ADINI “NEDAMET” KOYSUNLAR

Nedamet kelimesini bilmeyen yeni kuşak olabilir, o nedenle önce nedamet ne demektir onu açıklayarak yazıma başlamak istiyorum. Nedamet pişmanlık demektir. Neden yazı başlığını “nedamet“ koydum derseniz izin verin açıklayayım.
Mustafa Demir, başkan seçildiğinde yaptığı ilk icraattan biri Vezir Hazretleri’nin her ay tonlarca lira ödeyerek bastırdığı Tramvay gazetesinin sözleşmesi bittiğinde basımını durdurmak oldu. Trafiğe kapattığı çiftlik caddesini trafiğe açmak oldu. Vezir Hazretlerinin atadığı ne kadar bürokratı varsa onları görevden alıp yeni isimleri atamak oldu. Ardından bizim de imzamızın olduğu ilçe minibüslerini şehre sokmama kararını, bu şehirde yerleştirebilmek için 15 yıllık mücadele verilmesini hiçe sayarak ilçe minibüsleri şehre koyma kararı alması oldu. Kıyı kenar çizgisinde olan yeşil alana toplanma alanı inşaatı başladı. Mahkemeye verildi ve durduruldu… Kısacası bu icraatların tamamını saymaya kalkarsak sayfayı doldururuz. Kamuoyu bu icraatların bir kısmına destek verirken bir kısmına da destek vermemiştir. Bizde olumlu bulduklarımıza destek verdik, olumsuz bulduklarımızı eleştirdik. Nihayetinde aradan 3 yıl geçince Mustafa Başkan kendi yaptığı pek çok uygulamayı geriye çevirmeye başladı. Önce kendi atadığı bürokratların bir kısmını görevden aldı, ardından çiftlik caddesinin kırılan parke taşlarının tamamını kaldırıp asfalt döktü, ardından Vezir Hazretleri’ne çok yakın olan bazı kişileri belediyeye alıp bir kısmını spor kulüplerine koydu, bir kısmını basının başına koydu, bir kısmını da belediyenin avukatlık işlerine verdi. Bir müddet cumartesi toplantılarına katıldı…adeta nedamet duyarcasına icraatlara başladı.
Şimdi de çok övünerek baskısını kaldırdığı Tramvay gazetesinin yerine her ay elli bin adet tablet gazete veya dergi basarak halka dağıtma kararı almış. Gazete ise önümüzdeki günlerde baskıya girmiş olur. Gazetenin adını onlar şehir gazetesi veya başka bir isim koymak isteyebilirler, ben de kendilerine yardımcı olmak adına bu gazetenin adını “nedamet gazetesi” olarak çıkarmalarını tavsiye ediyorum. Bu gazetenin değil elli bin yüz bin hatta iki yüz bin baskısı olmalı. Her hanede dört kişi olduğunu varsayarsak elli bin gazete sadece iki yüz bin kişiye ulaşır. Daha çok kişiye ulaşması için baskı sayısını iki yüz bine çıkarmak lazım ki hane sayısına göre bir milyon kişiye ulaşılmış olsun. Nasıl olsa bu toplum internet nedir bilmez, sosyal medya kullanmaz, twitter’a girmez… Bu gazeteyi aldıklarında herkes sıraya girip acaba bu gazeteyi nasıl okuyacağız diye insanlar adeta birbirleriyle kavga edeceklerinden en ufak bir şüphem yok. Gazetenin dağıtımında bize de bir görev düşerse yapmaya hazır olduğumuzu unutmasınlar. Bu gazete sayesinde kimilerine göre %17 kimilerine göre %27 olan anket sonuçlarının %70’lere çıkacağından en ufak bir şüpheleri olmasın.
  Gelelim gazetenin içeriğinin nasıl olması gerektiğine, çocukluğumda mayıs aylarında esmer vatandaşlar “Mayıs sülükleri, Mayıs sülükleri” diye sokaklarda bağırıp, sülük satarlardı. İnsanlar da alıp vücutlarının farklı bölgelerine vururlardı. Şimdilerde Sülük Hastanelerde vurulmaya başlanınca artık o eski sülük satıcıları kalmadı ama üzülmeyin artık bizim de “Mayıs Kedimiz” var. Gazetede öncelikli olarak başkanın çalışma masasında mayıs ile yaptığı icraatlar işlenmeli, aynı şekilde başkanın evinde torunları ile oynarken pijama ile çekilen fotoğraflar paylaşılmalı, ardından başkanın katıldığı hemşehri dernekleri programlarında adeta profesyonel folklorcu  gibi oynadığı güzel oyunlar işlenmeli ve ördüğü örgülerdeki mahareti kamuoyu ile paylaşıldığı gibi bu gazetede de yerini almalıdır. Bu güzel icraatların yanında belediyenin çıkardığı eDergide işlenen konular da gazetede yer almalıdır. Dikiş nasıl yapılır, örgü nasıl örülür, yerel yemekler nasıl dünyaya tanıtılır… gibi konuları özenle gazetede yerini almalıdır. Bu konular çok önemli konular bunları topluma anlatmaz iseniz oy oranınız düşer, anlatırsanız ev hanımlarından, köylüsüne kadar herkesin desteğini almış olursunuz.
  Son olarak yapılması gereken bir şey daha var. Başkan Demir her şeyi belediyenin  yapmasından yana köy yollarına dökülecek betonlar için doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine her tarafta beton santralleri kurmuş. Belediyenin yapacağı betonundan tutun da borusuna, kanalına varıncaya dek her şeyi kendi imkanları ile yapmanın yanında basın işinide milyonlarca lira para harcayarak kendi imkanları ile yapmaya başlamış. Önce internet siteleri kurdu, dergi çıkardı, televizyon kanalı kurdu, ardından internet gazetesi kurdu. Şimdide Nedamet, pardon şehir gazetesini baskıya koymaya karar verdi. Burada tek eksiği var o da çıkaracağı gazeteyi basacak web ofset baskı tesislerine ihtiyacı var. Bunu da bu şehirde yapabilecek iki matbaa var. Bir tanesi bizim gazeteyi basan kendi baskı tesislerimiz, bir diğeri de başka bir gazetenin baskı tesisleri. Şehirdeki diğer matbaaların tamamı Rotatif matbaa. Biz matbaayı satmaya hazırız. Başkan bizim matbaayı da alsın gazetesinin baskısını yapsın dışarıya muhtaç olmasın. Ne gereği var dışarıdaki esnafa para vermeye, nasıl ki betoncusundan borucusuna, makinistinden işçisine dışarıya para vermeden iş yapıyorsa bu işi de kendisi yapsın. Hatta gazeteyi aylık değil günlük çıkarsınlar ki daha etkili olsun, nasıl olsa işi yapan makina ve teçhizat, yazanın çizenin en ufak bir etkisi yok. Bu konuda verebileceğim destek şimdilik bu kadar  ileride daha fazlası lazım olursa onu da yaparız diyerek sözlerime son veriyorum. Allaha emanet olunuz

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR