YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI SINAVI YAPILDI
27/28 Haziran tarihlerinde YKS yapıldı. Yaklaşık iki buçuk milyon kişi sınava girdi. İki aşamalı yapılan sınavın sonuçları ilerleyen günlerde açıklanacak. İddialı olan öğrencilerle, hiç iddiası olamayanların sorunu olmaz. Zira, iddialı olanlar bütün hazırlıkları ve hesapları yaparak sınava girdiler.
Düşündükleri bölümü kazanacak puan alamazlarsa, büyük bir bölümü "mezuna" dedikleri, gelecek yıl sınavında tekrar deneyecekler ve büyük ihtimalle düşündükleri üniversite ve fakülteye gireceklerdir. İddialı olmayanlar puanları nereye uygun düşerse oraya girecekler onlar için de sorun olmayacak. Bu süreçlerde en çok sorun yaşayan hedefi büyük kapasitesi düşük olan öğrencilerle, aile baskısı altında bulunanlar olmaktadır.
Kapasitesi düşük olan ama hedefi yüksek öğrencilerin çok sorun yaşadıklarına şahit oluyoruz. Sonuç almak için elbette çalışmak çok önemlidir ama yaratılıştan gelen kapasite de en az çalışmak kadar önemlidir. Ayrıca, çalışmak da yıllık ve aylık bir süreç değil, uzun süreli bir durumdur. Sınavdan 3-5 ay önce başlayan bir çalışma, böylesi kader belirleyecek bir sınav için yeterli değildir. Üniversiteye yerleşmeyi sağlayan bu sınav için sadece sınav testlerine çalışmak da yeterli değildir. Sınıf öncesi eğitim-öğretim döneminden başlayan okuldaki başarı ve çalışma da YKS'da etki eden hususlardan birisi, hatta önemlisidir. Kapasitesi düşük olan öğrencilerin, kapasiteli olan arkadaşlarıyla kendilerini yarışa sokmaları hâyâl kırıklığı ile sonuçlanmaktadır. Bu nedenle de; bu sınavın en zorlu ve sorunlu olan öğrencileri, kendi kapasitelerinin üstünde hedef belirleyenler arasında olmaktadır.
Aile baskısı da, başlı başına bir sorundur. Çocuklarının seviyesini, geçmiş seyrini, çalışma süreçlerini, kapasitelerini hesaba katmadan onlardan yüksek hedeflerin sonuçlarını beklemek; çocuklara karşı hassasiyet ve duyarlılık değil, aksine büyük haksızlıktır. Hele bu formattaki çocukları, başarılı arkadaşlarıyla mukayese etmek, komşunun çocuğuyla yarışa sokmak çok yanlış bir stratejidir. Aynı sonucu alamayacağı başından belli olan bir yarış içinde olmak, kendi eliyle kendini boğmaktır. Sınava giren çocuklardan en çok sorun yaşayanlar da bunlar olmaktadır. Bu çocuklar; zamanla, kendilerini ya arkadaşlarından, ya da ailesinden izole etmek zorunda kalmaktadır. Halbuki, kapasitelerine göre hedef belirleyen öğrenciler başarılı olacaktır. Aynı zamanda hallerinden memnun oldukları için de mutlu olacaklar, pozitif/relaks bir süreç yaşayacaklardır.
Sınav yapıldı, sürecin büyük bölümü tamamlandı. Sonuçların açıklanmasıyla yeni bir dönem başlayacaktır. Bu dönemde, bazı öğrenciler üniversiteyi gidecek, bazıları hedeflerine ulaşmak için tekrar çalışmaya başlayacak, bazıları da kendilerini tartmış olmanın tecrübesiyle yeni hedefler belirleyeceklerdir. Ailelerin sitemleriyle karşılaşan öğrenciler biraz etkilenecek, onlar da bu işin olup, olmayacağını anlamış olmanın tecrübesiyle kararlarını netleştireceklerdir. Artık, bugün itibariyle yeni bir dönem başlamıştır. Her öğrenci bugünden sonra ne yapacağını daha iyi bilmektedir. Öğrenciler; iki buçuk milyon insan için yüksek hedeflerin karşılanamayacağı gerçeğini de görmüş olarak, yeni dönemi daha reel hesaplarla değerlendireceklerdir.
Gözlemci, eğitimci ve ilahiyatçı bir köşe yazarı olarak, öğrenci velilerine tavsiyemiz; çoçuklarının yanında olmaları, sonuç ne olursa olsun evlatlarını moralize etmeleridir. Bugüne kadar aldıkları gelenksel tavrı terk ederek, sonuç konusunda çocuklara umut olacak perspektif çizmeleridir. Elbette, her ebeveyn çocuklarından yüksek hedefleri olan üstün başarılar bekler. Ama, ülkenin gerçekleri, çocukların seviyeleri, verilen eğitim, küçük yaştan beri elde edilen başarı; günün kaderini oluşturacaktır. Bu realiteyi görmek ve anlamak lâzım gelir. Bu gerçeği gören aileler, çocuklarını daha uygun bir şekilde geleceğe hazırlarlar.
Sonuç ne olursa olsun, tüm öğrencileri gayretleri nedeniyle kutluyorum. Sonuçların hayırlara vesile olmasını yüce Allah'tan diliyorum. Her öğrenciye; önüne çıkan durumu iyi değerlendirmesini, ona göre hedef belirlemesini, uçuk hâyâller peşinde olmamalarını, reel düşünüp şimdiden gelecek çalışmaya başlamalarını tavsiye ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.