KUYRUK ACISI
Zamanında bir oduncu, odun keserken bir yılan ile karşılaşmış; elindeki baltayla onu öldürmek üzereyken öldürmekten vazgeçmiş.
Bu iyiliğin karşılığında yılan gidip ağzıyla kör kuyudan her gün bir altın çıkararak adama verirmiş.
Bu sayede adam ailesine çok iyi bakıyormuş fakat adam yaşlanıp hastalanınca yerine oğlunu göndermiş.
Oğlu önce inanmaz bu duruma ancak yılanın ağzında altın ile döndüğünü görünce şaşırıp altını almış.
İnsani doyumsuzluğu devreye girmiş ve yılanı takip edip kuyuyu görmüş.
Yılanı öldürmek için bir taş atmış kuyuya fakat taş yılanın kuyruğuna denk gelmiş.
Yılanın kuyruğu kopmuş, yılan da çocuğu ısırıp öldürmüş.
Çocuğu iki üç gün gelmeyen oduncu yılan ile görüştüğü yere gitmiş ve oğlunun öldüğünü görmüş.
Bunun üzerine yılan da ona olanları anlatmış. Oduncu, geçmişi unutup eskisi gibi olalım deyince yılan cevabı vermiş: Sende bu evlat acısı bende bu kuyruk acısı olduğu sürece biz eskisi gibi olamayız, demiş.
İşte halk arasında, yılan hikayesine döndü denilen hikaye bu şekildedir.
Siyasette buna çok rastlanır, herkesin birbiri ile kuyruk acısı, evlat acısı vardır.
Son günlerde bunu net olarak görüyoruz.
Büyükşehir de yaşanan olay son bir haftadır konuşuluyor.
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir ile kuyruk acısı olanlar sıraya girmişler.
Ama net olan bir şey var.
Bu konuyu yargıya taşıyan Başkan Mustafa Demir’ dir.
Ayrıca yargı bu konu hakkında gizlilik kararı almışken, bu konuyu farklı yerlere taşımaya çalışanları gelecek günlerde zor günler bekliyor.
Hiç kimse yargının üstünde olamaz.
Konu ile ilgili kişilerin tamamı yargının gözetimi altındadır.
Bu konuda Başkan Mustafa Demir, gerekli yerlere gerekli bilgileri vermiştir.
İstese konuyu kendi içinde kapatabilirdi.
Ama ne yaptı, konunun üstüne gitti, yargıya bildirdi.
Yani yapılması gerekeni yaptı. Hak, hukuk, adalet dedi.
Şimdi birileri Mustafa Demir’e çamur atmaya çalışıyor.
Burada yapılmak istenen gerçek, bile bile seçilmiş büyükşehir belediye başkanı Mustafa Demir’e zarar vermeye çalışmaktır.
Yoksa olay bellidir ve yargı süreci içine girmiştir, geriye kalan yargının soruşturmayı tamamlamasını ve vereceği karardır.
Bunun dışında yapılan her şey yargıya karışmaktır.
Buna da zaten yargı izin vermez.
Şimdi birileri birilerine gaz veriyor, o gazı alanlar tam gaz gidiyor.
Duvara toslayınca akılları başlarına gelecek, ama o zamanda iş işten geçecek.
Kim öfkeyle kalkarsa zararla oturur.
Tavşana kaç tazıya tut diyenlerin tuzağına düşmeyin.
Hele de bir parti mensubu bunu yapmamalı, siyasette iyi günde olur kötü günde, iyi günde herkes iyidir, önemli olan kötü gündeki duruştur.
Öyle işler olur ki kol kırılır yen içinde kalır.
Ama öyle işlerde olur ki kul hakkı vardır, tüyü bitmemiş yetim hakkı vardır, kol kırılır yen dışarıya çıkarılır.
Mustafa Demir için kim ne derse desin, hizmet adamıdır, hak adamıdır.
Kim olursa olsun, ne olursa olsun haksızın yanında olmaz, gereğini yapar, hak yedirmez.
Burada da bunu yapmıştır, başkaları gibi hak yiyenlere göz yummamış, üstünü örtmemiştir.
Bu konu da taviz vermemiş, duyduğu an önlemini almış, gereğini yapmıştır.
Keşke herkes Mustafa Demir gibi olsa, herkes onun yaptığı gibi hakkın yanında, hak yiyenlerin karşısında olsa, burada yapılması gereken Mustafa Demir’i takdir etmek, sahip çıkmak olmalıdır.
Bir şey yakalamış gibi fırsatçılık yapmak, onu karalamaya çalışmak, hakkı koruyana haksızlık yapmak, hakka girmekten başka bir şey değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.