Zulüm

Zulüm; büyük günahlardandır ve Kur'an zulüm üzerinde çokça durmuştur. Diğer insanların ve canlıların; işine, aşına, eşine, canına, malına, kanına, dinine, aklına, iffetine müdahaleden başlayan kasdi hareketler ve ilerleyen her türlü baskıya fiil; zulümdür. Kulluk; Allah'a itaat, insanlara adalet, canlılara merhamet olarak tarif edilmektedir ki, bunun tarsi; zulümdür.
Şirk ve küfür; Allah'a karşı işlenen zulümdür. Lokman suresi 13.ayette Yüce Allah; "Şüphesiz ki, şirk büyük bir zulümdür" buyurmuştur. İnsanın kendisine yaptığı zulüm vardır ki, en basit tarifle; doğrudan sapmak, yalan ve harama koşmak kişinin kendine yaptığı zulüm olarak tarif edilebilir. Canlılara karşı zulüm; onları fıtratlarının dışına zorlamak ve aç bırakarak, güçlerinin üzerinde yüklenmektir. İnsanlar arasındaki zulüm; insanların birbirlerine karşı kötü ve zararlı davranışlarıyla, yanlış hareketlerinin tümüdür.
Peygamberimiz; "Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkatte müminlerin misali, bir bedenin misalidir. Ondan bir uzuv rahatsız olsa, diğer uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona iştirak ederler" buyurarak insanlar arasındaki ilişkinin koordinatları vermiştir. Bu Peygamberi tarifin tersi zulmün başlangıç noktasıdır. Kardeşlik hukukunun işlemediği yerde, zulmün yansımaları başlayacaktır. "Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez" buyuran Peygamberimiz böylece; kardeşliğin bittiği noktada zulmün başlayacağını hatırlatmıştır.
Bir kimse; kendisi için sevindiği ve üzüldüğü konularda, diğer insanın faydalarına sevinir zararlarına üzülürse bu kimse kardeşlik hukukunun duygularını sahiptir. Diğer insanın faydasına olan konularda üzülmek, zararında ise sevinmek; zulmün ilk adımı ve duygusal şeklidir. İnsanların faydasına olan her doğru ve haklı tasarruf kardeşliğin, tersi ise zulmün işaretleridir. Küçük ölçekli zulmün yapılmasına göz yuman ve böylesi davranışlarda bulunan, şartlar ve ortamın şekline göre büyük çaplı zulümlerden de kaçınmayacaktır. Zira, zulüm; anlık bir kararla değil, zihni düşünce ve kalbi duyguyla harekete geçen fiildir. Zulüm; bilerek ve tasarlayarak yapılan bir eylemdir. Sehven veya bilmeden yapılan yanlış eylemler zulüm değil, kusurdur.
Zulmün ortadan kaldırılması ve zalimin durdurulması; başta Müslümanlar olmak üzere, sağ duyu sahibi herkesin sorumluluğudur. Peygamberimiz; "Zalim veya mazlum olsun Müslüman kardeşine yardım et" buyurunca, kendisine; "Mazluma yardım ederim fakat zalime nasıl yardım edeyim?" diye soruldu. "Sen zalimi zulmünden men edersen böylece zalime yardım etmiş olursun" buyurmuştur.
Zalime yardım lanet vesilesi, mazluma yardım rahmet aracıdır. Peygamberimiz; "Haksız olarak birisinin dövüldüğü yerde durmayın. Çünkü, böyle bir yerde durup da mazluma yardım etmeyenin üstüne lanet yağar" buyurmuş, bir başka hadis'i şerifte ise; "Kim bir mazlumun hakkını almak için onunla yürürse kıyamette ayakların kaydığı günde Allah onun ayaklarını sıratta sabit kılar" buyurarak; konuyu ümmetine hatırlatmıştır.
Sözünü ettiğimiz ve yazımıza konu yaptığımız zulmün bugünkü en bariz görüntüsü Gazze'de yaşanmaktadır. Filistin genelinde, Gazze özelinde; İnsanlar, Müslümanlar, canlılar savunmasız varlıklar; vahşice ve haince öldürülmektedir. Öldürenler ve yardımcı olanlar; zalim, katil, cani ve haindir. Ölenler şehittir ve kazançlıdırlar. Cennetle müjdelenen sahabeler gibi Gazzede kendilerini savunurken canlarını feda edenler de dünyada şehadeti tatmış Uhud, Bedir ehli gibidir. Seyredenler ise; sorumlu, sorunlu ve gafildir.
Günümüzde, İslâm aleminin önceliği; Gazze, Kudüs, Mescid-i Aksa olmalıdır. Müslümanlar için Gazze; ilahi imtihan üssü, Filistinliler için şehadet vesilesdir. Zalimler lanetli, mazlumlar rahmetlidir. Allah c.c. yaşananları görmektedir. Zalimlerin cezası mutlaka verilecektir. Mazlumlar Allah'ın rahmetine ulaşacaklardır. Seyirci kalanların da lanetin muhatabı olacaklardır. Herkes kendi çapında; iğne iplik kadar bile olsa yaşanan zulme karşı tavır geliştirmeli, gücü olmayanlar da buğuz etmelidir.
Bir kötülük görürseniz elinizle düzeltiniz, gücünüz yetmezse dilinizle konuya müdahil olunuz, bu da olmazsa, duanızla buğuz ediniz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR