GÜNÜN BEREKETİ…

         Hayatı bereketli kılan ibadetlerdir. İbadetlerin tamamı insanların menfaati içindir. Peygamberimiz güzel ahlakı tamamlamak için gönderilmiş, ibadetler de ahlakı güzelleştirmek için farz kılınmıştır. Doğarken kulağa ezan okunması yaşamın bereketidir. Güne abdest ve namazla başlanması günün bereketidir.
         Sabah namazı başlı başına bereket kaynağıdır. Yüce Allah, sabah namazını, meleklerin iştirak ederek şahit oldukları bir namaz olarak tarif etmiştir. Peygamberimiz de, Sabah namazını kılanların Allah c.c.ın himayesi altında bulunduğunu bildirmiştir. Sabah namazını kılmamak, meleklerin şahitliğinden ve sabahın bereketinden mahrum olmaktır. Sabah namazını kılmamak Allahın himayesine saldırıdır ki, onların ne dünyada ne de ahirette yüzleri gülmeyecektir.
         Sabah namazı kılındıktan sonra güneşin doğumu ve bir miktar yükselinceye kadar geçen zamanda, atmosferdeki fıtri "Ozan" tabakasının yeryüzüne indiği bilinir. Bu hava çok faydalıdır. Biz buna "Sabahın bereketi" deriz. O havayı teneffüs edince rahatlarız. Peygamberimizin, sabah namazından sonra, bu havayı teneffüs etmek için bir süre dışarıda yürüdüğü, sonra evin pencere ve kapılarını açarak hanesinin bu hava ile dolmasını sağladığı rivayet edilir.
         Bu Peygamberi sünneti uygulanmalı, sabahın bereketinden istifade edilmelidir. Çocukların bu havayı teneffüs etmesi mutlaka sağlanmalıdır. Günün bereketi sabahın rahmetinde, hayatın bereketi de ibadetlerin varlığı ve devamındadır. Meleklerin şahit olduğu sabah namazının vaktinde edası, günün hayırla tamamlanmasına, hayatın bereketle yaşanmasına vesiledir.
         Güne, abdest ve namazla başlayan, namazın uykudan hayırlı olduğuna inanan, besmeleyi ağzının sermayesi yapan Müslümanın günü rahmet, hayatı berekettir. Güne böyle başlayan Müslümanın karşılaştığı sıkıntılar da bereketin cilasıdır. Hayatın bereketi olan ibadetler, insanın yaşam kaynağıdır. Huzur ve mutluluk ibadetlerdedir.
         Müslümanın, İslama uygun yaşamı; kendisinin ve toplumunun huzurlu olmasının da teminatıdır. Tarihi tecrübelere bakıldığında bile bu hakikat çok rahatlıkla görülecektir. Örneğin; her insanın geçmişinde köy ve köylü hayatı vardır. Köy hayatının karakterinin gereği olarak insanlar erkenden kalkar, işinin başına güneş doğmadan geçerler ve sabahın atmosferiyle kucaklaşıp, temiz havayı da teneffüs ederler. Bu nedenledir ki, neredeyse köyde yaşayanların ve çalışanların ağır hastalık geçirmemişlerdir.
         Dünyanın canlı ve cansızları insanlara hizmet etmektedir. Günün bütün ilahi kodlamaları insanın huzurlu ve mutlu yaşamı içindir. Bunlar insanın hayatını ve ömrünü bereketli kılmaktadır. Aynı zamanda böyle bir yaşam fıtrat yaşamıdır, Allah c.c.ın sünnetinin hayata yansımasıdır. Huzurun ve mutluluğun yolculuğudur. Ahiret hayatının da güzel geçmesinin teminatıdır.
         Günün bereketi yılın bereketine, yılın bereketi de ömrün bereketine dönüşmektedir. Bunun için de; günün sabahından başlayan fıtrat sürecine uygun yaşam, ömrün sonuna kadar hayatın bereketli geçmesinin de teminatı olmaktadır. Abdest, namaz, oruç, zekat ve hac gibi İslamın şartlarını oluşturan temel ibadetler; insanın ve insanlığın ömrünü bereketli kılmaktadır. İbadetsiz bir yaşam, yaşamı lütuf olarak sunan İlaha muhalefet etmektir ki, bedeli hem dünyada hem de ahirette ağır olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR