AİLEDE “SEVGİ, MUHABBET VE MEVEDDET”
Son yıllarda evliliklerin boşanmalarla sonuçlandığı ve aile içi huzursuzlukların çoğaldığı, zaman zaman huzursuzlukların gözyaşı ve kana dönüştüğü görülmektedir. Nikahla bir araya gelen farklı iki insanın, süreç içerisinde sevgilerinin artmaları beklenirken, bazen çok kısa zamanda daha önce var olduğu gözlenen sevgilerinin bile buharlaşarak kavgaya dönüştüğü her gün görülen örneklerdendir. Ülkemiz insanının neredeyse tamamı evlenirken dini bir merasim olan dini nikah yaptırmaktadır. Nikah; erkekle bayan arasındaki bir akittir, sözleşmedir. Bu sözleşme son yıllarda metin halinde “Evlilik Sözleşmesi” adı altında tutanağa da dönüştürülmektedir. Esas itibariyle nikah; evlilik akdinin bütün gereklerinin “Sözleşmesi” anlamına gelmektedir. Bunun mutlaka bir tutanağa bağlanması gerekmediği için “Nikah”ın zımni gerekleri böylece kabul edilmiş olmaktadır. Evliliğe giden yolda uyulması gereken Peygamberi tavsiyelere uyulmadığı için ve günümüz toplumunda da evlilikler daha çok görsel fiziki yapıların etkisiyle, nefsi akışın ve yüzeysel bakışın baskısıyla yapıldığı için, kısa süre sonra evliliğin ağırlığı hafiflemekte, kavga ve göz yaşlarıyla evlilikler sona ermektedir.
Aile kurulumu anlamına gelen evlilikte, eşler arasında denklik ve ahlaki değerler belirleyici olması halinde; nikahtan sonraki süreçte de “Sevgi, Muhabbet ve Meveddet” oluşacaktır ki; bu Kur”ani bir tariftir. İslama göre; toplumun yapı taşı ailedir ve ailenin de en önemli harcı; sevgi, muhabbet ve meveddettir. Aile; sadece biyolojik bir birliktelik değildir. Nikah akdi ile oluşan bu birliktelik; aynı zamanda iki farklı insanın oluşturduğu ve toplumu şekillendiren kutsal bir müessesedir. Aile içindeki ilişkilerin sevgi, saygı ve şefkat üzere inşa edilmesi; o toplumunda yapısını oluşturacak, öylesi bir toplumda kargaşa, göz yaşı ve kan olmayacaktır. Ailenin yapı taşı; sevgidir. Sevgi; aile bireyleri arasındaki bağların gelişmesine ve muhabbete dönüşmesine neden olur. Peygamberimiz; “Sizin en hayırlınız, eşlerine ve çocuklarına hayırlı olanınızdır” buyurmak suretiyle aile içindeki iletişimin kutsallığına işaret etmiştir. Aile içi sevgi; sadece dünyevi güzelliklerin ve huzurun tesisi değil aynı zamanda ahiret birlikteliğinin de müjdesi ve hazırlığıdır. Sevgi; hem ruhsal, hem de manevi boyutları olan bir nimettir. Sevginin ilerlemiş ve tutkuya dönüşmüş hali; muhabbettir. Sevgi genellikle fiziki arzu ve isteklerle ifade edilirken, muhabbet; kalpten gelen bağlılığın ve içten gelen bir ilginin ifadesidir. Muhabbet, duygusallıktan daha öteye geçerek sadakat ve samimiyetin adıdır. Ailedeki huzurun temel taşı ve belirleyeni “Muhabbet”tir. İslami terminolojide muhabbet; aynı zamanda Allaha bağlılık ve Onun rızasını kazanmak olarak da tarif edildiği için, aile içindeki muhabbet; huzuru ilahide birlikte olmanın da nişanıdır.
Sevgi ve Muhabbetin toplamı anlamına gelen ve sevgi duygusunun hücrelere kadar işlemiş, tarafları bir bütün haline getirmiş aşaması da “Meveddet”tir. Meveddet, İslam’da sevgi ve merhametin iç içe geçtiği derinliği olan bir kavramdır. Rum suresi 21. Ayette; Meveddet, eşler arasında Allah’ın yarattığı bir bağ olarak tarif edilmekte ve “Aranızda sevgi (meveddet) ve merhamet (rahmet) kıldık" buyurulmaktadır. Meveddet, sadece bir sevgi değil, aynı zamanda eşler arasında derin bir anlayış, şefkat ve bağlılığı ifade etmekte, karşılıklı fedakârlık ve sabrı içermektedir. Meveddet, aile içindeki çatışmaların çözümünde de büyük rol oynamaktadır. Eşler arasında anlaşmazlıklar olsa bile, meveddet sayesinde bu anlaşmazlıklar sabır ve hoşgörü ile aşılabilmektedir. İslam, aile içinde meveddetin korunmasını tavsiye eder ve bu bağın güçlü tutulması için eşlerin birbirine karşı merhametli ve anlayışlı olmalarını tavsiye etmektedir. Ailede sevgi, muhabbet ve meveddet, İslamî değerlere göre sadece birer duygu değil, aynı zamanda birer ibadettir. Bu duygular, aile içinde huzur ve mutluluğu sağlamanın yanında, Allah'ın rızasını kazanmaya da vesile olur. Aile bireyleri arasındaki bu manevi bağların korunması, sadece dünya hayatında değil, ahiret hayatında da saadeti getirecek önemli bir unsurdur. İslam’da aileyi bir arada tutan bu değerler, toplumun da güçlü ve sağlıklı olmasını sağlar. Bu yüzden, sevgi, muhabbet ve meveddet, her Müslüman ailenin temel taşı olmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.