Vefa, sadece İstanbul'da bir semt mi?

Dostlarımla yaptığım sohbetlerde; Kral hazretlerini neden bu kadar gündemde tuttuğumu, şehirde başka  önemli konuların da olduğu ve onları ne zaman gündeme getireceğimi soruyorlar bana.

Doğrusunu ararsanız, gündeme gelmesi gereken bir hayli konu var, ancak birinin işini bitirmeden bir başkasına geçersek işimizi yarım bırakmış oluruz. Nasıl ki bir yemeği pişirmeye başladığınızda o pişmeden diğerini yapmaya geçemezsiniz, bu iştede öyledir. Başladığımız işi bitirmeden başka bir işe başlamak, o işin yarım kalacağı anlamına gelir.

Ancak sabırlı olursanız; bu şehirdeki siyaset, ticaret, sosyal hayat ve hayır kurumları alanında son 25 yıldır kimin ne yaptığıyla ilgili bilgiler en ince ayrıntılara kadar bu fakirin arşivinde mevcut olduğundan onları da zamanı ve zemini geldikçe tek tek açıkladığımda okuyacaksınız. Bundan  kimsenin endişesi olmasın.

Gelelim bugünkü mevzumuza ...

Benim yakinen tanıdığım ve Kral hazretlerinin kullanıp sokağa koyduğu birkaç arkadaşımdan söz edeceğim. Bunlardan biri, eski milletvekilimiz Sayın Mehmet Çakar'dır. Kendisi  ile 1996 yılında mukaddes topraklarda 35 gün aynı odayı paylaştım ve gerek kendisinin, gerekse eşinin saygıdeğer iki insan olduklarını müşahade ettim. Mehmet Çakar, 1997 yılında kurulan Refahyol Hükümetinin, daha önceki hükümet tarafından Karayolları Bölge Müdürü olarak getirilen Kral hazretlerini görevden almak istediğinde bana gelerek, onun görevde kalmasını temin etmemi istedi. Daha önce tanımadığım Kral hazretleriyle ilk olarak orada tanıştım ve görevde kalmasını temin ettik.

Yine gerek kendisini, gerekse eşini bir kardeş kadar sevdiğim, adam gibi adam olan dönemin milletvekili Adem Yıldız, 1999 mahalli seçimlerinde ANAP"tan aday olabilmesi için elinden geleni yapıp onu aday yaptı. Çok fazla hukukum olmasa da siyasette şehrimizde siyasetle ilgisi olan hemen hemen herkesin tanıdığı ve kıl payı milletvekilliğini kaçıran Dr. Köksal Piyade, sırf Kral hazretleri belediye başkanı olsun diye partisini değiştirip gece gündüz çalıştı. Yine siyasetle ilgisi olmadığı halde sırf Kral hazretleri için 115 gün boyunca 24 saat çalışıp onun başkan olmasını temin eden sevgili dostum Alaattin Güngörmüş de, yukarıda belirttiğim değerli isimler gibi Kral hazretlerinin geçen dönem çalıştırıp kullandıktan sonra attığı isimlerdendir.

Bu döneme sıra gelince, geçen dönem Fazilet Partisi'nden Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesi olup onun aday olması için her türlü desteği veren Yunus Güney kardeşim Canik"ten aday olduğunda; Kral hazretleri Ankara"daki mülakatta, "Canik"te Belediye Başkanı olarak kimi görmek istersin" sorusuna yanıt olarak Yunus Güney"in adını vermeyecek kadar ahde vefasız ve dönek bir adam.

Yine geçen dönem Fazilet Partisi'nden Büyükşehir Belediye Meclis üyesi olup her sıkıştığında Kral hazretlerine destek veren ve bu dönem meclis üyesi olamayan Necati Dündar ağabeyimizin bir evrakı Büyükşehir meclisine geldiğinde, evrakı 2 kez reddettikten sonra İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok"un ısrarı üzerine  geçirecek kadar ilkesiz bir adam.

Sakallı veya başı örtülü birisini gördüğü zaman cin çarpmışa dönen, ama sıra konuşmaya gelince Müslümanlığı kimseye bırakmayacak kadar iki yüzlü bir adam. Dün, 'pis adam, kötü adam, bu adam hiçbir işe yaramaz' dediği adamları bugün kullanabilmek  için  medhiyeler yağdıracak kadar ilkesiz bir adam. Bırakın ahde vefayı bir tarafa dün konuştuğunu bugün rahatlıkla inkar edebilen bir şahsiyet.

Yaşadığım basit bir örneği de sizinle paylaşmak isterim.

Tümülüs tepelerindeki mezarları, ilk önce İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok bulup orada çalışmalar yapmaya başladı. Bunu gören Kral hazretleri benim de bulunduğum bir toplantıda, "Erdoğancığım (cığım deyince ne geleceğini anlıyorsunuz herhalde) sen o Tümülüslerdeki işi bana bırak, ben yapayım. İşletmesini de sen yaparsın, çünkü senin bütçen kısıtlı. Biz kardeşiz, birbirimize destek olmalıyız" deyip, adamcağızın elinden aldı o güzelim mekanları. Bırakın isletmesini vermeyi, yediği yemeğin dahi neredeyse iki kat fiyatını alıyor adamcağızdan.

Anlatacak o kadar çok şey var ki, anlatmakla bitmez. Ancak bugünlük bu kadar yeter sanırım. Zamanı gelince diğer maceralarımıza devam ederiz. Benim anladığım şu ki; bizim Kral hazretleri üniversite yıllarını İstanbul"da geçirmiş, ama Vefa semtine hiç uğramamış. Ne diyelim 'men dakka dukka' bir gün gelir ettiklerini bulur. Herhalde başladı bile, ne dersiniz!..

Takdir sizin...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR