Dünyaya imtihan için gönderilen insan, kısacık hayatını anlamlı hale getirmek için, Allaha itaat etmek ve hayırda yaraşmak zorundadır. Kulluğun amacı, iyi insan olmak ve ahiret yurdunu kazanmak içindir. Allaha itaat, insanlara adalet ve mahlukata merhamet üzere yaşanan bir hayatın tamamı kulluk üzere geçmiş olur. Hayırda yarışmak; iyilik ve güzellikte, faydalı ve yararlı işler yapmada yarışmak demektir. Peygamberimiz, iyilik yapacağından emin olunan ve kötülük yapması beklenmeyen kişinin iyi insan olduğunu belirtmiştir.
Batara suresi 215.ayette Yüce Allah; “Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir” buyurmaktadır. Yine bakara suresi 109 ve 110. Ayetlerinde, “İyilik olarak önceden ne yaparsanız, Allah katında onları bulursunuz” ilahi bilgisi verilmektedir. Kur’anı Kerimde, hayır işlemenin kurtuluş vesilesi olduğu hatırlatılmakta ve  Hac suresi 77. ayette; “Hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz” buyurulmaktadır. Peygamberimiz kendisine sorulan bir soruya, “iyilik yapmanız sizin için her zaman hayırlıdır” buyurarak, hayır işlemenin önemini ifade etmiştir.
Hayır; Allah rızasını elde etmek için yapılan her güzel işin adıdır. Yüce Allah razı olduğu kullarının hayır üzere yaşamasının önünü açar da o kimseler eliyle ve diliyle insanlığa karşılıksız hizmet ederler. Bir Müslümanı güler yüzle karşılamaktan, dikilen bir ağaçtan canlıların istifade etmesine kadar, yoldaki bir taşı kaldırmaktan yolunu şaşıran bir kimseye yolunu tarif etmeye kadar Allah rızası için yapılan her şey hayır kabul edilir. Ahirette insan sağında ve solunda önünde ve arkasında insanlara yaptığı faydalı işleri görecek, bu iyi işler nedeniyle ahiret hayatının mekanı tayin edilecektir.
Allaha yolunda malını harcayanla ilmini paylaşana gıpta edilir buyuran Peygamberimiz; sahip olunan en değerlileri başkalarıyla paylaşmanın ahirette en büyük sermaye olacağını hatırlatmaktadır. Ümmetine örnek olarak gönderilen Peygamberimiz, evinde hiçbir şeyi biriktirmez, hem insanlara örnek olmak hem de Allah’ın rızasını kazanmak için onları hemen fakirlere, miskinlere ve gariplere dağıtırdı.
Bakara suresi 148.ayette Yüce Allah “Hayırda yarışın” buyurmuştur. Ali İmran suresi 114. ayette de, hayırda yarışmanın salih kimselerden olmanın yolunu açtığını bildirmektedir.  Kalpleri ürpererek Allah için vermenin hayırda yarışmak olduğunu müminun suresinde bildiren Yüce Allah; ahiretteki büyük ihsanın hayırda yarışanların olacağını Fatır suresi 32. ayette açıklamaktadır. Dünyada huzurlu, ahirette mutlu yaşamanın yolu “Hayır hizmetleri yapmak ve bu hizmetlerde yarış içinde olmak”tan geçmektedir.
Paylaşmanın iyileştirici gücünü, hayır/hasenat yapan herkes görmektedir. Paylaşmak; verenin gönül dünyasıyla alanın yaşam dünyası arasında kurulan köprüdür. Varlığını, zamanını, fikrini, alın terini paylaşmak; diğer insanın yaşamında izler oluşturacaktır. Oluşan bu izler, hem verenin hem de alanın dünyasında güzel güllerin açmasını sağlayacaktır. Toplumsal savrulmaların, sosyolojik kamplaşmaların, psikolojik sarsıntıların panzehiri paylaşmaktır. Paylaşılan her şeyin arttığı, paydaş olanın da rahatladığı; her paylaşma sonrasında görünen bir gerçektir. 
İçerisinde bulunduğumuz Koronavirüs’lü günlerde paylaşmak çok daha önem arz etmektedir. Sıkılan ve sarsılan gönüllerin inşasında, paylaşmanın sağlayacağı iyileştirici gücü başka bir eylemle sağlamak neredeyse mümkün değildir. Sağlıklı toplumun inşası için, eğitimin her kademesinde paylaşmanın ruhu ve kodları da verilmelidir.