İlerlemiş yaşına ve bir takım sağlık problemlerine rağmen birlikte bir kaç defa umre ibadeti yaptığımız, aslen Sürmene'li olan ve Ondokuz Mayıs İlçesinde ikamet eden Hacı Ahmet Babillioğlu, bir kaç yıl önce vefat etmişti. Medrese ve İlahiyat eğitimi almamış olan Hacı Ahmet abi; dini bilgiye de, örfi görgüye de, ahlaki duruşa da, edebli davranışa da sahip olan, samimi, ihlaslı bir kiyişydi. Umrede bulunduğumuz bir defasında, umrecilere yapmış olduğum sohbetten sonra yanıma gelerek, "Hocam ! Konuşma muhtevasına ve hitabet uslübunuza bakılınca iyi hocasınız ama neden sakal bırakmıyorsunuz" dedi. Kendisine sunduğum hiçbir gerekçe onu tatmin ve ikna etmedi.  İyi bir insan, samimi bir Müslüman olarak zihnimde yer almıştı Hacı Ahmet abi o zamandan. 

Perşembe günü Sürmene'de yaşayan kardeşi vefat etmiş, cenaze merasimine gidip-gelen oğlu Cem Babillioğlu da, cenazeden döndüğü günün gecesinde kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Geç haberim olduğu için cenazesine gidemedim Cem kardeşimizin. Dün, ailesine başsağlığı dilemek amacıyla Ondokuz Mayıs İlçesine gittim. İlçe sakinlerinden akrabası olan Hasan Aksoy ile Cem kardeşimizin kabrini ziyaret ettim. Dinlediğim ve görüştüğüm herkes, cenaze merasimindeki kalabalık cemaatten ve Cem kardeşimizin ölümüyle yaşadıkları üzüntüden bahsediyor, ne kadar iyi insan olduğunu söylüyordu. Bu güzel cümleleri duyunca, Hacı Ahmet abiyi bir kere daha takdir ve rahmetle hatırladım. Oğlunu da, kendisi gibi iyi bir insan ve samimi bir Müslüman olarak yetiştirmiş olmasından dolayı da çok duygulandım. Allah, başta Ahmet Babillioğlu abim olmak üzere, kardeş, evlat ve yakınlarıyla, tüm müminlere rahmet etsin. 

Zaman zaman gittiğim Ondokuz Mayıs İlçesinde tanıdık  dostlarla, Kaymakamlık binasının Samsun tarafından karşısında bulunan çay ocağında buluşur, sohbet ederiz. Taziye için gittiğim dün de aynı çay ocağında oturduk. Sohbet esnasında, çay ocağında bulunanlardan bir vatandaş, gazeteden tanımış olmalı ki, hemen çay ocağının   yanında bulunan ve belediyenin işlettiği tuvaletlerin pisliğinden bahsederek, belediyenin bu tuvaletleri temizlemediğini dile getirdi. Daha önce de, bir çok defa pis olarak gördüğüm söz konusu tuvaletlerin durumunu gösteren fotoğrafları dijital ortamdan telefonuma atan vatandaşın bayanını müşahede etmek üzere, tuvaletleri bizzat gördüm. Burada paşlaşılmasından hâya ettiğim tuvaletlerin, gerçekten tarif edilemez pisliğine şahit oldum ve çok tiksindim.

Şirin ilçemizin en merkezi yerinde, kamuya açık alanda, çok işlek bir bölgede bulunan, belediyeye ait bu tuvaletlerin pisliğinden, belediye başkanımızın haberinin olmadığını düşünüyorum. Bir evin banyo, tuvalet ve mutfağı; o evin sahibi ile ilgili temizlik konusunda   şahitleridir. Bir şehrin de, çarşısı, pazarı ve kamuya açık bu tür alanları, o yerleşim bölgesinin idarecileri hakkında bir kanaat oluşturur. Değerli belediye başkanımız sayın Osman Topaloğlu'nun konuyla ilgileneceği kanaatınayım. Son durumu yine siz değerli okuyucularımızla bu köşeden paylaşacağım.  Her türlü güzel hizmeti hak eden halkımıza, memnun kalacakları hizmetler sunmak, hayır dua almaya vesile olacaktır. İdarecilerimiz de, halkımızın "oy"una talip olurken, aslında hayır dualarına taliptirler. Hizmet sunup, dua beklerler. Her türlü hayırlı hizmeti sunan, tüm idarecilerimize şükranlarımızı sunarız. 

Merkezi idare halka hizmeti, hakka hizmet kabul ederek çalışmaktadır. Yerel idareciler de buna ayak uydurmalıdır. Aksi halde, merkezi idare, bu tür kusurlardan zamanla haberdar olacaktır.