Gerek Youtube üzerinden yaptığımız Şehir Gündemi programında gerekse de köşe yazılarımızda Samsun'daki Kamu hastanelerinde sağlık sorunlarını dile getirerek, hem hastaların sesi oluyor, hem de aksaklıkların giderilmesi adına değerlendirmelerde bulunuyoruz.

Hastaneler, hayatın en önemli duraklarından biridir.

İnsanlar hastanelere şifa bulmak için başvuruyor, ancak karşılaştıkları sorunlar onları daha da çaresiz kılıyor.

Özellikle gastroenteroloji, patoloji ve nükleer tıp bölümlerinde yaşanan aksaklıklar, sağlık sistemimizin en hassas noktalarını ortaya çıkarıyor.

Gastroenterolojide sıranın sonu görünmüyor.

Gastroenteroloji servisi, endoskopi ve kolonoskopi gibi hayati işlemlerin yapıldığı birimlerden biri.

Ancak burada bir işlem için beklemek adeta sabır sınavına dönüşmüş durumda.

MHRS üzerinden randevu almak başlı başına bir mücadele.

Randevu almayı başaranlar ise 5 ila 9 ay sonrasına işlem tarihi verilmesiyle şoke oluyor.

Oysa bu işlemler, erken teşhis için olmazsa olmaz.

Sağlık, zamanla yarışırken, bu bekleyişin kabul edilebilir bir yanı yok.

Patoloji bölümünde durum daha da içler acısı.

Ameliyatlardan, endoskopiden ve hatta ilçelerden gelen örneklerle dolup taşan bu bölümde sonuç almak tam 8 ila 11 ay sürüyor.

Ankara merkezli laboratuvarlarla yapılan anlaşmalar bile bu süreci hızlandıramamış.

Üstüne üstlük sonuçların sisteme yanlış girilmesi ya da karışması, hastaların güvenini iyice zedeliyor.

Gelelim en hayati noktaya, nükleer tıp bölümü.

Kanser teşhis ve tedavisinde kullanılan PET-CT cihazının sürekli arızalı olması, kelimenin tam anlamıyla bir trajedi.

400-500 hasta sırada beklerken, cihaz her üç ayda bir arızalanması şüphe uyandırıyor.

Özelde bu çekimi yaptırmanın maliyeti ise 6 bin TL.

Düşük gelirli hastalar için bu rakam neredeyse imkansız.

İnsan ister istemez soruyor, kanser hastalarımız ölüme mi terk ediliyor?

Bu sorunların çözümü için ilk adım, sağlık sistemindeki personel ve ekipman eksikliğini gidermek olmalı.

Özellikle nükleer tıp gibi kritik bölümlerde, cihazların bakımı daha sık yapılmalı, hatta yedek cihazlar temin edilmeli.

Patoloji bölümü için süreç yönetimi dijital sistemlerle güncellenmeli ve hata oranları minimize edilmeli.

Ayrıca MHRS sistemindeki aksaklıklar düzeltilerek, hastaların randevu alması kolaylaştırılmalı.

Sağlıkta yaşanan bu sorunlar yalnızca hastaların değil, tüm toplumun ortak meselesi.

Çünkü sağlık, zamanla yarışmayı gerektirir ve her geçen gün hastalar için kritik bir kayıp anlamına gelir.

Yetkililer, bu sorunları görmezden gelmek yerine çözüm için somut adımlar atmalı.

Unutmayalım ki sağlık, ertelenemez bir haktır.

Bu ülke, hastalarını çaresizlikle baş başa bırakmayacak bir sistem inşa etmeyi hak ediyor.