Sizleri Biraz da Mahkemelerle İlgili Bilgilendireyim

Geçtiğimiz Çarşamba sabahı günümün yarısını mahkemede geçirdim. Bazı arkadaşlar, yazdığım yazılarda eleştiri sınırlarını aşıp, kişilik haklarına hakarette bulunduğum gerekçesiyle, şikâyetçi olduklarını belirtmişler. Bazıları da onlara şahitlik etmek üzere mahkeme salonunda hazır bulunmaktaydı.
Bana enteresan gelen bazı tespitleri sizlerle paylaşmak istedim. Bu kişiler, yazılarımı birbirine ilişkilendirmek sureti ile bazı yorumlarda bulunup, şikâyetlerini dile getirmişler. Örneğin; Ali Talak Kendisi ile ilgili, yazdığım bir yazıdan ötürü şikâyeti şu; Yazıda demişim ki; “Falanca adam, İlkadım İlçesi"nden birinci sıradan İl Genel Meclisi"ne aday yapılıyor. Bu arkadaşımız, ilkokul mezunu, herhangi bir vasfı yok, geçmişinde şaibeler var. "Sammey" adlı şirketten neden ayrıldığını araştırırsanız öğrenirsiniz.” Bu arkadaşımız, bu eleştirimin kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğunu söylüyor. İyi tamam da, bu arkadaşımız üniversite mezunu da ben mi yanlış biliyorum da, ilkokul mezunu diye yazdım. Şayet üniversite mezunu da, ben ilkokul mezunu dediysem, haklı! Kişilik haklarına saldırıda bulundum, yok gerçekten ilkokul mezunu ise, bunu söylememde ne anormallik var? Anlayamadım.
Gelelim şu meşhur SAMMEY meselesine. Bu arkadaşımız bu şirket kurulur iken, bu şirketin ortağımıydı, değil miydi? Şayet ortağı idi de ayrıldıysa birisi çıkıp, neden ayrıldığını izah etsin? Yok, ortağı değil idiyse o zaman ben haksızım. Olayın detayını bilmeme rağmen, sırf arkadaşımızın kişilik haklarına saldırı olmasın, gururu rencide olmasın diye yazmadım. Bir başka önemli olayı hiç yazmadım. Ali Akyüz, İl Başkanı olduğu zaman, Büyükşehir Belediye Sekreteri Kenan Şara"ya, Ali Talak gidip ne demiş? Kenan Bey"e sorun. O, yalan konuşmaz söylesin size.
“Yavuz hırsızın, ev sahibini bastırması misali” insanlar kendilerini bilmelerine rağmen birilerinin dolmuşuna binip, soluğu mahkemelerde almaları onları ne kamu vicdanında, nede kendi vicdanlarında rahatlatmayacağını bilmeleri gerekir.
Bir başka mahkemenin enteresan şahitlerinden kesitlere gelince; Uğur Hacıkerimoğlu, iki farklı yazıyı birleştirip, ikisinden bir hüküm çıkartmak suretiyle bir yorum yapmış. Yazının birisinde, Mahalli İdarelerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı"nı hiçbir işe yaramayan adam olarak yazmışım ki, bu yazdığımın sonuna kadar arkasındayım; Yaklaşık üç yıldır, Mahalli İdarelerden Sorumlu İl Başkan Yardımcılığı koltuğunda oturan bu arkadaş, yaptığı tek bir icraatı anlatsın da bizde bilelim. İl Yönetim Kurulu, kendisine Cumhuriyet Meydanı"nda bulunan Tekel Binaları"nın, arkasındaki boş alana, Büyükşehir Belediyesi"nin koymak istediği kütle ile ilgili bir görev vermişti. Konuyu araştırıp, bir rapor haline getirip, yönetim kurulunu bilgilendirecekti, yönetim kurulu da ona göre karar verecekti. Tam altı ay oldu, ses, soluk yok. Peki, ne iş yapar bu arkadaşımız? Mahalli idarelerden sorumlu İl Başkan Yardımcısı"nın görevi mahalli idarelerdeki yapılacak düzenlemelerle ilgili belli, başlı çalışmalar yapıp, parti politikalarına uygun olmayanların karşısına çıkıp, o doğrultuda grup kararı aldırmaktır. Bu arkadaşımızın bir tane böyle bir kararı var mı? Varsa söylesin de biz de bilelim.
Biz, hata yaptığımız zaman özür dilemenin bir erdemlik olduğunu da biliriz. Ama bu yazdıklarımın tamamını yaşadığımdan biliyorum ve ondan yazıyorum. Ben kendisi ile üç yıla yakın çalıştım. Herhangi bir olay karşısında tavır koyup, fikir yürüttüğüne şahit olmadım.
Şahitlik yapan arkadaşlarımız ise, siyasi yelpazede yanından ayrılmayıp, siyasi geleceklerini ona endekslemiş olan, Ak Parti"ye dümdüz küfretmiş olan İbrahim Demircioğlu ve bir diğer yakın arkadaşı olan Muhammet Kaya.
Bir başka mahkememiz ise, sürekli Basın"ın gündeminde olan meşhur Kasif Başkanı Osman Reis ve Samsun spor kulübünün eski Başkan Yardımcısı İsmail Türedi. Bu arkadaşlarımızla, ilgili mahkeme; kaçak dolum yaptıkları gerekçesiyle karar alıp, ceza vermiş, bizde bunu haber yapmışız. Vay efendim neden böyle bir haber yapmışız. Beyefendilerin kişilik haklarını rencide etmişiz filan, falan.
İyide arkadaş; Biz, mahkemenin vermiş olduğu bir kararı haber yapmışız. Bizden önce bunu hiçbir yayın organı haber yapmadığı için, bizim için haber değeri olduğundan haber yapmışız. Siz bundan neden rahatsız oluyorsunuz anlayamadık. Hem biz, sizin yaptığınızı yapmadık. Siz değil misiniz ki; Aslı astarı olmadığı halde, sizleri hiç tanımadığım halde sizinle beni bir araya getiren, dönemin Ak Parti İl Başkanı ile birlikte konuştuklarımızı tam tersine çevirip, şikâyetçi olup, masum insanlara iftirada bulunan! Ama o İl Başkanı da, ne İl başkanı imiş ki, konuşmaya sıra gelince mangalda kül bırakmayıp, adamlığı kimseye bırakmadığı halde, mahkemeye gidip, olan biteni anlatmaktan korktu.
Bir diğer mahkeme ile ilgili detaylı bilgiyi önümüzdeki yazılarda vereceğimden, bu günlük bu kadarıyla yetineceğiniz kanaatindeyim.
Şimdilik Hoşçakalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR