İnsanların kalitelerini ölçmek için gerek siyasette gerek sosyal hayatta kimlerle gezdiğine bakmak lazım. Efendimiz “Kişi sevdiği ile beraberdir” buyurmaktadır. Kuranı Kerim ilk indirildiğinde efendimiz namazı gizli kılmaktaydı. Ne zamanki Hazret-i Ali Müslüman oldu, ondan sonra namazları aşikâre kılmaya başladı. Bu ölçü beşeriyet adına çok önemli bir ölçüdür. İnsanlar arkadaşlarının ve dostlarının kaliteleriyle ölçülürler. İnsan gerek ahlaken, gerek manen gerekse karakter olarak anlaşamayacağı insanlarla beraber olamaz. Bu eşyanın tabiatına aykırıdır. Bu detayı verme nedenim seçim döneminde olduğumuz şu günlerde adayların beraber gezdikleri kişilerdir. Teşkilat mensupları ve Belediye meclis üyesi adayları dışındaki insanların adaylarla neden gezdiklerini biraz irdelemek lazım. Dava adamlığı çok güzel bir şeydir ama herhangi bir görevi olmadığı halde Belediye Başkan adaylarının etrafında dolaşan bazı insanları görünce insanın aklına farklı şeyler geliyor.

Dikkatimi çeken en önemli detay; daha önce Belediye Başkanlığı yapmış olup da seçimi kaybetmiş veya partisi tarafından dışlanmış isimlerin Belediye Başkan adaylarının etraflarında dolaşmaları hiç de hayra alamet gözükmüyor. Bu insanların geçmişlerine bakıldığında menfaatleri olmadan bir adım dahi atmayan bu insanların nasıl oluyor da herhangi bir yerde görevleri olmadığı halde Belediye Başkan adaylarının peşinde dolaşıyorlar? Çok merak ediyorum. Mevcut Belediye Başkanlarından aday gösterilmeyenler İshak Taşçı hariç hiç birisi adaylarla dolaşmazken bu arkadaşların dolaşmaları beklenti içerisinde olduklarının açık delili değil de nedir? Belediye Başkanı oldukları dönemlerde toplumun nefretini kazandıkları için seçim kaybeden bu tiplerin adayların etrafında pervane olmaları toplumun dikkatinden kaçmadığı ortada. Hatta bazıları var ki birkaç parti değiştirdikten sonra son gittikleri parti talip oldukları ilçeden aday çıkarmayınca sokakta kaldıkları için bağımsız adayların peşinde dolaşıyorlar. Bu insanlara itibar edilseydi zaten aday yapılırlardı. İtibar edilmediği ortada olmasına rağmen hâlâ daha piyasada dolaşıp birilerine oy istemeleri o birilerinin ne kadar acze düştüğünün delili değil de nedir?

Bir de daha önce meclis üyeliği yapıp parti parti gezen, hatta gitmediği parti kalmayan, piyasada en ufak itibarı olmayan, bu seçimde de hiçbir partinin meclis listesine giremeyip bağımsız adaylarla dolaşanlar var ki bu insanlardan medet umanlara acımak lazım. Adaylar sokağa çıkıp toplumdan oy isterlerken, yanlarında beraber gezdikleri insanlara çok dikkat etmek zorundadırlar. Toplum bu konulara çok dikkat ediyor. Gönül isterdi ki adaylar bu tür insanları hiç yanlarına yanaştırmadan pırıl pırıl, toplumun tepki duymadığı insanlarla beraber gezsinler ama öyle insan bulmak da çok kolay değil. Adayların yanlarında bulunan teşkilat mensupları ve meclis listesinde bulunan kişilerle ilgili kimsenin bir şey deme hakkı yok. Zira onların görevleri var, iyiyseler toplum takdir eder. Kötüyseler aynı şekilde toplum oy verirken gereğini yapar. Ancak hiçbir görevi olmayıp da adayların yanlarında dolaşanlarla ilgili toplumun tepkisi Belediye Başkan adayına olur. O nedenle aday arkadaşlar bu hassasiyete çok dikkat etmeleri gerekir. Bir de toplumun bilip tanıdığı çetevari mafya bozuntularını da asla yanaştırmamak lazım. Bunlar kafalarına göre kalabalıklar bulsalar da onların bulduğu kalabalıktan çok daha fazla tepki olacağını da unutmamak lazım. Bunların olduğu yerde ot bitmez, bunu unutmamak lazım. 

Sözlerime son vermeden bir hususu aydınlatmak istiyorum. Seçim tahminlerimle ilgili yorum yazan bazı okurlarım bu kez yanılacağımı, bu seçimin farklı olduğunu, vatandaşın AK Parti’ye tepkili olduğunu yazmışlar. Bu arkadaşlara saygı duyuyorum, toplumun AK Parti’ye karşı bir tepkisi olduğu muhakkak.  Zaten öyle olmasaydı, Cumhur ittifakının bu şehirde %60’ın üzerinde oyu olmasına rağmen Mustafa Demir bu seçimi bu rakamın çok gerisinde kazanacağından en ufak bir şüphem yok. Neticede AK Parti bu şehirde çok güçlü oy kaybedecek ama seçimi alacak. Bu ne demektir derseniz Mustafa Demir şayet %50’nin altında oy alarak seçimi kazanırsa bir dönemlik Başkan olur. %50’nin üzerinde oy alarak seçimi kazanırsa bir dönemi daha olur diye düşünüyorum. Neticede biz de insanız elbette yanılabiliriz ancak hamdolsun bugüne kadar Rabbim hiç yanıltmadı. Geçmişte tahminlerimizde %90 isabet kaydettik, bakalım bu kez ne olur. Ancak şunu da ilave etmek isterim ki son hafta sahaya inip tekrar bir durum değerlendirmesi yaptıktan sonra son durumu sizlerle paylaşacağım. Bugün itibariyle durum bu dediğim gibi ama siyasette 24 saat uzun bir süre. O nedenle son haftaya girince tekrar bir değerlendirme yapacağız. Bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla.