Seksenlerde kocaman, tombul ve farklı renklerde cam atık kutuları vardı. Yanında da kağıt atık kutusu vardı bir başka renkte. Bunların tepesinde bir deliği olur ve yetişkin bir insan boyundaki bu kutulara, parçalamadan cam şişeleri, diğer kutuya da kağıt atıklarımızı atardık. Biz annem ve babamla genelde geceleri hem bir yürüyüş yapmak için hem de biriktirdiğimiz bu atıkları bu kocaman kutulara atmak için dışarı küçük gezintiler yapardık. Bu yanlış hatırlamıyorsam ayda bir ya da birkaç kez olurdu. Günümüzdeyse artık o zamanki atık kutularından pek göremiyorum sokaklarda. Artık daha küçük şekillerde pil kutuları ya da mavimsi plastikten geri dönüşüm kutuları bulunuyor apartmanlarımızın kapılarında ve okullarımızın bahçelerinde. Ayrıca bazı bilinçli çöpçüler de çöplerini ayrı ayrı poşetlerde ayrıştırmamış yurttaşların büyük plastik veya başka çöplerini çöp arabasının tepesine koyarak ayırma yolunu seçiyorlar. Çok da iyi ediyorlar, çünkü böylece diğer çöplerle karışmadan geri dönüşüm merkezlerine ulaşabiliyor bunlar.
Bazı büyükşehir belediyeleri bu konuda oldukça bilinçli; kocaman, mavi geri dönüşüm poşetlerinden dağıtıyorlar evlere ve esnafa. Böylece o civarda oturan yurttaşların esnaf vasıtasıyla geri dönüşüme katkı sağlamaları kolaylaşıyor.
Kimse ben yapmasam nolur dememeli, bu gibi sorumluluklar kişi ayırt etmiyor. Bir öğrenci arkadaşımız ders çalıştığı karalama kağıtlarını çift yönlü kullanarak ve atacağı zaman bunları bir poşette biriktirip çöpçülerin alması için ayrı bir şekilde bırakarak çok şeyi değiştirebilir. Ayrıca gecenin bir köründe sokak sokak dolaşan kağıt toplayıcılarını da unutmamalıyız, bu kağıtlar onların eline geçerse yine çok faydalı olacağını düşünüyorum. Mesela yine bir öğrenci arkadaş, ders çalışırken içtiği poşet çayların paketlerini, biten tükenmez kalemlerini, bisküvi vb paketlerini de bu birikimin içine eklese dünyamız için harika bir şey yapmış olur. Aynı şekilde evlerde de marketten alınan şeylerin paketleri çok büyük bir sorundur, bunlar geri dönüşebilen maddeler oldukları için toplanması en doğru yol olacaktır. Şu sıcak günlerde içtiğimiz sodaların cam şişeleri ya da kola içen biriysek kolaların plastik şişeleri, boşalan deterjan, şampuan kutuları... O kadar çok çöp biriktiriyoruz ki bunları çöplüklerde binlerce yıl erimesini bekleyeceğimize, geri dönüşebilen bu maddelerden defalarca yararlanma yoluna gitsek ya? Bu hem dünyamız hem ülkemiz için, bu hayat için teşekkür etmenin en güzel yolu.
Ayrıca yazımızın sonunda hemen hatırlatalım ki, şu sıcak yaz günlerinde biz oruçlu olsak ve unutsak bile sıcaktan kavrulan minik bedenleri unutmamalıyız. Biz iftara kadar su içmesek de sokak hayvanları susuz gezemez. O tatlı kediler, masum bakışlı köpekler için uygun bulduğumuz ve onların rağbet ettiği köşelere bir yoğurt ya da dondurma kutusunda belki de bir minik kovada su bırakmayı unutmayalım. Her gece bunları yolumuz düştükçe kontrol edelim. Ramazanda fazladan sevap kazanmak hepimizin hoşuna gidecektir değil mi? Bu dünyada birlikte uyum içinde yaşamak için hem geri dönüşüm hem de sokaktaki arkadaşlarımıza biraz daha özen...                                                                                                                                                                       İyi Ramazanlar...