HZ. HAMZA'YA KOMŞU OL...
Şehit polis memuru Atakan Arslan kardeşimizi uğurlayan eşi'ne ve milletimize emanet olan biricik kızına uzun ömürler diliyoruz. Şehit ailesi olmanın gururuyla, dünya ve ahiret hayatı onlar için bereketli dolacak, Allah şehit yakını olmaları nedeniyle onlara rahmet edecektir. Şehitlerin ölmediğini ve özel rızıklarla ihsana kavuştuklarını kainatın sahibi Allah c.c. bildirmektedir. Şehidimizin ruhu şad olsun... Allah c.c. Atakan evladımızı ve tüm şehitlerimizi Hz. Hamza'ya, Mus'ab b. Umeyr'e, Uhud şehitlerine komşu eylesin...
Bazı kimseler yaşayan ölüdürler, bazıları ölse de yaşıyorlar, bazıları da istese de ölemiyorlar. Bunlar; kişinin nasıl yaşadığına ve neye inandığına göre şekillenmektedir. Öldüğü halde açtığı çığırla yaşayanlar da vardır, yaşadığı halde yaptığı ihanet ve zulümle tek başına kalıp, vicdanıyla kavga edenler de vardır, kimsenin yüzüne bakacak hâli olmadığı için ölüme koşanlar da vardır. Hesabını imani doğrultusunda yapanlar her zaman yaşarlar, imanını imkanına boğduranlar yaşarken yokturlar, insanların değerlerine kurşun atanlar her an ölüme koşarlar ama dakikalar yıllar gibidir ve ölemezler. Herkes kendi geleceğini kendisi tayin etmiş olur. Şahitler ise hiç ölmezler. Atakan Arslan kardeşimiz de ölmedi, ilahi lütufla yaşamına devam edecektir.
Vatan, Millet, Din, İman, Arz, Irz, Akıl gibi doğuştan koruma altında olan "Değerler" için vefat edenler "Şehit"tir. Diyarbakır'da, polis memuru olarak görev yapan Samsun/Çarşamba'lı evladımız Atakan Arslan da; vatanını ve milletini korurken, görevi başında şehadet şerbetini içmiştir. Allah c.c.ın "Onlara ölüler demeyiniz" buyurduğu bir makama erişmiştir. O şimdi ebedi alemin geçiş dudağından eşini,evladını, ailesini ve milletini selâmlamaktadır. İlahi lütfa erişmiş, Yaratanın takdiriyle şehadet şerbetini içmiştir. Ona namlu çeviren hain ise hem dünyasını, hem de ahiretini kaybetmiştir. Kazanan Atakan kardeşimiz ve ailesi olmuş, kaybeden zalim ve ahinler olacaktır.
Ölüm; tehir ve temenni edilemeyen bir hakikattır. Peygamberimiz; ölümün hayırlısının istenebileceğini, ölüm hayırlıysa ölümü, yaşamak hayırlaysa yaşamayı istemek için dua edilebileceğini bildirmiştir. Ancak, bunlar; takdir vakti Allah c.c. tarafından tayin edilmiş ölümü; öne veya arkaya çekemeyecektir. Ölümün; tehir edileceğini söylemek inkâra, temenni edileceğini söylemek; günaha götürür. Şehit olmak; ebedi olan ahiret hayatı için dünyada elde edilen en güzel makamdır. Şehitlerin geride kalan aileleri de bundan ahirette istifade edeceklerdir. Geçmişte; şehit eşleri, çocukları ve ailesi tebrik edilir, bunun herkese nasip olmayacak bir lütuf olduğu onlarla paylaşılırdı. Başta şehit eşi olmak üzere, aile fertleri; şehit yakını olmaktan gurur duyarlardı. Diyarbakır'da şehit olan evladımızın eşi ve ailesine de Allah bu gururu ihsan eylemiştir. Şehidimize Cennet mübarek olsun.
Şehidimizin cenaze merasimi Koronavirüs tedbirleri kapsamında çok büyük bir titizlikle gerçekleşmiştir. Sayın bakanımız Süleyman Soylu'nun da katıldığı cenaze merasimi, sayın Valimiz Osman Kaymak'ın riyasetinde başarıyla ve sorunsuz tamamlanmıştır. Sayın Valimizin; Şehadet haberinin Samsuna ulaşmasından itibaren, sürecin her karesinde bulanması; hem ailenin, hem de Samsunlu hemşehrilerimizin acısına teselli olmuştur. İl'in, Valisini ve Müftüsünü yanlarında ve önlerinde gören vatandaşlarımız, devletin şefkat eline ve devletin güçlü bileğine şahit olmuştur. Valimizin koordinesinde, sayın müftümüz Seyfullah Çakır'ın cenaze merasiminin tüm detaylarıyla yakından ilgilenmesi, şehit ailesinin acısına merhem olmuştur.
Vatan ve milletimiz için, vatan evlatları şehit olacak, Hz. Hamza'lar hiç bitmeyecektir. Şehadet şerbeti milletimizin aşkı, şehit kanı vatanımızın hamuru olarak devam edecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.