KARADENİZ SAHİL YOLU…
Eşimin Rize / Ardeşen’li olması nedeniyle, yirmi yıldan beri sık sık Doğu Karadeniz’e gidiyoruz. Ardeşen, Sarp sınır kapısına 50-60 km uzaklıkta. Bu mesafeyi fırsat bilip, birkaç defa da Gürcistan’a geçtik. Gürcistan Acara Özerk bölgesi ve bu bölgenin başkenti Batum, sınırımıza 25-30 km mesafededir. Botanik bahçesi, Batum sahili, yeni yapılmış camii ve Türklerin işlettiği lokantalar gidenlerin uğradıkları mekanlar çoğunlukla. Batum’un hemen yanı başında bulunan, yan yana yükselmiş iki dağın ucunda, birisi yeni yapılmış birisi de teleferikle yanına çıkılan ve eski yapılmış kiliseler var. Bunlar da ziyaret edilen yerler arısında bulunuyor.
Bir çok kişi gibi ben de çeşitli vesilelerle ve çoğu kere de ziyaret amacıyla ülkemizin Güneydoğu İl’leri hariç neredeyse tüm illerine gitme fırsatı buldum. Yolların eski halini de yeni halini de yakında biliyorum. Karadeniz yolunu ise neredeyse ezberledim. Başta Karadeniz Sahil yolu olmak üzere, ülkemizi örümcek ağı gibi sarmış olan bölünmüş duble yolları geçmiş yıllardaki yollarla mukayese bile etmek nankörlük olur. Yirmi yıl öncesinde, Doğu Karadeniz’e gitmek neredeyse zulüm oluyordu. Özellikle Ordu/Perşembe virajları insanın enerjisini bitiriyor, sinir sistemini aşındırıyor, beynini yoruyordu. Kamyonların arkasına denk gelmişseniz, 20 km’lik Perşembe virajlarını geçmek saatleri alabiliyordu. Yolun darlığı ve virajlı olması trafiği zorluyor, kuyrukların oluşmasına neden oluyordu.
Karadeniz Sahil yolunun bitirilmesiyle artık yolculuk konforlu hale geldi. İmkanların da iyileşmesiyle herkes kendi aracıyla günlük olarak bile Doğu Karadeniz’e gidip gelebilmektedir. Yolun durumunu anlatmak için bir dostumuz, “yumurtayı samsundan yola bırak, eğer yollarda çalan olmazsa Sarp kapısından al” diyerek bir tarif yapmıştı. Evet ! Böylesine güzel bir yol oldu Doğu Karadeniz Sahil yolu. Hız sınırı da dikkate alınarak, 3saatte Trabzon, 4 saatte Rize , 5 saatte Sarp kapısına gitmek mümkün oluyor artık. Ancak, Ordu Büyük Şehir Belediyesinin, Ordu girişi olan Ünye’den, çıkışı olan Gülyalı’ya kadar yollara döşediği sabit fotoğraf çeken radarlarla Doğu Karadeniz yolculuğu yirmi yıl öncesini bile aratacak hale gelmiş bu günlerde. 100-120 km mesafe olan bu aralık iki, iki buçuk saatte geçiliyor artık. Trafik sıkışmış. Yolların boş olması da sonucu değiştirmiyor. Gece veya gündüz gidilmesi fark etmiyor. Son yirmi gündür bu yolu kullanan herkesin bu radarlara aynı yolculukta birkaç defa düşmüş olduğunu duyduk. Aynı yolculuk esnasında 3 bin tl ceza ödeyenlerin olduğunu sosyal medyada verilen bilgilerden öğreniyoruz. Yolculuğun zulme dönüşmüş olduğunu müşahede ediyor bu yolda yolculuk yapanlar.
Ordu Belediyesi, Karadenizlileri, cezalarla terbiye etmeye çalışılıyor galiba. Sorun çözme konumunda olanlar, sorunların çözümü yerine, sorunları fırsata dönüştürüyor herhalde. Merkezi idarenin yaptığı güzel hizmetler, bu gibi yerel uygulamalarla eziyete dönüşüyor. Evet ! Söz konusu yolda, radarların olduğunu gösteren ve dikkat edilmesi ikazını yapan yazı ve işaretler var. Ancak, bu sıklıkla radar konmasının izahını yapmak zor. Caydırıcılık oluşturmak için, insanların psikolojisini bozacak uygulamalar yapmaya gerek yok her halde. Bunun için farklı yöntemler denenebilir. Gelir elde etmek için böyle bir uygulamaya gidilmişse, bu tamamen vatandaşa saygısızlık ve duygu hırsızlığıdır. Belediyeler, vatandaşa hizmet için vardır. Eziyetler, hizmet tarifi içinde yer alamaz. Hizmetler, eziyete dönüşmesin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.