AK PARTİ KONGRESİNDEN BEKLENTİLER
Konumuza girmeden iki hususa değinmek istiyorum. Zaman buldukça iş yerinin yanındaki camiye cemaate gitmeye çalışıyorum. Dizlerimdeki sıkıntı nedeniyle rükû ve secdelerde problem yaşıyorum, normalde oturarak kılmam gerekiyor ama ayakta kılmaktan keyif aldığımdan zorlansam da ayakta kılmaya çalışıyorum. Geçtiğimiz gün namaz bitip camiden çıkarken benim yaşlarda kültürlü birine benzeyen bir arkadaş yanıma gelip, 'Rükû ve secdelerine daha dikkat et.' deyince, 'Ben iki sene imamlık yaptım, sen işine bak.' dedim. Daha sonra keşke dizlerimde sıkıntı var ondan rükû ve secdede tam eğilemiyorum neden demedim dedim ama adamın yaptığı da hiç şık değildi. Bu tür insanlar yüzünden camilere gelen cemaatin bir kısmı küsüp gelmiyor. Benim umurumda değil giderim ama camiye yeni giden birisi bu tür insanlarla muhatap olursa camiye gitmekten vaz geçer. Allah aşkına camide çocuklarla ve cemaatle uğraşmayalım, herkes Allah’a karşı kulluk görevini yapıyor. Camiler Allah’ın evi, kimsenin babasının malı değil. Herkes haddini bilsin.
İkinci konumuza gelince; zaman zaman sabahları evden ofise yaya gitmeye çalışırım, Uğur Mumcu Parkı’ndan öğretmenevine kadar yürürüm. Önceki gün yürürken dikkatimi çeken bir olayla karşılaştım sizlerle de paylaşma gereği duydum. Belediye görme özürlüler için yaya kaldırımının orta kısmına şeritli parke taşları döşemiş, görme özürlü bir kardeşimiz elinde çubuğuyla gayet seri bir şekilde yanımdan geçince yürüyüşümü az hızlandırıp nasıl bu kadar seri yürüyor diye arkasından gitmeye başladım. Elinde çubuğu olmasa kesinlikle görme özürlü olduğunu anlayamazsınız. Çok hızlı yürüyordu ancak az ileride iki bayan özürlülerin yolunda sohbet ederken adamcağız hiç farkına varmadı ve onlardan birine vurup geçti. Az ileride bir kurye motoruyla bir yere bir şey getirmiş, kaskını da motorunun arka tarafına koymuş ama kask kısmı yine özürlülerin yürüme şeridine konunca adamcağız ona da vurdu geçti kask düştü, kurye beni görünce biraz mahcup oldu, ben de bir şey demedim. Bu insanlar bizim insanlarımız, bunlara gözümüz gibi bakmamız lazım ama maalesef hepimiz bu farkındalığı anlayamıyoruz. Ne yalan söyleyeyim ben de fark edememişim bu işin önemini. Yürüyüş, bu hassasiyetin ne kadar önemli olduğunu bana öğretmiş oldu. Sizlere de tavsiyem aman ha o kardeşlerimizin yollarını işgal etmeyelim yoksa Allah hesabını sorar bize diyerek bu konuyu da geçip asıl konumuza geçmek istiyorum.
Malumunuz bu hafta sonu AK Parti’nin 8. Büyük Kongresi yapılacak. Herkes heyecanla kongreden çıkacak listeyi beklemekte. Herkesin yaptığı listeler var. Kimisi kendi adamını yazıyor, kimisi sevmediklerini çıkarıyor ama hepsi tahminden öteye değil. Benim âcizane aldığım kulis bilgilerine göre benim çok sevdiğim, olmazsa olmazım olan Vezir Hazretleri listede yokmuş. Kendisi de etrafında olanlara bunu söylemiş ama siyasette yirmi dört saat fazla bir zamandır, ne olacağı belli olmaz. Kulislerde Erkan Kandemir’in grubuyla Efkan Ala’nın grubunun karşılıklı mücadele ettikleri, listeyi kendilerine yakın isimlerden oluşturmak için büyük uğraş verdikleri iddia edilmekte. Bana göre listenin tamamı değişmeli. Genç, vizyonlu ve isimleri kirlenmemiş insanların listeye girmeleri gerekir ama bunların yanında tecrübeli insanlarda da olmalı.
Vezir Hazretleri yirmi yıldan fazla bir zamandır AK Parti’de çeşitli görevler yaptı. Bana göre olması gereken parti CHP’dir, ruhen de fikren de zihnen de oraya ait bir insandır. Zaten zamanında merhum bacanağı onu önce bürokrasiye soktu sonra kendisi lobi yaparak siyasette insanları kullanıp istediği yerlere geldi. Gerçi onun gönlünde bakanlık vardı, oraya ulaşamadan yerel yönetimlerde tüm kredisini kullanıp hıncını ırkdaşları olmayanlardan aldı ama Allah öyle bir Allah ki eli ayağına dolaştı ve yaptığı adayların büyük bir kısmı seçimi kaybetti. Daha sonra il, ilçe başkanları ve vekillerin gayretleriyle AK Parti’ye gelenleri aday yapmayıp başka partilerden AK Parti’ye katılan başkanların ellerini havaya kaldırmaktan da hiç utanmadı. Kendi ilçesinde yaptığı hatalar ve sırf ona olan tepki nedeniyle başkan adayının seçimi kaybetmesine neden olan bir ismi Tayyip Bey tekrar listesine koyarsa hayatının hatasını yapmış olur. Bana göre koymaz ama bizimki gerekirse yurt dışından Tayyip Bey’in arkadaşlarını bulup listeye girmek için her türlü mücadeleyi verir. Aldığım duyumlara göre Özhaseki tekrar listeye girme mücadelesi veriyormuş. O girerse de çok yazık olur, eski tas eski hamam olur. Bakanlar Kurulu'nda da ciddi değişiklikler beklenmekte ama bana göre önemli değil. Reis ne derse odur, şunun bakan olması bunun bakan olması çok da önemli değil. Bir sonraki yazımızda yeni listeyi daha detaylı değerlendirmek üzere bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.