KÖR DÖVÜŞÜ
Bugün rektör atamalarını yazmak istiyorum. Dört yıllık süresi 15 Ağustos'ta dolan OMÜ Rektörlüğü için atama yapılamadı. Neden yapılamadı? Vekiller uzlaşamamış da ondan atama yapılamamış. Allah aşkına sorarım size böyle bir saçmalık dünyanın neresinde görülmüş? Bir ilim yuvasına rektör atanacak, siyasetçiler arasında uzlaşı sağlayacaklar da ondan sonra atanacak. Afrika'nın balta girmemiş ormanlarında dahi böyle saçma bir uygulama yoktur. Bu işin bir kriteri olmalı. Öncelikle rektör olarak atanacak kişide aranan vasıflar olmalı, sadece profesör olmak yeterli olmamalı. Rektör, üniversitesinin sağlıklı ve kaliteli yönetebilmesi için belli bir süre yöneticilik yapmış olmalı, aksi halde bocalar. Sadece bu yeterli mi derseniz elbette yeterli değil. Akademik kariyerinde belli ölçüler aranmalı, makale sayısından dil bilmesine, donanımından uyumuna varıncaya dek belli başlı kriterler olursa önüne gelen rektör adayı olamaz. Altmış kişinin üzerinde rektör adayının olduğu bir üniversitede kim atanırsa atansın sağlıklı sonuç almak çok zor olur. Zira adayların tamamı ben adaydım havasına girip atanan adaya karşı duruş sergilerler, hal böyle olunca da iş içerisinden çıkılmaz bir hal alır.
OMÜ yıllardan beri sıkıntılı rektörlerle yönetilmek zorunda kaldı. Bazıları eğitim öğretimle değil insanların başörtüleriyle ve dışarıdan OMÜ Camisine adam almamakla meşgul oldu. Bazıları FETÖ'nün oyuncağı oldu, ne dediyseler tamamını yaptılar ama arkalarındaki ağababalarının desteği sayesinde ceza almaktan kurtuldular. Şimdiki rektör ilk iki yıl üniversiteyi tanımaya çalıştı, yaptığı yanlış atamaları sonra düzeltti. OMÜ'yü belli bir noktaya getirdi ama bu kez de siyasetçileri mutlu edemedi. Siyasetçilerin neden mutlu olamadığını biraz araştırınca enteresan bilgiler geldi. Bir kısmı OMTEL Otel'i kendilerine yakın iş adamlarına istemiş ve alamayınca düşman kesilmiş. Bir kısmı Güzel Sanatlar Fakültesinin olduğu binaları vilayetler birliğine istemiş alamayınca düşman kesilmiş. Bir kısmı aynı yeri yani Güzel Sanatlar Fakültesini SAMÜ'ye istemiş alamayınca feryad-ü figan eylemiş. Sizin anlayacağınız kimsenin OMÜ diye bir derdi olmamış. Herkes 'acaba buradan ne koparırız' peşine düşmüş, istedikleri de olmayınca tavır koymuşlar.
SAMÜ deyince aklıma son yapılan imar planı değişikliği geldi. Allah rızası için soruyorum, şu SAMÜ ile bu kadar uğraşmanın ve düşmanlık etmenin anlamı nedir? Bu okul şehrimizin ikinci üniversitesi. FETÖ'cüler kurdu, büyüttü ama şimdi devlete geçti, küçültmeye uğraşmanın ne anlamı var anlamış değilim. Açıkça çıkın deyin ki bu okulu kapatacağız da yapamıyoruz, onun yerine küçültüp hiçbir işe yaramayan bir ilim yuvasına çevireceğiz. Böylece açık kalmasıyla kapalı kalması arasında fark kalmayacak. Mahmut Hoca sevdiğimiz bir rektör ama kendi kurduğu ilim yuvasını büyütüp, geliştirip öğrenci sayısını yedi binlerden yirmi otuz binlere çıkarmak varken yok özel okul alanıymış, yok kullanım dışı alanmış saçmalıklarıyla uğraşmasının alemi var mı? SAMÜ'nün Ballıca Kampüsü çok güzel bir yer elbette oraya destek verilmeli, buna kimsenin itirazı da yok ama Canik'te var olan ana yerleşke binalarını küçültmek yerine büyütmeye çalışılması gerekmez mi?
Şehri yöneten siyasetçisinden bürokratına, eğitimcisinden iş adamına, esnafından STK'sına herkes bu şehre nasıl katkı sağlarız mücadelesi vermeli. Bu şehri nasıl küçültürüz mücadelesi vermemeli. Ondan sonra kimse çıkıp bu şehir neden ilerlemiyor, ülke sıralamasında neden çok gerilerde kaldık, işsizlik neden bu kadar çoğaldı demesin. Kavga edeceksek bu konularla ilgili kavga edelim. Yok sen nerelisin, Samsunlu musun değil misin yoksa başka yerden mi geldin kavgalarını bırakıp bu şehre nasıl sahip çıkarız, bu şehrin önünü nasıl açarız kavgalarını yapmalıyız. Allah-u Teala, yüce kitabında, “Festebikulhayrat” yani 'İyilikte yarışın.' diye buyurmakta. Hayırda yarışmalıyız, şehre nasıl hizmet ederiz, nasıl daha çok katkı sağlarız mücadelesi vermek zorundayız aksi halde kör dövüşünden başka bir şey yapamayız. Siyaset önemli ve lüzumlu bir kurumdur, demokrasinin olmazsa olmazıdır buna hepimiz saygı duyarız ama şehrin en önemli ilim yuvasının başındaki rektörü dahi atayamamışsa suçu başkalarında değil kendilerinde aramaları gerekmez mi? Sanırım matlup hasıl oldu, bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.