OY TOPLAMA STRATEJİSİ
31 Mart seçimlerine sayılı günler kaldı.
Bütün adaylar çalışıyor, kimisi kendi ekibini kurmuş, kimisi partisinin gücünü arkasına almış, her biri kendine göre doğru bildiğince çalışmaya çalışıyor.
Ama oy toplama konusunda adayların büyük kısmında bir oy toplama stratejisi yok. Geleneksel bilinen seçim çalışmaları dışında adaylarda farklı bir çaba göremiyoruz. Ya bilmediklerinden, ya da kendilerine olan güvenlerinden olsa gerek, yaptıklarının yeterli olduğunu düşünüyorlar. Bir de bu süreçte adayların etraflarındaki goygoycular da fazla olunca aday kendini seçilmeden, seçilmiş görebiliyor.
Oysa birçok ilçede kazanma şansı olan aday oy toplama stratejisi yapmadıkça kazanamaz. Alacağı seçimi daha sandığa gitmeden kaybeder. Sonra aklı başına gelir ama, iş işten geçmiş olur. Bu anlamda o kadar net görünen ilçeler var ki, 3 stratejik hamle ile seçimi kazanabilecekken göz göre göre kaybedecekler.
Bu ilçelerden 2 tanesi Samsunun en büyük ilçeleri olan, İlkadım ve Atakum başta geliyor.
Atakum ve İlkadım da 3 adayın yarıştığı bir seçim süreci görüyoruz. 31 marta kadar bugün 3. Sırada olan 1. Olabilir, ya da 1. Sırada olan 3. Sıraya düşebilir. Seçim sandıklar açılana kadar, oylar sayılana kadar, tutanaklar tutulup, ilçe seçim kurullarında birleştirme tutanaklarında birleşene kadar devam eder. Yani seçim çalışması sadece seçim gününe kadar değildir. Her bir aşamada adayın kendine göre bir stratejisi olmalıdır.
Oy toplama stratejisinde, en büyük etkenlerden biri olan meclis üyeleri listeleri açıklandı. Belediye meclis üyeleri listeleri çok önemlidir. Ama günümüzde eş dost dışına çıkılamadığı için her parti de tepkiler olmuştur. Örneğin Atakum seçim sonuçlarında AK Partinin adayı, AK Partinin belediye meclis üyesi oyunun altında kalacak. Ama İYİ Parti adayı, İYİ Partinin belediye meclis üyelerinden daha fazla oy alacaktır.
Çünkü AK Partinin ve AK Partililerin kendine duyduğu özgüven o kadar yüksek ki, adayları için bir stratejiye ihtiyaç bile duymuyorlar. İYİ Partiye geldiğimizde İYİ Parti meclis üyeleri listesinde İYİ Partili 2 kişi var. Onlarda listelenin alt sıralarında yer almış. İlkadım da da adaylar açısından durum farklı görünmüyor. Bu değerlendirmeleri daha detaylı önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağım.
Konumuz olan oy toplama stratejisinden devam edecek olursak; 1989 yılından bugüne aktif siyasi hayatımızda ve sonraki aday destekleme çalışmalarımızda yaşadığımız tecrübelerle, tek bir doğru hamle ile 5 gün önce ile 5 gün sonra arasında adayın oy oranının yüzde 3 e kadar değiştiğini gördük. Bu hamleler, ne çok para harcama ile ilgili, ne de güçlü bir partinin adayı olmakla ilgilidir.
Sadece ve sadece seçim bölgesinin demografik yapısını doğru okumak ve ona göre reçete oluşturmak ile ilgilidir. Sonrasın da seçim sürecindeki dokunuşlarla son vuruşları yapan seçimi kazanır. Burada hangi aday ne yapmalı, hangi aday ne yapmamalı demek doğru olmaz. Ama bize soran olduğunda bizde inandığımız adaya olması gerekeni söylüyoruz. Bugüne kadar seçim bölgesindeki tecrübelerimizi paylaşıyoruz.
Belediye meclis üyeliği seçiminde o partinin programı, lideri, icraatları, kadrosu, halkın partiye tepkisi, parti kültürü gibi unsurlar seçmen gözünde ne kadar önemli ise, belediye başkan adayının da dürüst, başarılı, çalışkan, iyi bir ekibe sahip oluşu, halka yakınlığı, hangi partili olduğu çok önemlidir.
Önümüzdeki günlerde bunların etkilerini birlikte göreceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.