SOSYAL MEDYA GERÇEĞİ

Sosyal medya hayatın bir gerçeği ve parçası haline geldi artık. Dağdaki çobandan üniversite rektörüne kadar herkes günün büyük bir bölümünü sosyal medya sayfalarında geçirmektedir. Sabahın kahvaltısı, akşamın yemeği, evliliğin sözü, ailenin günü sosyal medya sayfalarında paylaşılmaktadır. Tatiller, alışverişler, alınan arabalar, kullanılan cihazlar vitrinlere gerek kalmadan teşhir edilmektedir kişisel sayfalarda artık. Magazin gazetelerini bile aşan görüntüleri sosyal medyada bulmak ve görmek mümkün hale gelmiştir günümüzde.

Sosyal medyanın daha da manidar yanı, hiçbir hukuki ve vicdani sansür tanımaması. Belli bir hukuku olmayan sosyal medyanın, vicdan sınırlarını ve inanç kurallarını zorlayan paylaşımların da alanı haline geldiği görülmektedir. Kaprisli, kompleksli, kendini aşamamış, egosu yüksek ve sorunlu kişilerin ego tatmin alanı da olmuş sosyal medya ortamı. Herkes herkesin alanına ulaşıp, görüş ve düşünce sunabiliyor bu ortamda. Mutsuz olanlar, huzursuzluk içinde bulunanlar, sosyal medyada mutluluk tablolarını paylaşanların sayfalarına bakarak ya özlemlerini ya da tepkilerini sunabiliyorlar. İsteyen istediği gibi mahrem hayatın göbeğine kendi düşüncesini enjekte edebiliyor. İslami hassasiyet düşüncesiyle Müslümanların katledilme görüntüleri bile çok rahatlıkla sosyal medyada paylaşılabiliyor.

Sosyal medyada günah, ayıp, yanlış gibi kavramların yeri yok sanki. Normal hayatta erkeklerle veya bayanlarla aynı yolu bile kullanmaktan imtina edenlerin sosyal medya sayfalarında arz-ı endam ettikleri görülebilmektedir. En cazip ve dikkate alınacak pozların resim olarak sunulduğu sosyal medyanın özel bir alan gibi düşünüldüğü tezinden hareketle sıkışmış vicdanlar da ikna edilmeye çalışılmaktadır.  İlahi mesajları kökten oynatmaya dönük paylaşımlarla insanlar günah ve vebale davet ediliyor sosyal medyada. Dini hukuk açısından, mahrem veya namahrem değerlendirilmesi yapılmadan herkes, herkesin alanına ve mahremine ortak oluyor.

Bahse konu ettiğimiz bu değerlendirmelerin hiçbirisine katılmasak bile, zamanın büyük bir bölümünü sosyal medyada geçirmiş olmak da başlı başına bir sorumsuzluk örneğidir ki, başta çocuklar ve gençler olmak üzere sosyal medya yaşam alanına dönüşmüştür artık. Oturdukları koltuktan bilgisayar aracılığı ile herkes dünyanın her tarafını gezip görebiliyor, böylece de içe kapalı, kendi alisine bile açık olmayan bir gençlik oluşuyor. Boş işlerle uğraşmak kişinin Yaratandan uzaklaştığının da işaretidir. Vaktinin büyük bir bölümünü sosyal medyada geçirmek, dolu ve faydalı bir iş olarak görülememelidir. İmam Gazali; Allahın bir kişiden yüz çevirdiğinin işareti,  o kişinin boş işlerle uğraşmasıdır görüşünde olduğunu bildirmiştir.

Sosyal medya bu hali ile sınırsız ve kontrolsüz kullanılabildiği müddetçe huzurlu bir toplum inşa edilemez. İnsanlar diğerlerinin hayatını takip etmekten kurtulamaz. Ruh gerginlikleri, sinir rahatsızlıkları, hissiyat bozuklukları hızını arttırarak devam eder. İnsanlar kendileriyle ilgili sorgulama yapmak gibi erdemli bir düzleme gelemezler. İnsanın erdemli ve faziletli yaşamasına engel olabilecek mayınların tamamı sosyal medya ortamlarında insanların gönüllerinde patlamaktadır. Bu hal devam ettikçe çocuklarımızı ve gençlerimizi geleceğin özlenen büyükleri olarak yetiştirmemiz mümkün olamayacaktır.

Mutlaka sosyal medyanın bir hukuku oluşturulmalı, dini hukuk açısından da sınırları belirlenmelidir. Aksi halde, başta gençlerimiz olmak üzere geleceğe dönük bütün değerlerimiz sosyal medya aracılığı altında, olumsuz ortamların ikna ettiği bir düzleme gelecektir. Değerler alt üst olacak, mahremler normal, normaller de anormal olarak görülebilecektir. Toplumda muhabbet, ailede meveddet ortadan kalkacaktır. Kin ve nefret çoğalacak, intikam duyguları sokaklara kadar taşacaktır. Göz yaşının sebepleri dışardan gelirken, sosyal medya nedeniyle bunun merkezi evimizin bir odası olacaktır. Sosyal medyanın kullanılmasıyla ilgili olarak idarecilere, siyasilere, aile büyüklerine , din adamlarına ve eğitimcilere büyük görevler düşmektedir. Bunun dünya ve ahiret bedelini ve vebalini ödemek herkes için  zor olacaktır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR