Hala Üç Çocuk İstiyor Musun?

 


 


    "Ardahan","Çiçek","Aktütün","ÖSS" kelimeleri bir araya geldiğinde tam bir anlam çıkarmak güç değil mi? Daha açıkça ifade edelim o halde:
Akköprü Karakolu'na dış destekli bölücü terör örgütü dost(!) ve müttefik(!) ülke ABD'nin tüm o anlık istihbaratına rağmen topunu tüfeğini dayamış;on beşi olay yerinde olmak üzere on yedi askerimizi şehit etmişti.
Anahaber bültenlerinde çok izledik.Karakolun ödenek yetersizliği nedeniyle 1992'den beri inşaat halinde oluşuna rağmen,emekli olan genelkurmay başkanına trilyonluk araç tahsisine bulunan ödeneği;Akköprü'deki sınır köylerine ne öğretmen ne doktor ne eğitim ne de ışık götüren devletin;sadece askerini oraya yollayabildiğini ve köy insanının çaresizliğini bir kez daha gördük.
Çiçek isimli küçük kız,elindeki boş mermi kovanını kameraya göstererek o köyün çocuklarının yıllardır öğretmene,okula,okumaya aç olduğunu belirterek "öğretmenlerinin,kalem ve defterlerinin o mermi olduğunu;yani "terör" olduğunu" haykırdı küçük kelimelerinde!

Peki şehit cenazesinde yuhalanacaklarını,istenmediklerini bildikleri için cenazeye ya hiç katılmayan ya da kaç göç yüzlerce korumayla halkın arasına karışan(!) başbakan bundan aylar önce bir sosyolog edasıyla ne diyordu?
"Üç çocuk yapmak lazım!"
Gazetecilere mermiyi gösteren Çiçek dört çocuklu bir ailenin en büyük çocuğu,yani başbakanın istediğinden bir fazla! Peki Çiçek'in köyünde huzur var mı?Aydınlık,bayındırlık,sağlık,güven var mı?Umut var mı? Simgesi "ampul" de olsa,bu partinin ışığı oralara erişmemiş belli ki...


CHP Ardahan milletvekili kürsüye çıktığında Ardahan ilinin;bu yılki ÖSS'nin iller bazında başarı sıralamasında sonuncu olduğunu belirtiyor.Ardahan ve Muş gibi Doğu illerimizde binlerce öğretmen açığı olduğunu söylüyor.Ardahan'ın oylaryla milletvekili olup bu vatandaşın vergisiyle maaşını alan birinin elbette bunları dile getirmek görevidir.
Peki Milli Eğitim Bakanı olan ve bakan maaşı alan Hüseyin Çelik'in görevi nedir? YÖK'le bir bağı olmadığı halde üniversitelerin akademik yıl açılış kutlamalarında boy göstermek mi?Yoksa geçenlerde olduğu gibi Kredi Yurtlar Kurumu'nun başarılarını(!) sayarken bir üniversite öğrencisi tarafından "öğrencileri sattınız!" cümlesiyle karşılaşmak mı? Ya da buna doyurucu bir cevap verecek yerde,o öğrenciyi salondan dışarı attırmak mı?
Devlet yurtlarını yarı açık cezaevi gibi koğuş sistemiyle balık istifi insan tıkıştırılmış binalar olmaktan kurtaramamış,öğrencisini tarikat evlerinin kucağına atan;eğitimini özerk,bilimsel ve parasız hale bile getirememiş bir ülkenin Milli Eğitim bakanı...

CHP Ardahan milletvekili,kürsüden kendisine seslenirken Milli Eğitim bakanı,koltuğuna sinmiş;belki de o gün Meclis'te olduğuna pişman olmakla meşguldü kimbilir?

Hatırlatmakta fayda var;yerel seçimler yaklaşıyor,sözüm bu yazıyı okuyana:
Pişman olacağınız seçimler yapmayın!

 

                                                                                                                                                                                           İyi haftalar!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR