İLAHİYAT FAKÜLTELERİNİN ANLAMI
OMÜ İlahiyat Fakültesinin ilk öğrencilerindeniz. Seksen ihtilalinden sonra Yüksek İslam Enstitülerinin İlahiyat Fakültelerine dönüştürülmesiyle, 82 yılında biz de OMÜ İlahiyat Fakültesine, Üniversite Sınav Sonuçlarına göre girmeye hak kazandık.
İlk öğrencilerden olmamızın avantajları kadar, dezavantajlarıyla da karşılaştık süreç içerisinde. Özellikle; öğretim üyesi kadrosunun yetersizliği, zihni kodlarındaki uyumsuzluğu, öğrencilerin çokluğu, idari kadronun ihtilal ürünü oluşu gibi; bir çok başlık bizler için dezavantaj olmuştur. OMÜ İlahiyat Fakültesinin düşünce konumunun oluşması bakımından ilk öğrenciler olarak avantaj sahibi olmuştuk ama bunu çok da pratiğe yansıtabildiğimiz de söylenemez.
Akademik kadronun yetersizliğini en büyük sorun olarak görüyorum. İdareci kadronun zihni kodlarını ve ihtilal ürünü bakış ve anlayışlarını daha büyük sorunu olarak düşünüyorum. Deist düşünceye sahip olan akademisyenlerin idarecilik yaptığı ve düşüncelerini; öğrencilere, hem teorik hem de pratik olarak aktarmaya çalıştığı bir döneme şahitlik yaptık. İlk öğrencilerin bir çoğunun İmam-Hatip Lisesi mezunu olmaları nedeniyle, belli bir alt yapı bilgi ve kültürüne sahip oldukları için, idarenin yönlendirmelerinden çok etkilenmediler. Ancak, beklenen ve istenen yönlendirmeleri de göremedik.
OMÜ İlahiyat Fakültesinin sonraki dönemlerine mührünü vuran ve çevre Üniversitelere imzasını atan idari ve akademik kadrolar, bizim öğrenci olduğumuz ilk dönem arkadaşlarımızdan olmuştur. OMÜ İlahiyat Fakültesi, daha sonra açılan, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Amasya, Sinop ve Çorum gibi çevre üniversitelerde ya rektör, ya dekan, ya da akademik görev aldılar. Sinop Rektörü Prof. Dr. Nihat Dalgın hocamız, Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yılmaz Can hocamız, Ordu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Akdoğan hocamız, Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın hocamız; OMÜ İlahiyat Fakültesi ilk dönem öğrenci ve hocalarındandır. Ülkemizin farklı üniversitelerinde rektör ve İlahiyat Fakültelerinde Dekan olan birçok ismini belirtmediğim arkadaşlarımız da vardır. İlahiyat Fakültelerinin ne kadar önemli ve anlamlı olduğunu, örneğini paylaştığımız görevlerde bulunanların İlahiyatçı olmasından anlayabiliriz.
Bizim jenerasyon sorunlu dönemlerden geçtik. İdeolojik nedenlerle bir takım problemler yaşadık. Vesayet rejiminin aktörleri tarafından kovulduk, sövüldük, dövüldük ve dışlandık. Bugün, önemli idari kadrolarda bulunan devlet yetkililerinin İlahiyatçı olduğunu, bu arkadaşlarımızın da çok güzel ve örnek çalışmalar yürüttüğünü görüyoruz. Özellikle, ihtilal sonrası dönemde İlahiyat Fakültesi öğrencisi olan bir çok arkadaşımız; vatan, millet, hak, hukuk, din, iman, devlet, ümmet gibi; insanımızı ve insanlığı, Milletimizi ve Müslümanları ilgilendiren hususlarda hassasiyet ve duyarlılık sahibidirler. Bunu; yaptıkları çalışmaların yansımalarından görüyoruz.
Sözünü ettiğimiz örneklerden bir tanesini paylaşmak istiyorum. Amasya İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şuayip ÖZDEMİR hocamızla, hem imam-hatip okulunda, hem de ilahiyat fakültesinde 12 yıl birlikte tahsil yaptık. Öğrencilik döneminde de çok çalışkan olan hocamızın, öğrencilik yalları sonrasında da çok çalışkan olduğunu gördük. Amasya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı olan hocamızın zihni kodlarını ve bunun için nasıl bir gayret içinde olduğunu, İnsanların ve Müslümanların derdiyle nasıl yakından ilgilendiğini ve bunu dert edindiğini çok iyi biliyorum.
Dekanı olduğu Fakültede kendisini ziyaret ettiğimde, düşüncelerimde yanılmadığımı, kendileriyle ilgili bilgimin eksik bile olduğunu müşahede ettim. Gayretleriyle yapımına vesile olduğu İlahiyat Fakültesi Eğitim binasın yanında, inşa ettirdiği cami ve müştemilatıyla birlikte “Külliye”nin ne kadar büyük bir hizmet olduğunu, tabanda bulunan ve bu hizmetleri dert edinen bizler çok iyi görüyor ve biliyoruz. Sayın dekanımızı bu ve benzeri çalışmaları nedeniyle kutluyoruz. Eğitimin yanında, eğitim ortamlarının ve mekanlarının hazırlanmasıyla ilgili, mesai tanımadan koşturması; her türlü takdirin üzerindedir. İlahiyat Fakülteleri Milletimiz ve Müslümanlar için çok önemlidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.