Mustafa Cemal Tomar

Mustafa Cemal Tomar

MÜŞAVERE VE İSTİŞARE

1982' li yıllardı. Tonya'nın Sayraç Köyü'nün/ Mahallesi'nin Vurzoton Mevkiinde inşaat yapıyorduk. O sıralar lise öğrencisiydim. Ustamız yabancı biri değildi. Nuri Karadeniz'di (Di Zeybek Ali). Tahsil görmemişti, ama çok zeki ve akıllı bir insandı. Şakacı ve esprileri ile çevrede ün yapmıştı. Bir taraftan duvar örüyor, diğer taraftan da madrak şeyler anlatırdı. Güldürücü ve düşündürücü anekdotlar anlatmak en büyük şiarıydı.

Aile içinde ve çevrede yaşanan olumlu diyalogları anlatır, dinleyenlere ders verirdi. Çevremizde bulunan akil adamlardan birisiydi. Yıllarca muhtarlık yapmıştı aynı zamanda. Uzun boylu,etine dolgun,duruşuyla oturuşuyla karşı tarafı etkileyen, etrafa güven veren biriydi. Geçim zorluğu nedeniyle 1985'li yıllarda Bafra'dan yer satın alarak ailece Bafra'ya taşınmışlardı. Nuri amca vefat edeli yıllar oldu. Nuri amcaya Allah Teâlâ rahmet eylesin. Nuru Amca bir sohbetinde, " ailece yapacak olduğumuz işleri müşavere ederiz" demişti. Bu kelimeyi ilk defa Nuri Amcadan duymuştum. Dikkatimi çekmişti. Anlamını kurduğu cümleden biraz kelimenin anlamını fark etmiştim. Kelimenin arapça kökenli olduğunu tahmin etmiştim. Arapça hocamıza sormuştum.

Arapça kökenli bir sözcük olan müşavere, meşveret sözcüğünden türetilmiştir. Meşveret fikir alışverişinde bulunmak anlamına gelirken, müşavere kelimesinin sözlük anlamı danışmaktır. Bu kelimenin içinde yer aldığı birçok tamlama ve kalıp ifade terim anlamında kullanılır. Örneğin müşavere heyeti, karar mercii ve danışma heyeti anlamına gelir.

Müşavere kelimesiyle eş ve yakın anlamlı olan sözcükler şu şekilde sıralanabilir:
1- İstişare 2- Fikir teatisinde bulunmak 3- Fikir danışmak 4- Görüş almak 5- Müracaat

Peki istişare nedir?
İstişare, karşılıklı görüş alışverişinde bulunma, danışma anlamlarına gelen bir kelimedir. Kur'an-ı Kerim'de Şûra Suresi var. Şûra da aslında 'danışma' demektir.

Söz konusu iki kavram arasındaki fark nedir?
Müşavere; 1. Önemli bir konu üzerinde iki veya daha çok kimse arasında yapılan fikir alış verişi, danışma, istişâre: Uzun bir müşâvere başladı, bir saat sürdü.... İstişâre, kişinin kendisini ilgilendiren konularda bir başkasının görüşüne başvurması veya idârecilerin ümmetin durumunu ilgilendiren konularda müşâverede bulunması anlamlara gelir. Bu iki kelime arasında ince bir fark olduğu görülmektedir. Müşavere kelimesinin günümüzdeki versiyonu "ortak akıl' anlamındadır sanırım. Tek adam rejimine karşı gelenler "ortak akıl" kavramını çok kullanırlar.

Esasen islämiyet ortak akılla hareket etmeyi tavsiye eder/önerir. Şûra "danışma" için kullanılan Arapça bir kelimedir. Kuran, Müslümanları işlerini birbirleriyle istişare ederek karar vermeye teşvik eder. Şura ilkesi örneğin bir konsey veya referandum şeklini alabilir. Ortak akılla hareket etmenin önemini 1400 sene önce ortaya koyan Kur'an'dır. 114 sureden birisi Şûra Suresi'dir. Bakınız Allah Teâlâ Şûrâ Sûresi 38. Ayet-i Kerime'sinde, "Onlar Rablerinin çağrısına uyarlar ve namazı dosdoğru kılarlar. Aralarındaki işlerini istişâre ederek yürütürler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da Allah yolunda harcarlar" buyurmaktadır.

Aralarındaki işleri 'ortak akıl" ile yürütürler de denilebilir. İstişare toplantılarına ehil olan kimseler katılır. Sağlık Kurulu meselâ; sağlıkçıların toplantıya katılması gibi .. Her birim kendi uzman ekibiyle toplantılar yapıp kararlar olması istişarenin bir versiyonudur. Ortak akılla hareket edilince en isabetli kararlar alınabilir. Sağdan-soldan, etraftan, aşağıdan- yukarıdan bir etki-baskı dayatma söz konusu olmadan, ilim-bilim ışığında vicdani kanaatler ile yapılan tercihler sonucunda alınan kararlar isabetli kararlardır. Müdahale ne kadar çok olursa haktan sapmalar o derece fazla olur. Müdahaleler hukuksuzluğu doğurur.

Burada " işi ehline verin" ayeti kerimenin bir anlamı " işi ehline sorun" anlamı da çıkar. Burada işin ehli kimdir? sorusu akla geliyor. Meselâ günümüz şartlarındaki ekonomi ile ilgili konularla ilgili fetvaları sadece diyanetin fetva kurulu mu vermeli? Yoksa bu kurulda ekonomiyi çok iyi bilen, Siyonizmin uşaklığını yapmayan dini bütün ekonomistler de yer almalı mıdır? Ne dersiniz? Sosyal ve psikolojik konularda uzman akademisyenler sosyal hayatımızla ilgili ayetlerin tefsir heyetinde bunlar da yer almalı mıdır? Yerin,göğün ve canlıların yaratılışı ile ilgili ayetlerin açıklamasını ilahiyatçılardan çok daha isabetli ve kapsamlı bir şekilde doktorlar, yer ve gök bilimcileri izah edemezler mi?

Kâinatın sırlarını " yeşfeu indehu illa bi iznih" ekseninde bütün insanlık keşfetmeye çalışmaktadır. Bir insan ne kadar inkâr etse de, inkâr yolunda ne kadar çalışsa da aslında sır âleminin sırlarından bazılarını bize yansıttığını söyleyebiliriz. Yani hâk da şer de yaratıcının delillerindendir. Allah Teâlâ' nın geçmişten beri süre gelen ve ebediyete kadar sürecek olan nizamı budur. "O'nun nizamında bir değişiklik bulamazsınız." Kâfir küfrüyle küfrün niteliklerini ortaya koymakta, mü'min de mü'minliğini ortaya koymaktadır. Akleden insan bunları görünce ders alarak kendine yön verir.

Cenab-ı Hâk parmak izlerinizi farklı kıldığı gibi beyinlerimizi de farklı kılmıştır. Her insan aklıyla beraber değerlidir. İnsanın en önemli organı aklıdır. Aklı olmayanın dini de yoktur. Akıl gibi ni'meti imkânlar ölçüsünde, tam kapasiteli çalıştırıp ortak akılla hareket eden toplumlar önde giderek yol bulurlar. Aksi taktirde geriden gelerek yol bulanların köleleri olurlar.

Selâm ve dua ile....

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Cemal Tomar Arşivi

DUA

10 Şubat 2025 Pazartesi 09:30
SON YAZILAR