KORONAVİRÜS SÜRECİNDE İNSANİ İLİŞKİLER
İnsanlık, yaklaşık bir yıldan beri Koronavirs’lü günleri yaşamaktadır. Her toplum kendi değer yargılarına göre bu süreç içerisinde yeni ilişki biçimleri üretmiştir. Geçmişte gelenekselleşmiş ilişki yöntemleri birer birer ortadan kalkmıştır. Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, insanlar arası ilişkilerde yeni bir medeniyet süreci inşa olmaktadır. Her şey yeni baştan düşünülmekte ve düzenlenmektedir. Bazılarını kişilerin kendileri üretmekte, bazılarını toplumsal yapı geliştirmekte, bazılarını da kamu otoritesi ortaya koymaktadır.
İnsan değerli bir varlıktır ve kendi değerini en çok da Koronavirüs sürecinde fark etmiştir. Yaşamanın anlamını, sağlığının kıymetini, aile bireyleriyle olan bağının önemini, toplumsal ilişkilerde dayanışmanın gereğini öylesine fark etmiştir ki, bu konularda yeni yeni adımlar atılmıştır. İnsani sevginin ne kadar kıymetli olduğu pratik olarak ortaya çıkmıştır. Peygamberimizin, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız, iman etmedikçe de cennete giremezsiniz mesajı öylesine iyi anlaşılmıştır ki, insanlar kendilerini düşünürken diğer insanları unutmamışlardır.
Bu süreçte; zor zamanlarda birbirinin elinden tutmak, çıkarsız hatırlamak, menfaatsiz yardımcı olmak gibi insan onurunun arttıran güzel hasletler birer birer karşılık bulmaya başlamıştır. Aile içi ilişkilerden, komşu, arkadaş ve mahalle dostluklarına kadar her bir kademede yeni iletişimler kurulmaya başlanmıştır. Ülkemizde çok fazla olmamakla birlikte, bulunan yerlerde gayri müslimlerin haklarına karşı da hassasiyetler geliştirilmiştir. Gayri Müslimlerle, müslüman olanların insani acıdan kardeşlikleri hatırlanmıştır.
Müslümanın Müslüman üzerindeki haklarının uygulanmasında yeni pratikler oluşturulmuştur. Bu yeni pratiklerin İslam’ın ruhuna daha da uygun olduğu görülmektedir. Bu haklardan biri olan selamlaşmanın ruhu değişmiştir. Kimilerinin rüşvet yerine verdiği selam bu dönemde barışın ilanı anlamına gelecek bir muhabbet startına dönüşmüştür. Aksırıldığında, Yerhamukellah/Allah rahmet etsin diye söylenen dua cümlesi; sloganik olmaktan çıkıp, gönülden gelen bir dua olmuştur.
Yüzlerce insanın katılımıyla gerçekleşen cenaze merasimlerine, aile yakınları bile gidemeyerek, bunun bir tabu olmasından ve gösterişe dönüşmesinden kaynaklanan birçok maksadı aşan gelenekselleşmiş, yanlış tutumlar ortadan kalkmıştır. Hasta ziyaretlerinin usulü değişmiş, ya teknoloji kullanılarak görüntülü aramalarla, ya da gönülden gelen dualarla hastaların gönüllerine ilaç olacak sorumluluklar yerine getirilmeye çalışılmıştır. Düğün merasimlerindeki katılımın çokluğu ve takılan takıların gösterişiyle oluşan garip onurlandırma şekli, tamamen safiyane düğünlerle egoların kırılmasına, yer ile yeksan olmasına yetmiştir.
Ahlak suresi olarak da tarif edilen, Hucurat suresindeki kardeşlik anlayışının gerçek ruhu fark edilmiş, insanlar birbirlerinin ihtiyacı olan; iş ve aş gibi hayati konularını, beklentisiz ve çıkarsız olarak çözmeye başlamıştır. Çıkar ve menfaat hesabı yapılarak, insanlar arasına nifak sokanların, bu davranışın ne kadar yanlış olduğunu anlamalarıyla, aksi ama doğru bir tavır geliştirerek, insanların barış içinde yaşamalarına katkı sağlamak üzere, birbirlerinin elinden tutar hale gelen bir süreç başlamıştır. Küçük meseleler yüzünden, yıllarca birbirinin yüzüne bakmayan ve arkasından kuyu kazan insanlar; ölümün burnunun diplerinde olduğunu fark ederek; barışmayı, halleşmeyi, helalleşmeyi ve vedalaşmayı günlük davranış haline getirmişlerdir. Koronavirüs süreci; doğru ilişki biçimlerini insanlığa yeniden öğretmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.