Siyaseti gençlere bırakın
Mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur.
Canından saydığın yar bile bir gün gelir el olur, aklın şaşar.
Dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur.
Öyle garip bir dünya ki, olmaz dediğin ne varsa hepsi olur.
"Düşmem" dersin düşersin.
"Şaşmam" dersin şaşarsın.
En garibi de, "Öldüm" der durursun, yine de yaşarsın.
Evet, hayatın gerçekleri acıdır.
Siyasetin kızıştığı bu günlerde, gördüklerim yine hep aynı senaryo , sadece aktörler ve figüranlar kendi aralarında yer değiştiriyor. Birde oyuna azınlıkta olsa yeni katılanlar var. İsim versem olmaz, bir çoğu arkadaşım, geçmişte bir yerlerde birlikte olduğum, yine bir yerlerde karşı karşıya olduğum isimler.
Anlatmak istediğim şu; Kardeşim yaş kemale ermiş, yaptığınızı yapmışsınız, yediğinizi yemiş, içtiğinizi içmişsiniz, dede olmuş, bilgelik yaşınızı gelip geçmişsiniz, bırakın da artık gençler siyaset yapsın.
Kimin ne zaman bu dünyayı terk edeceği belli değil, ama bir gerçekte var, yolda yürürken zorlanıyorsunuz, iş siyasete gelince kimseye yol bırakmıyorsunuz. İşi tadında, siyaseti kıvamında bırakmak gerekir.
Bizim yolumuz mezara kadar diyenlerden, bu millet zaten bıktı. Hep aynı isimler film peşinde, küçük olsun benim olsun derdinde, bırakın gençlerin önünü açın.
Sözde değil, özde siyaset yapın.
Aynı parti içinde bölünmelere neden olmayın, bilge olun. Bu yazdıklarım bütün siyasi partiler gibi, sivil toplum içindeki oluşumlar içinde geçerli, biri bir koltuğu eline geçirince ölene kadar bırakmıyor. Ölürken son bir sözlük vakti olsa, beni koltuğumla mezara gömün diyecek.
Bir arkanıza bakın kimler geldi, kimler geçti, ne koltuklar da kimler oturdu. Hepsinin sonu ortada, kimseye koltuk kalmadı. Onun için şu üç günlük dünyada; kalan zamanınızı eşe dosta, çoluk çocuğa, konu komşuya, aileye, çevreye ayırın, kalan zamanınızda bol bol sevgi ve saygı kazanın.
Cenazeniz kalabalık, helallik vereniniz çok, dua edeniniz bol olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.