MÜSLÜMANIN TESLİMİYETİ
İnsan ve Medeniyet Hareketinin Samsun Şubesi tarafından her hafta kendi dernek salonlarında tertip edilen rutin sohbetlere fırsat buldukça katılıyorum. Seçilen konu ve konun uzmanı olan konuklar tarafından sunulan bu sohbetler; ufuk açıcı, vizyon oluşturucu, entellektüel bakışı da yansıtan bir sonuç oluşturmaktadır. Bu hafta söz konusu programın sohbet konuğu, OMÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı kıymetli hocamız Prof. Dr. Metin YILMAZ oldu. “Müslümanın Teslimiyet Sorunu” başlıklı konuyu, katılımcıların takdirini kazanan bir uslüp ve muhteva ile sundu. “Müslümanın Teslimiyet Sorunu olur mu ?” sorusunu sorarak başladığı konuşmasında, Kur’an kıssalarından ve Peygamberi yaşamlardan örnekler vererek, dünü ve günü özetledi.
“Müslümanın en önemli sorunu Müslüman olup, olamama sorunudur” diyen sohbet konuğu hocamız, “müslümanların hayatında sorunlar varsa ve giderek çoğalıyorsa müslümanlığında ve teslimiyetinde de sorunlar vardır” dedi. Toplumun dindarlaşma ve dindarlıktan anladığı daranışlarla ilgili sorunun olduğunu belirten hocamız, “Müslümanların sayıları iki milyarı buluyor, yani sayısal çoğunluk var ama etkili ve yetkili bir ses çıkaramıyorlar, halbuki Müslüman sesi en çok ve en etkili çıkması gerekendir, nasıl oluyor hem sayısal çoğunluk var hem ilahi dinin mensubu bu kadar müslüman zillet içinde yaşıyor” sorusunu sorarak kitabi ve hadis merkezli cevaplar verdi ve sorunların itikadi merkezli olduğunun altını çizdi. Zalim ömeri, karıncayı bile incitemekten korkar hale getiren İslama girdikten sonraki itikadi teslmiyetidir diyerek de sahabeden örnekler sundu.
Allaha, Resulüne ve Ululemre itaat ve teslimiyet sorunu, müslümanları dağınık halde yaşar duruma getirmiştir dedi. Müslümanlar vahye teslim olamadıkları için, sorunlarının gerekçelerini Abdullah ibni Seb’e üzerinden hafifletmeye çalışmakta, her olumsuzluğun ötekilerden kaynaklandığını ifade ederek, böylesi bir savunmanın altına sığınmaktadırlar dedi. Ümmet, kendi sorunlarını çözmek için düşmanlarının himmetine muhtaç olamaz diyen sohbet konuğu hocamız, “Tevhit, Teslim, Tevekkül ve Saadet” kavramlarını açıklayarak birbirleriyle ilişkisini izah etti. Teslim olunmaması gerekene teslim olmak onu ilah, kendini de onun kölesi durumuna getirir diyen konuk, Rabbe teslimiyet özgürlük, dünyalıklara teslimiyet köleliktir dedi. Müslümanlar, ilaha teslim olamamamın ve vahye dayalı bir hayat sürememenin bedelini ödemektedirler diyerek müslümanlara önemli bir mesaj da verdi. Peygamberimizin az sayıda müslümanla çok geniş kitleleri etkisi altına aldığı halde, bugünün çok sayıdaki müslümanının az sayıda insanları etkileyememesi manidrardır ve düşündürücüdür uyarısın yaptı. Habilin katili olan Kabile karganın yol göstermesi ve yapacağı işlemi öğretmesi, hakka teslim olmayanların küçüklüğünü anlatmaya yetecek vahyi bir örnektir dedi. Müslümanların zamanın esiri olmaması, aksine zamana hükmetmesi gerektiğini hatırlatan sohbet konuğu hocamız, ibadet teslimiyet ilişkisinin de altını çizdi. İbadet Allaha teslim olmanın fiili işaretidir ve bu yol huzura çıkar diyen hocamız, menfaat için gayret etmenin teslimeyet olamıyacağını, güç karşısında eğilmenin de itaat sayılamayacağını ifade ederek yirmisekiz şubat postmodern darbe döneminden örnekler de verdi. Hiradan başlayan vahyi yolculuğun iyi okunması ve din eğitiminin devlet eliyle sağlıklı bir şeekilde verilmesinin teslimiyet sorununu düzelteceğini ifade eden Prof. Dr. Metin YILMAZ, programı tertip edenlere teşekkür ederek sohbetini tamamladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.