş bin kilometre yol yapmış durumdadır. Bu yoğun tempo içerisinde muayene yapmaya zaman bulamadığından, muayenesi yapılamamıştır. Sağ olsun trafik ekipleri tüm şehrin trafik problemini çözmüşler, sıra Denge Gazetesi"nin hizmet aracına gelmiş ve araç dün matbaaya giderken, trafik ekipleri tarafından trafikten men edilerek, oto parka çekilmiştir. Ben bu trafik polislerini tebrik ediyorum, zira içerisinde esrar, eroin, uyuşturucu haplarla dolu bir aracı yakalayıp, trafikten men ettiklerinden, ancak bu kadar görev yapabilirlerdi, trafik polisi dediğin de böyle olmalı. Millete haber yetiştirmek için boş dakikası dahi olmayan bir aracı bağlamak en büyük görev olmalı, işte cesur memur buna denir.
Diyeceksiniz ki adam görevini yaptı, ne yapsın, iyi güzel de bu araç Kirazlık ile Atakum arasında gidip gelen bir araç, hep muayenesiz olsa ne yazar. Şehir dışına çıksa, uzun yol yapsa veya şehirlerarası trafiğe çıksa eyvallah. Sonra insan basın aracını oto parka çekerken biraz düşünmesi gerekmez mi, yoksa birilerinin aleyhinde yazı yazdık diye özel talimat sonucu mu araç oto parka çekildi. Bu arkadaşlara tavsiyem, değil gazetenin hizmet aracını trafikten men etmek, isterseler beni trafikten men etsinler, yine de bildiklerimden asla vazgeçmem. Doğruları yazmanın, dik durmanın bir bedeli olduğunu bilmese idik veya çekinmiş olsa idik gazetecilik mesleğini yapmazdık. Benim arkadaşlara tavsiyem önce yanlış yolda olan meslektaşlarını düzeltmeye çalışsınlar, ardından diğer işlere baksınlar. Yüce rabbimiz Kitabı Mubininde Ey İman edenler, önce kendinizi, sonra aile ehlinizi ateşten koruyun buyurmaktadır. Demek ki önce kendimizi düzelteceğiz, daha sonra da toplumu düzelmeye çalışacağız. Kendi meslektaşlarımız pislik içerisinde yüzerken, başkaları ile uğraşmak fevkalade yanlıştır. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.