Bedelinin ahirette ödeneceğine inanmayan insanlar için dürüst olmanın hiçbir anlamı yoktur. Politik söylemlerle idealist düşüncelerle veya insanlara hoş görünmek adına  dürüst olmaya kalkmanın hiçbir anlamı yoktur. Zaten bu tür düşüncelere sahip olan insanların  durdukları noktada çok fazla kalma şansları yoktur. Bir işi yaparken karşılığını kullardan beklerseniz havanızı alırsınız ama Alemlerin Rabbinden beklerseniz hem dünya hem de ahret saadetini yakalarsınız. İlkeli olmak veya dürüst olmak ancak inanç bağları ile mümkündür, dikkat ederseniz tüm kutsal kitapların ortak özelliklerinden birisi de dürüstlüktür. Bu konuda başımdan geçmiş enteresan bir hatıramı sizlere nakletmek istiyorum

            Sevdiğim bir arkadaşım Melih Gökçek"in Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürü olduğu dönemde Samsun"a Sosyal Hizmetler İl Müdürü olarak atanmıştı. Görevine devam ederken 1992 yılında iktidara gelen SHP-DYP iktidarında koltuğunu koruyabilmek için SHP lilere yakın durmaya başladı. Bir gün ziyaretine gittiğimde yanında amcası oturuyordu, az sonra SHP li bir meclis üyesi geldiğinde, arkadaşımın amcası onu tanımış olmalı ki aldı eline bir gazete başladı okumaya. Durumu fark eden arkadaşım amcası ile SHP li meclis üyesini tanıştırmak için hayli uğraş vermiş olmasına rağmen, amcası oralı olmamış, gazete okumaya devam etmişti. Nihayet arkadaşım ani bir çıkışla amcasına dedi ki “Bak amca bu arkadaş senin tanıdığın solculardan değil, çok dürüst bir adamdır.”  Amcası yine oralı olmayıp sadece “ eyyi uşağum, eyyi” deyip geçiştirince bu kez SHP li meclis üyesi sazı ele alarak sosyal demokrat olmanın güzelliklerini anlatmaya başladı. Konuştuklarının inandırıcı olabilmesi için bir ara Resulullah"da sosyal demokrattı deyince arkadaşımın amcası okuduğu gazeteyi bırakıp, adama doğru fırladı. Adam ne olduğunu anlamadan bizimki başladı konuşmaya “Resulullah"ı ağzına alma sizin çoğunuz i…., Resulullah"da (Haşa) öyle mi idi” deyip adamın üzerine yürüdü. Ortalık fena karıştı, adam odadan çıktı gidiyor, ancak bizimkisi o kadar sinirlenmişti ki adamın ardından gitmeye başladı. En önden SHP li meclis üyesi, arkasından il Müdürü arkadaşımın amcası, en arkasından da İl Müdürü gitmeye başladılar. Nihayet binadan çıktıklarında peşlerinden ben de bakmaya başladım, ancak ben olaya müdahil olmak istemediğimden oradan ayrıldım. Nihayet olan arkadaşıma oldu ve Giresun"a öğretmen olarak tayin edildi.

            Bu olayda benim için enteresan olan nokta merhum olan arkadaşımın yine merhum amcasının bir kitleye topyekün bakışı idi. Ta on sekiz yıl önce adamcağız bize öyle bir ders vermiş ki sormayın gitsin. Ben bu olaydan almam gereken dersi Metin Burma"yı tanıdıktan sonra aldım. Benim insanlara bakış zaviyemde, politik tercihleri, inançları, dilleri, dinleri ölçü alınmak suretiyle değerlendirilmeleri söz konusu değildir. Bu nedenle Metin Burma"nın bana verdiği imaj düzgün, ilkeli, seviyeli bir kişilik profili idi. Bu konuda çok samimi idim, ancak yaptığı icraatlar çok yanıldığımı gösterdi. Metin Burma"yı çok eskiden beri tanımam ancak Adem Bektaş"la kıyasladığımda,  Atakum için daha yararlı hizmetler yapacağını, daha az yandaşını kollayacağını, kamu malını daha az israf edeceğini düşünüyordum. Bizzat bana doğru konuşmadığını tespit edince hayli üzüldüm. Kendisine Mediva Hastanesi ile ilgili  Başkanım bu bina kaçak ne yapmayı düşünüyorsunuz diye sorduğumda bana binayla ilgili inceleme yapıp,  bilgi vereceğini söylemişti. Aradan bir hafta geçince beni arayıp, Adnan Bey Mediva Hastanesi"nde kaçak bulguya rastlayamadık deyince gerçek karakterini ortaya koymuştu. Zira binanın tamamı kaçak iken, 1985 ve 1987 yıllarında çıkarılan 2981 ve 3290 sayılı imar affı yasalarından yararlanmak sureti ile ruhsat almış, daha sonra bu imar affı ruhsatları da ihlal edilerek binaya çok ciddi kaçak ilaveler yapılarak bina kaçak hale getirilmişti. Metin Burma bana dürüst davranarak demiş olsa idi ki “ Adnan  Bey araştırdım, bina kaçak, dediğiniz doğru, ancak Adem Güney uyanık davranıp, kendisine eski bir CHP li arkadaşın temsil ettiği ortaklar almış, hal böyle olunca da  elim, kolum bağlandı” emin olunuz ki asla üzerine gitmezdim, zira ben de siyasetten gelmiş birisiyim, içerisinde bulunduğu durumu rahatlıkla anlar ve anlayışla karşılardım. Ancak tamamı kaçak olan bina için bana kaçak bulgusuna rastlamadık demesini ona hiç yakıştıramadım. Aynı şeyleri Hastanenin Başhekimi olan Ferhat Günaydın da söyledi, ona hiç kızmadım, çünkü Ferhat Bey"e ne anlattılarsa o da bana onu söyledi, ancak Metin Burma hem on yıldan fazla bir süredir Belediye Başkanlığı yapıyor, hem de teknik adam, neyin ne olduğunu çok iyi bilmesine rağmen  bana doğruyu söylememiş olması affedilecek bir davranış değil. Zaten daha sonra bu konuda  Mediva ile ilgili benim dediğim doğrultuda meclis kararları çıkartarak, olayı yasal hale getirmeye çalıştı ama buna rağmen hala daha hastane ruhsat alabilmesi için gerekli olan yasal mevzuatı tamamlayamamıştır, tamamlama imkanı da  yoktur.

            Bu anlattığım Metin Burma ile ilgili elimde bulunan belgelerin sadece biri o kadar çok hata yapıyor ki günlerce, hatta aylarca yazsak yetmez. Kanaatimce Sayın Burma on yıl Belediye Başkanlığı yaptıktan sonra seçilemeyince kendi, kendine dedi ki o kadar dürüst çalıştım ama seçimi kaybettim, bir daha seçilirsem Vezir Hazretleri"nin yolundan ayrılmayacağım. Adem Bektaş"ın kötü yönetimi sonucu halk istemeyerek de olsa kendisini seçince kendisine verdiği sözü tutup, Vezir"in izinden gitmeye başladı. Metin Burma"ya tavsiyem kılavuzu Karga olanın akıbeti ne ise kendisinin de akıbeti öyle olmadan aklını başına almasıdır, aksi halde üç yıl sonra değil Büyükşehir Belediye Başkanlığı"nı, oturduğu koltuğun yerinde yeller eseceğini unutmasın. Kalın sağlıcakla