"SEYAHAT ETMEYE" İSLÂMİ BAKIŞ...

İslam’da seyahat etmek, hem maddi hem de manevi boyutları olan bir eylemdir. Dini değerlendirmelerde seyahatin önemi ve insanın ruhu üzerindeki etkilerine zaman zaman vurgular yapılmıştır. İslam’da seyahatin, insanın Allah’ın ayetlerini daha iyi anlaması, tefekkür etmesi ve kişisel gelişim sağlaması için önemli olduğu ifade edilerek, seyahatin sıhhata vesile olacağı belirtilmiştir.
Rum suresi 9.ayette, seyahatin insanı Allah’ın yaratışını ve kudretini düşünmeye sevk eden bir vesile olduğu belirtilerek; "Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna baksınlar?" Bu ayette, insanların geçmiş toplulukların başına gelenleri görmeleri ve ibret almaları için yeryüzünde dolaşmaları teşvik edilmektedir. Bu seyahat, sadece maddi bir yolculuk değil, aynı zamanda manevi bir farkındalık kazanma yolculuğu anlamına da gelmektedir. Seyahat ederken farklı kültürler ve toplumlarla karşılaşmak, insanın tevazu göstermesini, şükretmesini ve Allah’ın büyüklüğünü daha derin bir şekilde idrak etmesini sağlamaktadır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de seyahatin önemine değinmiştir. Özellikle ilim arayışı ve tefekkür için yapılan seyahatler, hadislerde övülmüştür. Bir hadiste; "İlim öğrenmek, her Müslüman erkek ve kadına farzdır, ilim Çin'de de olsa alınız" buyurulmaktadır. Bu Peygamberi mesaj gereği yapılacak ilim arayışı, zaman zaman seyahati de gerektirmektedir.
Seyahatin, insan ruhuna çeşitli faydaları vardır. Seyahat eden kişi, farklı yaşam tarzları, inançlar ve kültürlerle karşılaşmaktadır. Bu durum, kişiye bakış açısını genişletme fırsatı sunmaktadır. Kendi hayatındaki nimetleri fark etmesine ve şükretmesine sebep olmaktadır. Bu da ruhsal anlamda bir dinginlik ve huzur getirir.
Doğayı, dağları, denizleri ve Allah’ın yarattığı diğer varlıkları görmek, insanı tefekküre sevk eder. Bu tefekkür, kişinin Allah’a olan imanını artırır ve ruhunda derin bir tatmin oluşturur. Kur’an-ı Kerim'de doğa ve yaratılış üzerine düşünmenin insanı manevi olarak olgunlaştırdığına işaret edilmektedir.
Seyahat, bir tür yenilenme fırsatıdır. İnsanlar, günlük yaşamın stresinden uzaklaşarak ruhlarını dinlendirme imkânı bulurlar. Farklı bir çevrede bulunmak, kişinin zihinsel yorgunluğunu atmasına yardımcı olur. Bu, ruhsal bir rahatlama ve denge sağlar. Yeni yerler görmek, insanın ruhunda yeni ilhamlar oluşturabilir. Özellikle doğayla iç içe yapılan seyahatler, insanın üretici yönlerini besleyebilir. Bu da manevi olarak bir derinleşme ve hayatı daha anlamlı bir şekilde kavrama ile sonuçlanabilir.
Seyahat, kişinin alışkanlıklarının dışına çıkmasını ve yeni tecrübelerle karşılaşmasını sağlar. Bu süreçte karşılaşılan zorluklar, kişiyi sabırlı, dirençli ve esnek bir hale getirir. Sabır ve metanet, İslam’da çok değerli özelliklerdir ve bu ruhsal büyümeye katkıda bulunur.
Özetle, İslami bakışa göre seyahat etmek; sadece maddi bir yer değiştirme değil, aynı zamanda manevi bir yolculuktur. Bu yolculuk, insanın Allah’ın yaratılışını daha derin bir şekilde anlamasına, ruhunu beslemesine ve kişisel olarak olgunlaşmasına yardımcı olur. Allah’ın yarattığı güzellikleri görmek ve onlardan ders almak, ruhsal dinginlik sağlar ve insanı manevi olarak da güçlendirir.
İlimizde, ülkemizde ve dünyamızda öylesine görülmesi gereken yerler vardır ki, bunlar insanı Rabbına ulaştırır. Her görülen tabiat harikası coğrafyalar Allahın kudretine işaret eder. Kainat ayetleri de denen; ağaçlar, kuşlar, ormanlar, nehirler, renkler farklı bölgelerdeki insanlar kişiyi olgunlaştırır ve imanını arttırır. Ümmet şuurunun oluşmasının ve başta Müslümanlar olmak üzere, insanların kavgasızca bir arada yaşamasının zemini seyahat kültürüyle daha da iyi anlaşılır.
"Aranızda selâmı yayın" ilahi beyanı, insanların birbirleriyle buluşmalarının gereğine işaret eder. Böylece insanlar barış sistemini kurarlar, gözyaşı ve kan akıtmadan bir arada huzurlu yaşarlar. Seyahat etmenin sağlayacağı soyolojik kazanımlar, ruhsal terapiler, imani bakışlar; o toplumlarda huzurla yaşamanında garantisi olur.
İslâm statik değil, dinamik bir hayat tarzı sunar. İbadetlerin hikmetinde bu dinamizm görülmektedir. Üç mescit ziyaret edilir buyuran Peygamberimiz bu, dinamizm de işaret etmektedir. Üç mescitteki ibadetin fazilet farkı bir çeyit teşvik promosyonudur. Peygamberimizin huzurunda verilen selamın canlı gibi olması seyahati gerekli kılmaktadır.
Dini ve milli değerlerimizin dünyanın her yerinde izleri vardır. Ortadoğu, arap yarım adası, kuzey Afrika, balkanlar, orta asya zaten milletimizle özdeş olan çoğrafyalardır. Bu ilişki ağı bile seyahat etmenin gerekçesi olarak yeterlidir. Seyahat etmek aynı zamanda bir kültürdür ve eğitim olarak da kabul edilebilir. Bazen; "Tabelaları okumak bile üniversite tahsiline denktir" diye söylenir. Örneğin, küçük bir vilayette yaşayan biriyle metropol bir şehirde ikamet eden aynı değildir. Atalarımız bunları formüle ederken; "Çok gezen çok okuyandan fazla bilir" demişlerdir.
Seyahat etmek; Müslüman için bir dinamizmdir. Aktiviteyi aşan bir eylem olan geniş kapsamlı seyahatler; aynı zamanda kültür satışı, dinin de tebliği anlamına gelir. Seyahat sırasında; gidilen, görülen, duyulan, yapılan ve söylenen her şeyin taraflar arasında bir karşılığı vardır ki, çok kıymetlidir. Asrı saadet, hülafai raşidin ve sonrası dönem İslami yayılmalar; seyahatler üzerinden yapılan tebliğlerle olmuştur. Son yıllarda, ülkemizin muhafazakar yapılı insanları da fırsat ve imkanları ölçüsünde seyahatler yapmaya başlamış, özellikle dini ve milli bağı olan çoğrafyalara bu nedenle seyahatler düzenlenmektedir. Bizler de; firmamız KESMEN TURİZM acentemizle, belirttiğimiz çoğrafyalara inanç turizmi kapsamında organizasyon düzenleyip, rehberliğini yapmaktayız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR