CHP DE YAŞANAN GELİŞMELER
Her partinin, başına gelme ihtimali olan olaylardan birisi de, parti içi iktidar mücadelesidir. Süleyman Demirel"in söylediği gibi siyasette 24 saatin fazla bir zaman olduğu çok doğru bir ifadedir. Zira top vursa yıkılmaz denen Deniz Baykal"ın bir hafta içerisinde, koltuğu Kemal Kılıçdaroğlu"na nasıl bıraktığını hep birlikte gördük. Bu gelişme toplum mühendislerinin iktidar değişikliği taleplerinin Genel Başkanlığa yansıma biçimidir. Buraya kadar toplum mühendisleri görevlerini fevkalade güzel icra etmişlerdir, ancak asıl önemlisi bundan sonraki boyutudur. Nedenine gelince demokratik rejimlerde iktidar, halkın verdiği oy ile olacağına göre, alınacak oy neticesinde partiler iktidar veya muhalefet olacağından, CHP"nin bundan sonraki süreçte vereceği sınav halkın desteği doğrultusunda olacaktır. Kemal Kılıçdaroğlu"nu desteklemediği için istifaya zorlanan ve gereğini yerine getiren Yılmaz Türkoğlu ekibi, kendilerine düşeni yaptılar, ancak asıl önemli olan bundan sonraki süreçtir. Kılıçdaroğlu ekibi ülke genelindeki Deniz Baykal ekibini tasfiyeye gidip, tüm teşkilatlardan temizleme cihetine giderse, fevkalade yanlış yapar. Nedenine gelince ülkemizde solun oyu bellidir, alabileceği oy oranının yüzde otuzun üzerine çıkma şansı yoktur. Bu şartlarda CHP"nin iktidar olması zayıf bir ihtimal gibi gözüküyor ki Kemal Kılıçdaroğlu ile bu oran yüzde 25 civarında seyredecek gibi gözüküyor. Şayet parti içerisindeki Baykalcı ekibi dışlama cihetine giderlerse bu oran küskünlerin artması sonucu yüzde yirmilerde kalırsa, o zaman Deniz Baykal"ın genel başkanlık koltuğundan indirilmesinin ne anlamı vardı? Bana göre CHP"nin yeni yönetiminin tek bir oyu dahi göz ardı etme şansı yoktur, solda her ne kadar parti yok gibi gözükse de, Masum Türker"in başında olduğu DSP, Zeki Sezer"in başında olduğu DSP"den fazla oy alabilir. Bir de CHP deki küskünler ilave olunca durum daha da değişebilir. Ben hayatımda CHP"ye oy vermedim, ancak siyaseti biraz bilen birisi olarak CHP"nin iktidar olmak istemesi halinde yukarıda saydıklarımı dikkate alması gerektiğini düşünmekteyim. Haluk Koç Hoca sevdiğim ve değer verdiğim bir isimdir, zira babamın ameliyatında hayli emeği geçtiğinden, ailemden bir ferdin CHP"ye oy verme borcu hasıl olmuştur. Haluk Hoca aklı selim, çalışkan, herkesin derdi ile ilgilenmesini bilen, kaprisi olmayan, değerli bir ilim adamı ve siyasetçidir. Diyeceksiniz ki Suat Binici değil mi? Elbette ki o da iyi bir insandır ve kendisini severim, ama siyaset yaparken yaptığı en büyük hatalardan birisi İlkadım İlçesi"ne Başkan olarak getirdiği kişidir. Zira kendisini defalarca uyardım ve bu insanın değil siyasette, şehrimizde dahi olmaması gereken bir insan olduğunu söylememe rağmen, ne yapıp, ne edip Suat Bey"i kandırmasını becerip, ona ben siyaseti senin için yapıyorum, sen olmazsan ben siyasette olmam demesi onu ikna etmiştir. Suat Binici insan olarak çok iyi bir insandır, kendisi ile yol arkadaşlığı olur, yiyilir içilir. Kendisine kayıtsız şartsız bağlılığını ilan edip, ailesinin içerisine kadar nüfuz edip, ben Suat ağabeyim için siyaset yapıyorum diyen bu adam, CHP kongresine giderken Deniz Baykal"ı desteklediklerini deklere edip, açılan imza kartonuna tereddütsüz imza koyarken, Ankara"ya gittiğinde ibrenin Kemal Kılıçdaroğlu"ndan yana döndüğünü görünce, doksan derecelik bir dönüşle Kılıçdaroğlu"ndan yana tavır koyması Suat Binici"yi hayrete düşürmüş olduğundan adım gibi eminim, ama tecrübe bu yenen kazıkların toplamı olduğundan, Suat Bey"de bu bana ders olsun dediğini duyar gibiyim. Benim bu güne kadar iyi dediğim adamlar arasından kötü adam çıkmış olabilir, ancak kötü dediklerim içerisinden iyi çıkanına henüz rastlamış değilim. Bu yaşanan süreçten sora CHP"de Genel Başkan Yardımcılığı koltuğuna oturan Haluk Koç Hoca"nın çok dikkatli davranıp, yanlış yapmaması gerektiği bir vakıadır. Haluk Hoca yanlış yapmayıp, herkesi kucaklaması halinde siyasette önünde kimse duramaz. Haluk Hoca"nın üç kâğıtçılara, kapkaççılara, sürüngenlere prim vereceğine asla inanmıyorum, zira bu güne kadar çevresindeki insanların düzgün insanlardan oluştuğuna şahit oldum, inşallah hoca bu çizgisinden vazgeçmez, aksi halde hem kendisine, hem de partisine yazık edeceğini buradan açıkça söylüyorum. Biz gazetecilerin görevi topluma ve yöneticilere doğruları anlatmaktır, uygularlarsa kendileri kazanır, uygulamazlarsa hem kendileri, hem de toplum kaybeder, tercih kendilerinindir. Umarım Haluk Hoca bizleri mahcup etmez, yapacağı her doğru işte kendisine destek olacağımızı, her yanlış işte de karşısında olacağımızı bilmesi ve başarılı olması temennisi ile kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.