VEZİR HAZRETLERİNİN GAZETESİ
Birkaç günden beri Necdet Uzun Eski Otogar alanının satışı ve Vezir Hazretleri"nin gazetelere bakışı işle ilgili yazılar yazmakta, bu konuda yazdıklarına katılmamak mümkün değil. Yazdıklarının fazlası var eksiği yok. Gazeteyi kurduğumuz günden beri söylediklerimizin ne kadar doğru olduğunu bilmem anlayabiliyor musunuz? Keşke tüm gazeteci arkadaşlar bu gerçekleri zamanında görüp, ona göre duruş sergileyebilselerdi. Bazı olayları öngörmek için kazık yemeye gerek yok, görünen köyün kılavuzu olmaz. Burada üzerinde durulması gereken konu Vezir Hazretleri"nin bizim gazete dediği gazetelerin nasıl onun gazeteleri olma hüviyetine girdikleridir. Hiç unutamadığım bazı köşe yazılarını kesip, saklama ihtiyacı hissettiğimden, zaman, zaman o yazıları açar okur, onlardan ilham alırım. Örneğin bebek yüzlü vekilimizin Gölge Adam adlı köşesinde şahsımı işaret ederek neler yazdığı dosya halinde elimde mevcuttur, ben de kendisi ile ilgili bir dosya hazırladım, zamanı gelince toplumla paylaşacağım. Bir de hiç unutamadığım köşe yazılarından birisi Sayın Yener Cebbar"ın sahibi bulunduğu gazetede şahsımla ilgili yazdığı köşe yazısı ve ilave olarak AK Partili"lerin satın aldıkları gazeteler başlıklı yazısıdır. Sayın Cebbar bu yazıda AK Partili"lerin bazı gazeteleri satın aldıklarını, benim Denge Gazetesi"nin yanı sıra Gürses Gazetesi"ni de satın almamın çok ciddi bir tehlike olduğunu, zira mevcut iktidarın bu yolla basını ele geçirme operasyonu yaptığını, beni ise bu konuda aracı olarak kullandığını yazmıştı. Bu yazının üzerinden henüz bir yıl dahi geçmeden kendisi gazetesini Büyükşehir destekli bir ekibe satmış, ardından ise şu anda bulunduğu gazeteye Genel Yayın Yönetmeni olmuştur. Genel Yayın Yönetmeni olduğu gazeteyle ilgili Vezir Hazretleri muhalefet şerhi koymuş, ancak daha sonra kendisinin güvendiği kişilerin verdiği teminat sonucu gazete kara listeden çıkma şerefine nail olmuştur. Şimdi bu ilkeli, idealist ve de dik duruşlu olduğunu iddia eden arkadaşımıza soruyorum, nasıl oldu da bu kadar zıt olduğunuz bir insanın destek verdiği gazetede çalışıyorsunuz? Yetmedi, daha düne kadar hakkında veryansın ettiğiniz bu zatı muhteremle ilgili en ufak bir olumsuz yazı yazmamayı bu topluma nasıl izah edeceksiniz? Yoksa gazetecilik denen mesleğin gereği bu mudur? Bizim Vezir Hazretleri"nin istediği gazetecilik anlayışı bu olabilir, ancak biz farklı düşündüğümüzden Hazreti Vezir"in kara listesine girdik.
Gelelim eski Otogarla ilgili konuya o satış ihalesinde benim de imzam var, orayı almak isteyen firma yetkilileri ile idare olarak hiç görüşülmediğini çok iyi biliyorum. İşi pişiren İstanbul"da çantacılık yapan Murat isminde bir arkadaş, ancak arka planda bu işi bizzat sevk ve idare eden konuşmaya sıra geldiğinde kendini kabzımal olarak tanıtan, ancak Büyükşehir Belediyesi"nin netameli tüm işlerini organize eden Akın Özgün dür. Bu şehirde kimsenin üzerinde durmadığı isimlerden birisi olan Akın Özgün hem Vezir Hazretleri"nin, hem de Kayıkçıbaşı"nın kara kutusudur. Bu insanlar ona o kadar güvenirler ki Atakum"da yapılan Huzurevinin altında aldıkları yirmi dönüm arazinin tapusunu onun eşinin adına yapmışlardır. Bu adama olan güven çok farklı bir güvendir. Birileri Vezir Hazretleri"nin gizli kasasını arıyor, sürekli yanlış adreslerde dolaşmalarına gerek yok, şayet sağlıklı iş yapmak istiyorlarsa Akın Özgün ve eşinin 1999"dan itibaren elde ettikleri serveti araştırırlarsa sonuca ulaşmaları daha kolay olacaktır. Yine konuyu farklı boyuta taşımak zorunda kaldık, gelelim konumuza eski Otogar arsasını alan firmaya encümen toplantısında Samsunspor kulübüne yardım etmesi telkininde bulunduk, onlar da kabul etti. Bu miktar 500.000 Amerikan Doları idi daha sonra bu paranın akıbetinden kimsenin haberi olmadı, daha doğrusu bizlerin haberi olmadı, haberdar olan Akın Özgün, Kenan Şara ve Yusuf ziya Yılmaz"dır. Bu arada bizim Keresteci Kardeş bir gazeteye ortak oldu, hayli borçlarını ödedi, isim hakkına icra koydurdu, ancak daha sonra o gazete isim değiştirip, yoluna devam etmesine rağmen, Keresteci Kardeş"in alacağı ile ilgili gıkı dahi çıkmadı. Adam ne kadar zengin bir adam ki bir yandan yemek fabrikası, bir yandan kerestecilik, diğer yandan da gazetecilik mesleğine el atmış durumda, demek ki adamın yastık altında birkaç milyon dolar parası varmış da kimsenin haberi yokmuş, belki de adamın kendisinin dahi haberi yoktu, ne dersiniz?
Şimdi bizim Vezir Hazretleri"nin bizim gazetemiz dediği gazetenin hangi gazete olduğunu biraz tahmin ettiğinizi düşünüyorum. Bir de kağıt verdiği gazeteler var, onları da zamanı gelince delillerimle açıklayacağım. Adam belediyeyi öyle hoyratça kullanıp, har vurup, harman savuruyor ki, sormayın gitsin. Bizim Vezir Hazretleri demokrasi hayranı bir adam, ancak sloganı şu Yaşasın demokrasi, ben kral oldukça kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.