Siyasetin Olmazsa Olmaz Kuralları Vardır
Yazımıza dün kaldığımız yerden devam etmek istiyorum. Bu konu önemli bir konu ve siyaset yapan insanların bu önemli konuyu ele alıp, konuyla ilgili yapılması gerekenleri yapmaları gerektiği kanaatindeyim. TBMM"nin tatile girdiği şu günlerde parlamenterlerimiz açılış, düğün, sünnet merasimleri peşinde koşmaktan vakit bulup, bu önemli konularla ilgilenemediklerinden, konuyla ilgilemek yine bize düştü. Süleyman Kaldırım"ı İlkadım Belediye Başkanlığına aday yapan siyasi irade, şu anda teşkilatların başında, seçilen meclis üyelerini de listelere yazan yine bu teşkilatın içerisinde bulunanlar olduğuna göre, burada herhangi bir yanlış varsa düzeltmek de onların görevidir.
Valiliğin soruşturmasına izin verdiği Gazi İmar şirketi ile ilgili sermaye artışı yapılırken Ak Partili meclis üyeleri kalkıp deseler ki, bu artış yapılırken, geçmişteki belediyenin şirkete vermiş olduğu borç paraya da bir çözüm bulalım rahatlıkla bulunabilirdi. Oylama bittikten sonra, ilçe başkanı arkadaşımız meclis üyelerini toplantıya çağırıp, yapılan oylama ile ilgili görüşlerine baş vurmuş, oylamada parti grubunun ret vermesi gerektiğini söylemiş, sizin anlayacağınız düğün bittikten sonra kınayı başına yakmış. Ben bu arkadaşımız ilçe başkanı olacağı zaman bu işi yapamayacağını bangır, bangır yazmıştım ama, dinleyen olmayınca olan oldu. Oldu ama herkes bedelini ödüyor. Arkasında durup atanabilmesi için Ankara"da karargah kuranlar, bir bir siyaseten bitti, bitmeyenlerin de bitmesi yakındır, her gelecek yakın olduğu gibi, bu insanların bitmesi de yakındır. Benim derdim bu olayın neden soruşturma konusu olduğu değil, işini kılıfına göre uyduranın istediğini yapıp, kimsenin hesap soramamasıdır. Büyükşehir Belediyesi"nin Atakent Belediyesi ile birlikte kurmuş olduğu Anakent İmar İnşaat Ltd.Şti"nin de pozisyonu Gazi Belediyesindeki İmar şirketi ile aynı pozisyonda olmuş olmasına rağmen, mecliste sermaye artışı yapıp, dilediği gibi har vurup, harman savuran bazı insanlar bu şirket üzerinden her türlü harcamayı acımasızca yapmalarına rağmen, ne hesap soranları var, ne de denetleyenleri. Eşlerinin, çalışanlarının altlarına araba, şöfor,v.s. kiralayanlar bu şirketten ödemelerini yapıyor, misafirlerini ağırlayanların ücretleri bu şirketten ödeniyor, sizin anlayacağınız her türlü ödenmesi güç olan harcamaları bu şirketten yapmalarına rağmen, denetleyen yok, soru soran yok, aslına bakarsanız yılda bir kez kurulan meclis denetleme komisyonu bu şirketi de denetleme yetkisine sahip olmasına rağmen,denetlemesi engellenmektedir.
Belediye ve İl Genel Meclislerinin parti gruplarının çalışma biçimi olması gerekenin çok dışında çalıştığından bu olaylar irdelenememektedir. Her partinin Grup Başkan Vekili meclis gündemini alıp, inceledikten sonra teşkilatla gerekli istişareyi yaptıktan sonra grup toplantısı yapıp, gündemdeki maddelerle ilgili grup kararı alıp meclise giderse, bu tür hatalar ortadan kalkmaz. Yok, her meclis üyesi kendi başına buyruk hareket edip, Belediye Başkanından bir takım şahsi talepleri olur ve yaptırırsa seçmenlerine, partisine, topluma değil kendisine hizmet etmiş olur. İşte bu nedenle meclis üyelerini seçerken çok dikkatli davranmak gerekmekte idi, ama maalesef partiler bu tercihleri yaparken, kişilerin tahsili, kariyeri, bilgisi, kültürü ve çevresine göre tercih yapması gerekirken, ahbap çavuş ilişkileri ile partilere küfreden, işi,gücü menfaat olan, toplumun değil, kendi istikbali için çalışacağını bildikleri kişileri seçmekten geriye kalmıyorlar. Ondan sonra da bu insanlardan toplum adına, partiler adına, ilkeli olmak adına görev bekliyorlar. Bunu söylerken şu anda seçilmiş olan üyeler içerisinde çok değerli insanlar olduğu bir gerçek, ancak bu arkadaşlarımız azınlıkta değil, çoğunlukta olmaları gerekirken, azınlıkta kaldıklarını müşahede ediyoruz. Bilmem düşünebiliyor musunuz? Adam meclis üyesi bulunduğu müesseseye mal satmak için her türlü taklayı atıyor, belden aşağıya işleri yapabilmek için kariyerini kullanıyor, bu adam olmuş meclis üyesi, yazıklar olsun onları o listelere koyanlara.
Sanırım bu hataları yapan bazı siyasetçiler şimdi bu günahlarını affettirmek için umreye gitmek için hazırlık yapıyorlarmış. Unutmasınlar ki Cenabı Hak kendisine taalluk eden günahları affeder, ancak kullara taalluk eden günahları o insanların rızasını almak kaydı ile affeder. Onca insanın ahını aldıktan sonra onlarla helalleşmeden umreye gidenlere tavsiyem Cuma süresini iyi okuyup, tahlil ettikten sonra gereğini yaparak o mübarek yerlere gitmeleridir. Aksi halde surede belirtildiği gibi Kabe sokaklarında sırtlarında kitaplar taşıyan bazı hayvanlara benzemekten öteye gidemezler. Benden söylemesi tercih kendilerinin.
Hoşçakalınız!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.