RAMAZAN VE ORUÇ

Ramazan ayına mahsus , diğer zamanlarda olmayan bir takım ibadetler vardır. İslamın beş şartından birisi olan “Oruç” ibadeti ramazan ayında ihya edilir. Oruç ibadetin vakti, kameri aylardan olan Ramazandır. Bu durum o kadar iç içe geçmiş ki, geçmişlerde, oruç tuttuğunu ifade eden bazıları “Ramazan Tutuyorum” derlerdi. Belirtmek istedikleri konu, oruç tuttuğunu ifade etmekti. Oruç ibadet, ramazan da orucun vakti/zamanıdır. 

Ramazan ayının diğer ibadetleri; iftar, sahur, teravih, mukabele, fitre, fidye, zekat, yardımlaşma gibi mali ve bedeni ibadetlerdir. Bu ibadetler sadece ramazanda yapılmış olmaz, bazılarının zamanı da ramazan değildir. Ancak, yıllarca yapılan uygulamalar sonucunda, zekat, fidye, fitre, yardımlaşma, sadaka, mukabele, iftar, sahur gibi ibadetler ramazana mahsus hali gelmiştir.

İftar ve sahur; oruç tutulan her zaman ibadettir. Ramazan ayı farz olan orucun vakti olduğu için iftar ve sahur bu ayda çok da belirgin hale gelmiş olur ki, ikisi de müstakil ibadettir.  Her ne kadar iftar orucun açılması, sahur da orucun başlamasıyla ilgili sembolik bir fonksiyonları varsa da, her k de ayrı ayrı müstakil ibadettir. Zira, ne oruçlu günün sona erdiğini anlatmak için iftara, ne de oruca başlamak için sahura ihtiyaç vardır. 

Oruç zamanla ilgilidir. Akşam namazıyla sona erer, imsak vaktiyle de başlamış olur. Sınırları zamanla belirtilir. İftar ve sahur bu zaman sınırları içerisinde yapılan diğer ibadetlerdir. İftar da, sahur da esasen bir çeşit paylaşma ve sorgulamadır. Silkinme ve kendine gelme sorgulamasının yapılmasına vesiledir. Aileyi ve dostları bir araya toplamanın, birlikte dua yapmanın da pratiğini oluşturmaktadır.

Fitre; ramazan bayramının ibadetidir ki, bayram sabahı doğan bir çocuğun fitresinin verilmesi gerektiği halde, ramazanın son günü/bayrama akşamı ölen bir kimsenin fitresinin verilmesine gerek yoktur. Bu ibadet bayram sabahına erişmenin şükrüdür. Ancak, ibadetin muhataplarının bundan daha verimli bir şekilde istifade etmelerinin sağlanması bakımından bu ibadet de ramazan içerisinde, bayram gelmeden yerine getirilmiş olur. Zekat ibadetinin zorunlu zamanı da ramazan ayı değildir. Zekatta esas, malın üzerinden bir yılın geçmiş olmasıdır. Ancak, vaktinden önce de sonra da verilebildiği için zekat her zaman verilebilir. 

Ramazanın tercih edilmesi; hem fakirlerin menfaati, hem de zekat ibadetinde esas olan kameri yılın tespitine kolaylık sağlaması içindir. Oruç, hac ve zekat ibadetleri kameri takvime göre yerine getirmesi gerektiğinden ve bu takvim de miladi takvime göre 10 gün kısa olduğundan, yılın tamamlandığının hesabı, ramazan ayı ölçü alınarak daha rahatlıkla sağlanabilmektedir. Fidye; tutulamayan oruçların karşılığı verilen ve her gün için bir fitre miktarı olan mali ibadettir ki, bunun da zamanı ramazan ayı olmamakla birlikte, muhataplarının istifadesi için bu ibadet de ramazan ayında gerçekleştirilir.

Ramazan ayının bir diğer ibadeti mukabele geleneğidir ki, bu ibadet Kur’an okumakla gerçekleşir. Müslüman için Kur’an her vaktin ibadetidir. Ramazanda mukabele geleneğinin gerekçesi, Cebrail a.s. ile Peygamberimiz arasında her ramazan Kur’an mukabelesi yapıldığı içindir. Peygamberi bir sünnet olarak ramazan aylarında gerçekleştirilen bu ibadet ülkemizde daha çok Kur’anın metninin okunmasıyla yaygınlık kazanmıştır. 

Esas olan; metninin kıraat edilmesiyle birlikte Kur’ana vukufiyetin de sağlanmasıdır. Kur’anın ramazan ayında inmeye başlaması da mukabele geleneğinin bu ayda gerçekleşmesine önemli derecede katkı sağlamaktadır. Teravih namazı; Ramazan ayının sünnet ibadetlerinden başta gelenidir ki, bu ibadet de neredeyse her Müslüman tarafından yerine getirilmektedir. 

Ramazan ayının temel ve farz ibadeti “Oruç”tur. Ancak; ramazan ayını anlamlı kılan oruç değil, Kur’anın bu ayda indirilmeye başlamasıdır. Başta oruç olmak üzere, ifade etmeye çalıştığımız bu güzel ibadetlerin, Kur’anın bu ayda indirilmeye başlamasındandır. İbadetlerde Allahın muradı bilinmemekle birlikte, sonuçlarına bakarak hikmetleri üzerinde konuşulabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR