19 Ağustos çarşamba gününü, 20 Ağustos Perşembe gününe bağlayan akşam 1442. Hicri Yılbaşı olarak kutlandı. Miladi takvimlerde yılbaşı veya gün, gece oo.oo itibariyle başlarken, kameri aylarda gün, ikindi  vaktinden sonra akşam vaktiyle başlamaktadır. Bu sebeple, çarşamba günü ikindi vaktinden sonra yeni bir hicri yıla girmiş olduk. Miladi takvime göre, 20 Ağustos 2020 tarihinde, hicri yılın ilk gününü yaşadık. 

İslam tarihinde, Peygamberimizin Mekke’den Medine’ye göç etmesiyle başlayan sürecin üzerinden kameri aylara ve hicri takvime göre 1442 yıl geçmiştir. Peygamberimizin doğduğu ve 53 yıl hayat sürdükten sonra Mekke’den ayrılarak, yeni bir medeniyetin inşası için, yeni bir sistemi kurup devletleştirdiği Medine’ye göç etmesi olayına “Hicret” denmiştir. 

Peygamberimizle birlikte Mekke’den göç edenlere “Muhacır”, Medine’de Peygamberimizi karşılayıp, muhacırlara ev sahipliği yapanlara da “Ensar” adı verilmiştir. Hicretin resmen takvim başlangıcı olarak kabul edilmesi, Hz. Ömer’in hilafeti zamanında, miladi 638 yılında olmuştur.

Peygamberimizin vefatından sonra, günlerin hesaplanmasında ortaya çıkan bazı karışıklıklar, bir takvim düzenlemesi gereğini zorunlu kılmıştır. Kameri aylara göre Peygamberimizin hicreti esas alınarak, kameri takvim ve hicri yıl ilan edilmiştir. 16 Temmuz 622 tarihinde gerçekleşen hicret olayı, kameri aylardan 1 Muharrem’e tekabül ettiği için de, bu kameri tarih; yılbaşı olarak kabul edilmiştir.

Ay’ın dünya çevresindeki dönüş süresine göre, hicri aylar; bir ay 29, bir ay da 30 gün olarak kabul edilmektedir. On iki ay da, bir yıl sayılmaktadır. Miladi takvimde yıl 365 gün olurken, kameri ayların esas alındığı hicri takvimde yıl 354 gündür.

Bu nedenle; hicri aylar miladi takvime göre her yıl on gün önce gelir. Bu durum, hicri ayların ve günlerin, senenin her zaman dilimine denk gelmesine neden olur. Oruç, hac ve zekat gibi İslamın şartlarından olan temel üç ibadet kameri aylara göre yerine getirildiği için, bu ibadetler senenin her zamanında gerçekleşmiş, böylece de 36 yıl oruç tutan bir Müslüman senenin her gününde oruç tutmuş olur.

Hicri yılın ilk ay’ı olan Muharrem ay’ını, Safer, Rebiyülevvel, Rebiyülâhır, Cemaziyelevvel, Cemaziyelâhir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade ve Zilhicce ayları takip eder. Ayrıca Muharrem ay’ı “Haram Aylar”dandır. Bu sebeple, anlamlı ve önemlidir.

Bu aylara, hürmet edilmesi gereğinden hareketle “Haram Aylar” denmiştir. Zilkâde, Zilhicce, Muharrem ve Receb aylarından ibaret olan “Haram Ayları”nda savaş yapmak yasak olduğu için bu adı almıştır. “Haram Aylar” Kur’an ve Peygamberimizin hadislerine de konu olmuştur.

Hicret; basit bir göç hadisesi değil, İslâmı daha geniş kitlelere yayma idealinden kaynaklanmış, ilahi bir projenin hayata yansıyan şeklidir. Hicretle Müslümanlar; hem kendilerini korumuş ve hayatlarını kurtarmış, hem de yeni bir çevrede, yeni bir dostluk ve kardeşlik muhitinde yeni mü’minlerle kısa zamanda güçlenme imkânına kavuşmuştur.

İslam devletinin ve medeniyetinin temeli, hicret olayı ile atılmıştır. 1442.yılına girdiğimiz yeni “Hicri Yıl”ın, İslam alemi ve insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Adı, “Barış ve Esenlik” olan bir dinin mensupları olan Müslümanlar, hicri yılbaşı vesilesiyle kendilerini sorgulamalı, barış ve esenliğin dünyaya hakim kılınması için nelerin eksik olduğunu görmeye çalışmalı, başta kendi içlerinde sonra da dünyaya  barış getirmek için inanmış oldukları dinin gereklerini hayata taşımalıdırlar.

Yeni yılın en güzel ihya şekli, bugün için en büyük amel; insanlığın barış ve selameti için tefekkür etmektir. Haram aylardan olan ve yılın birinci ayı olarak kabul edilen Muharrem ayı bir çok olağanüstü hallerin yaşanıp, Peygamberlere bile lütufların ihsan edildiği aydır. Bu nedenle adına,"Şehrullah" Allah'ın ayı da denmektedir.

Başta, içinde bulunduğumuz Muharrem ayı olmak üzere, tüm yaşamımızı; ibadet, dua ve salih amellerle geçirmek dileğimizle, herkesin yeni hicri yılını tebrik eder, hayırlara vesile olmasını yüce Allah'tan niyâz ederim.