Seçim takvimi açıklanınca aday adayları da piyasaya çıkmaya başladı. Kamu görevlileri, teşkilat görevlileri ve seçilmişler için cuma gününe kadar istifa etme zorunluluğu var. Teşkilatlardan istifa edecekler ile ilgili geçtiğimiz yazılarımda tahminlerimi yazmıştım. Bürokrasiden istifa edecekler ile ilgili şu ana kadar bana ulaşan ve ziyaretime gelen birkaç arkadaş oldu. Bunların başında dün ziyaretime gelip “Allah’a ısmarladık” diyen ilk Bürokrat Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri İlhan Bayram oldu. İlhan beyle ilk başta yıldızlarımız barışmadı. Bendeki ilk imajı ‘kibirli, kimseyle görüşmek istemeyen ve kimsenin işini halletmek’ gibi bir dedi olmayan bir bürokrat karakteri idi. Ancak daha sonraki dönemlerde gerek bizi ziyaretlerinde, gerekse dışarıda beraber olduğumuz sohbet ortamlarında durumun öyle olmadığını, düzgün karakterli, işine odaklanan, başkanın verdiği talimatların dışına asla çıkmayan, donanımlı, inançlı ve mütedeyyin bir insan olduğunu müşahede ettim. Biz zaman zaman gazetede şehrin üst düzey bürokratlarıyla kahvaltı yapar, şehrin sorunlarını konuşur ve ardından da fotoğraf çekmeden dağılırız. “Neden fotoğraf çekmezsiniz?” derseniz ona ihtiyacımız yok da ondan derdimiz fotoğraf vermek değil, şehrin sorunlarını konuşmaktır.
   İlhan beyle de zaman zaman bu tür kahvaltılar yaptık, sohbetler yaptık, biri birimizi yeterince tanımaya çalıştık, önceki günkü veda ziyaretinde bir buçuk saati aşkın bir süre sohbet etme fırsatımız oldu. Hayatının büyük bir bölümünü bürokraside geçirmiş olan İlhan Bey iyi bir teknik adamlığın yanında iyi de bir yönetici olduğu kanaatini taşımaktayım. İller Bankası’nda düz mühendislikten İstanbul gibi büyük bir ilin Bölge Müdürlüğüne, Kocaeli gibi büyük bir sanayi şehrinin uzun yıllar Su ve Kanal Genel Müdürlüğünden ise Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliğine… On ilde çeşitli görevler yaptıktan sonra son olarak da üç buçuk yıl önce Samsun Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği görevini yürüttü. Bu saydığım görevleri başarı ile yapmak her yiğidin karı değil, bunca hizmetin ardından doğduğu şehirde vekil olarak hizmet etmeye talip olması kadar doğal bir durum olamaz. Vekil olur veya olmaz o ayrı bir konu ama gerek donanımı itibarı ile gerekse kişiliği itibarı ile bunu hak ettiği kanaatindeyim ama siyaset bu donanıma, karaktere değil yukarıdan iş bağlama becerisine baktığından ne olur onu bilmeyiz. İlhan Bey benim dışımda başka bir basın kuruluşunu ziyaret etti mi bilemiyorum ama ben onun yerinde olsam her gün aleyhimde yazı yazan basın kuruluşlarını asla ziyaret etmezdim.
   Bürokrat olup da istifa edeceğini söyleyenlerden birisi de OMÜ Eski Genel Sekreteri Selahattin Özyurt oldu. Dün kendisi aradı İYİ Parti’den aday adayı olduğunu söyledi, hayırlı uğurlu olsun dedim. Daha önce ziyaretime gelip aday adayı olacağını söyleyen Prof. Dr. Fazlı Arabacı var. Fazlı hocayla beş yıl aynı sınıfta okuduk, kendisini severim daha önce de aday adayı olmuştu, listeye girememişti, hayırlısı olsun diyorum. Birde geçtiğimiz cumartesi günü Ak Parti İl Başkanlığında aday adaylığını ilan eden Dr. Mustafa Seven var, Mustafa bey uzun zamandan beri Gümüşhaneliler Federasyonu Başkanlığı yapıyor, sevecen bir arkadaş, bir ara Kavak Devlet Hastanesi’nin Başhekimliğini de yapmıştı umarım listede kendisine yer bulur. İYİ Parti’de bu seçim ciddi anlamda vekillik talebi olacak gibi gözükmekte, benim çok sevdiğim Adem Güney’de listeye girmeye uğraşıyor diye bir bilgi geldi, inşallah girerde ben de her türlü desteği veririm kendisine. Meral Hanımın Ömer Süslü’ye vefa gösterip listeye koyacağı yönünde de bir bilgi aldım. Vefa önemli bir şey, olursa fena olmaz. Bedri Yaşar Bey bu seçimde başka şehre kaydırılır diye bir bilgi geldi, doğru mu yanlış mı bilemiyorum ama olması da muhtemeldir. CHP’de durum nedir derseniz ben Gülay Deveci’yi hiç tanımazdım geçtiğimiz yıl onunla da bizim gazetede bir kahvaltı yapma fırsatımız olmuştu, çok donanımlı, çok sosyal ve ilişkilerinde çok üst düzeyde olan bir insan olduğunu gördüm. Cemil Deveci önünü kesmezse ondan iyi vekil olacağını söylemiştim, şimdi de aynı sözümdeyim. CHP’de listelerde ciddi sıkıntılar olabileceğini daha önceki yazılarımda da belirtmiştim, zira ittifak gereği beş parti CHP listelerine adam koyacak, bu işi nasıl becerecekler bende merak etmiyor değilim. Ak Parti ile ilgili düşüncelerimi bir önceki yazımda belirttiğimden ona girmeye gerek yok. Önümüzdeki günler çok şeye gebe, izledikçe yazacağız. Sizin anlayacağınız önümüzdeki iki ay bizim de işimiz zor, Allah hepimizin yardımcısı olsun diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla…