MÜ'MİNLERİN KOKUSU VE KORKUSU...
Birbirine benzeyenler, birbirlerini hemen bulurlar ve rahat anlaşırlar. Peygamberimiz; müminlerin birbirlerini kokularından tanıdıklarını haber vermiştir.
İnsanların alnında secde izi de, günah izi de görülür. Bu durum Kur'ani bir bilgi ile insanlara ve insanlığa duyurulmuştur. Bir darb-ı mesel olarak, "İnsanların anlında ne oldukları yazılıdır ama okumasını bilmek gerekir" diye de tekerlememiz vardır.
Kim kiminleyse ona benzer, birbirine benzeyenler de beraber hareket eder. Eğer benzemeyenler bir araya gelmişse en kısa zamanda yollar ayrılır.
Birbirine benzeyenleri bir arada tutan, ortak değer yargılarıdır ki süreklilik arz eder, birbirene benzemeyenleri bir arada buluşturan da, çıkar ve menfaatleridir ki, bu menfaatleri ortadan kalkınca beraberlik de sona erer.
Hasbi duygularla bir arada bulunanların yardımcısı Allah'tır. Menfaat için bir araya gelenler hile düşünürlerse üçüncüleri şeytan olur. Allah'ın yardımını alanlar mahzun ve mahçup, mağdur ve mahrum olmazlar. Biri diğerini, diğeri birini takip eder, destekler ve boşluğunu hemen doldurur.
Kanuni ile Mimar Sinan hakkında anlatılan anekdot, birbirine benzeyenlerin ilişkilerini ifade etmek bakımından çarpıcı bir örnektir.
"Rivayete göre Kanuni Sultan Süleyman, İstanbul'a büyük bir cami inşa etmek istemiş. Ancak yerini tespit etmekte epey güçlük çekmiştir. İstanbul'un farklı yerlerini dolaşmış, fakat camiyi buralara yapmaya karar vermekte hep bir tereddüt geçirmiştir.
Bir gece yoğun duygular içerisinde Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) efendimize iltica ederek, istihareye yatmış. Rüyasında O'nu görmüş. Rüyada Peygamber Efendimiz, Kanuni'yi şu anda Süleymaniye Camii'nin bulunduğu yere getirmiş ve orada caminin nasıl yapılacağını tarif etmiştir.
Kanuni sabah kalktığında ilk işi, mimarbaşı Mimar Sinan'ı çağırtmak olmuş. Mimar Sinan gelince şu anda caminin bulunduğu yere gelmişler. Kanuni, Mimar Sinan'a bakarak;
"-Mimarbaşı, ben camimi buraya yaptırmak istiyorum" demiş. Mimarbaşıda söz alarak:
"-Evet Sultanım, caminiz buraya yapılacaktır. Külliyesi şöyle, minareleri de böyle olacaktır." diye devam etmiş.
Mimar Sinan da Peygamber Efendimizin Kanuni'ye yaptığı bu tarifi yapınca Kanuni şaşırarak:
"- Mimarbaşı bu işten haberdarmışsın gibi konuşuyorsun." demiş. Bunun üzerine Mimar Sinan tekrar söz alarak;
"- Evet Sultanım, Efendimiz size tarif ederken bende arkanızdaydım" diye cevap vermiştir..."
Aynı rüyayı görüp, aynı mesajı alıp, aynı sonuca kilitlenmek; aynı değer yargılarının müntesibi olmakla ancak gerçekleşir. Günümüzün ihtiyacı da işte bu'dur. Birbirine benzediğine inandıklarımızın, sevinçte bir arada kederde başka havada olduklarını görmek; onların beraberliklerinin hasbi değil hesabi olduğunu anlatmaya yetecektir.
Dostlar iyi seçilmeli, bir araya gelenler hasbi olmalıdır. Mü'minlerin kokusu imanla yoğrulmuştur. Onların; yüzünde iman, gözünde İslâm, davranışlarında ahlak vardır.
Mü'minlerin kokuları birbirini buluşturur, korkuları da birbirinden ayrıştırır. Kokuyu da, korkuyu da Mü'minler kendileri kendileri oluşturur. İman kokusuyla, çıkar korkusu; buluşmanın ve ayrışmanın nedeni olur. Mü'minler kendilerine ve etraflarına bakarak; durumlarının da çözmüş olurlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.