ALLAH’IN SEVAP DEDİĞİNE BİRİLERİ SUÇ DİYEBİLİYOR
Efendimiz bir hadisi şerifinde “ inandığınız gibi yaşamaz iseniz yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız” buyurmaktadır. Bu çok doğru bir söz. Gerçekten insan hangi dine, mezhebe, meşrebe inanırsa inansın, inandığı mukaddesatın yasaklarını yaşamaz ve doğrularını yaşamaz ise o zaman yaşadıklarını doğru zannedip o doğruları üzerinden hayatını devam ettirir. Bu dediğim herhangi bir dine inananlar için geçerlidir. Ama bir de hiç bir dine, mezhebe, meşrebe inancı olmayan Allahsız, kitapsız, uçkur düşkünleri vardır ki onlara göre dört büyük kitap olarak bildiğimiz Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’an’da doğru yazanlar yanlış, yanlış yazanlar da doğrudur. Bu tipler ekmedikleri yerden biçmeye alışmış, sülük gibi toplumu emmeye alışmış olan bu tiplerle ilgili bugün biraz detay vermek istiyorum.
Bu tür yaratıklara göre kendi akranları olan yakın çalışma arkadaşlarının çoluk çocukları ile düşüp kalkmak sevaptır ama Allah rızası için birilerinin yaptıkları işler dolandırıcılıktır. Mesela kendileri ile beraber çalışmakta olan arkadaşları hastalanıp onlara yardım edeceğim numarasıyla onlarla il dışında hastanelere gidip orada onların aileleri ile yakınlık kurup daha sonra da kendi evlatları yaşındaki kızlarına asılıp onları ayarlayıp beraber olmak onlara göre sevap ama siz Allah rızası için bir iş yaparsınız ve bunu da açık ve net söylemekten kaçınmazsınız sizden büyük dolandırıcı, sahtekar ve suç örgütü lideri olmaz. Yetmedi, bu tür insanların ahlaksızlıkları o kadar hat safhadadır ki anlatamam. Çocukları yaştaki arkadaşlarının kızları ile düşüp kalkmaktan geriye kalmayan bu tür insanlar olayı fark eden arkadaşları duruma el koyup olayı bitirdikleri an bu kez arkadaşları ile ilgili olmadık iftiralar dolusu mektuplar yazıp öteye beriye gönderirler en yakın arkadaşlarını topluma rezil etmek için her türlü herzeyi yerler; bunlar sevaptır.
Bu tür insanlar insanlıktan naibini alamamış kişiler olup, ne dünyada ne de ahirette tutunacak dalları yoktur. Onlarda aile mefhumu olmaz, çoluk, çocuk nedir, nasıl yetiştirilir, topluma, ülkeye, millete ve devletine faydalı insanlar nasıl yetiştirilir bilmezler. Cenabı Hak onlara akıllanıp Rablerine dönmeleri için zaman zaman öyle dersler verir ki anlatamam. Ama bu insanlarda inancın “i” harfi dahi olmadığından onlar için dünya gelip geçici, ahiret inancı da olmayan bir şey olduğundan zerre kadar ders almazlar. Ellerinde ne varsa kaybetseler dahi yine ders almazalar. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de bu tür insanlar için “ gözleri vardır görmezler, kulakları vardır işitmezler, kalpleri vardır idrak etmezler, onlar belki hayvan belki de hayvandan da aşşağıdadırlar” buyurduğundan çok fazla bir şey demeye dahi gerek yoktur.
Suç ve cezalar tanzim edilirken hukuk sistemi kurulurken önce insanların yaşadıkları toplumun inandığı dine, ardından toplumun törelerine, ardından da beşeri münasebetlerde geçerli olan kurallara bakarak yasalar hazırlanır. Bu dünyanın her yerinde geçerli bir temel hukuk sistemidir. Yani suçlar ve cezalar ya toplumun inancına veya düzenine göre tespit edilir, bunun dışında en ufak bir hukuk sistemi bulamazsınız. Aslında yasaların temel dayanakları bir bakımdan Allah’ın evi hükmündeki toplumun vicdanıdır. O nedenle de toplum vicdanı her zaman ölçü alınmıştır ama vicdanı olmayan, her şeyini cüzdanına ve nefsinin esaretine bağlı yapan insanlardan bu tür hareketleri beklemek fevkalade yanlış olur. Ömrü hayatlarında içki içmekten, kumar oynamaktan, zina yapmaktan, ondan bundan yalanarak hayatlarını geçinen insanlardan doğru işleri beklemek abesle iştigal olur.
Ancak anlamadığım bir husus şu ki, bu tür ahlaksız insanlara destek veren bazı Müslüman görünümlü siyasetçilere ne demek lazım onu henüz tespit etmiş değilim. Kendi yaptıklarına bakmadan başkalarının düzgün işlerini dahi hataymış gibi verecek kadar ahlak dışı davranan bu tür insanlardan uzak durması gereken Müslüman görünümlü insanların onlara verdikleri ekonomik destek sayesinde hayatlarını idame eden bu tür yaratıkların her yaptıklarına ortak olduklarını da unutuyorlar. Peki, o siyasetçilerle ilgili ne yapacaksınız derseniz, siz hiç merak etmeyin. Zamanı gelince onların tüm kirli çamaşırlarını tüm belgeleriyle ortaya koyacağız. Ancak şu anda erken zira her şeyin bir zamanı var. Zamanı gelmeden yaparsak o belgeleri ziyan etmiş oluruz. Biz şimdilik ağırdan alarak gideceğiz. Ama asıl olması gerekenleri yaptığımızda siz de küçük dilinizi yutacaksınız.
Sözlerime son vermeden önce son günlerde bizi köşesinden ayırmayanlara tavsiyemiz şudur; onlar azıcık kendi geçmişlerine baksınlar da ondan sonra konuşsunlar. Allah’a binlerce kez hamdü senalar olsun ki çoluğumuza, çocuğumuza anlatacağımız çok güzel ve gururlu bir geçmişimiz var. Yaşadığımız şehrin spor kulübüne yardım toplamış isek ve bundan onur duyarız. Ayrıca hiç ilgisi olmadığı halde Samsunspor kulübüne toplanılan paralarla ilgili dosya açıldı şeklinde yazıp çizenler hesaplarını mahkemelerde verecekler. Bizim verilmeyecek hiç bir hesabınız yok. Bu şehirde yaşayıp da Samsunspor kulübüne yardım toplandığı için her türlü tezvirat yapanları da kamuoyunun vicdanı ile baş başa bırakıyorum. İnsan yaşadığı şehre karşı bu kadar vefasız nasıl olur onu da anlamış değilim. Bu sevda burada bitmedi diyerek sözlerime son veriyorum. Hoşça kalınız
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.