Mü'min ölümden korkmaz, ölüme hazır olmamaktan korkar. Ölüm; ilahi takdirdir, ne ileriye, gelir ne de geriye gider. Buna inanan Mü'min de ölümden kaçmaz. Hastalık farklı, ölüm farklı birer olaydır. Ölüm için mutlaka hastalık gerekmez, her hastalık da ölümle sonuçlanmaz. Yıllarca yoğun bakımda olup, ölümü için dua edenler olduğu gibi, dünyasının hesabını yaparken, beş dakika içinde sebebi bilinemeyen bir şekilde ölenler de vardır.

Şahadeti arzulayanlar yatakta da ölse şehittir, şehitlikten kaçanlar savaşta da ölse o şerbetten muhrumdur. Bunu anlatan bir çok sahabe örneklere vardır. Şahadet arzusuyla Peygambere başvurup savaşa gitmek isteyen bazı sahabelere, bu doğrultuda cevap vermiş, bu arzu içinde olup, evinde vefat eden bazı sahabeler için de  Peygamberimiz "şehit" demiştir.

Koronavirüs'e de böyle bakmak gerekir. Alınan tedbirlere mutlaka riayet etmek lazımdır. Bunlara riayet ederken, şehitlik arzusuyla ölenler şehittir. Kurallara riayet etmeyip, kadercilik anlayışına sığınıp ölenlerin şehadeti tartışma konusu olur. Çöp içinde yaşayanlardan kurtulanlar varken, kuralları öğretenlerden de ölenler vardır. İnsan olarak, yaşamın sırrını çözecek bilgilere sahip değiliz. Hz. Musa ile Hızır a.s. arasında yaşanan ve Kehf süresinde anlatılan örnekler de bunun arka planını göstermektedir.

Koronavirüs'ten korkmaya gerek yoktur. Virüs, fıtratının gereğini yapmaktadır. Ancak, onun görevini yapması; insanın tedbir almasına engel değil, aksine gerekçedir. Panik yapmadan, morâl bozmadan,  aydınlık günler için hazır olmak gerekir. Her gün mikrop paniği içinde olmak, takdir edilen ömrün süresini değiştirmeyecek, yaşanılan günleri çekilmez hâle getirecektir.

Gelecek günler mutlaka insanlık için hayırlı ve aydınlık olacaktır. İnsanlık tarihi bunun örneklerine şahit olmuştur. Ölümden korkmak yerine, her kes süreç ve sonuçlardan ders çıkararak, kendini sorgulamalıdır. Küresel bir sorun olan Koronavirüs'ten her ülke kendi çapında etkilenmiş, her ülke vatandaşı da bu etkiden hissesine düşenle karşılaşmıştır.

Koronavirüs'ün görünen ve görünmeyen nedenleri üzerinde, her insan geleceğine bir düzen vermelidir. Bu virüs nedeniyle insanlık "Ev Hapsine" alınmıştır. Ev hapsi; caydırıcı cezaların en alt sınırıdır. Daha büyük felaketlerden emin olmak için; küçük felaketlerden ders çıkarmak gerekir. Ölümden kaçılamayacağını Kur'an  bildirmiş, kapalı duvarlar içinde bile olsa eceli geleni ölümün bulacağı hatırlatılmıştır.

Her insan ve her ülke Koronavirüs üzerinden ilahi sorgulamaya alınmıştır. Bunun en çarpıcı hâlini Amerika'da görmekteyiz. Dünyayı yönlendiren, dünya ticaretinin %85'ni elinde bulunduran, masum Suriye halkına zulmeden ve bunun için tırlar dolusu silahı nakleden bu ülke, görünmeyen bir virüs için korunma tedbiri olan "Maske" ile imtihan edilmiştir. Dünyanın akışını değiştireceğim diyen bu kudretli devlet, vatandaşı için; yarım dolar maliyeti bile olmayan "Meske" tedarik edememiştir.

Dünyayı iyi okumak, olayları iyi değerlendirmek, alınan tedbirlere uymak lâzımdır. Ama, ölümden korkulmamalıdır. Hele, müslüman ölümden değil, ölüme hazır olmamaktan korkmalıdır. Ölüm; ilahi takdir, hiç bir tedbir ölümü geciktiremeyecek, hiç bir ilim ölüme çare bulamayacaktır.  Koronavirüs, ilahi takdiri değiştirmeyecek, aksine ilahi projeye hizmet edecek, insanlık da bu virüs üzerinden imtihan olacaktır.