BAŞKANLARI TEBRİK EDİYORUM
Yerimiz yeterse bugün birkaç konuya değinmek istiyorum. Konularımızdan ilki OMÜ’deki rektör adaylarının çokluğu ve bu konuyla ilgili düşüncelerim olacak. İkinci konumuz son yazdığım köşe yazısıyla ilgili Emekli Vali Yusuf Odabaş’ın uğraşları sonucunda ortaya çıkarılan tapularda İlim Yayma ve Eğitim Vakfının mülkiyetinde bulunan binalarla ilgili Samsun Belediyesinin tapuya koyduğu şerhle ilgili olacak. Üçüncü konumuz ise yazı başlığındaki başkanları tebrik etme nedenim olacak. Dilerseniz ilk olarak neden başkanları tebrik ettiğimi anlatayım daha sonra diğer konulara geçelim. Başkanlardan kastım belediye başkanlarıdır, neden böyle dediğime gelince; bu gazeteyi kurduğum günden beri ısrarla söylediğim şey belediyelerin basın kuruluşlarına verdikleri haksız paralardan vazgeçmeleri konusunda eski başkanların ortaya koydukları tavır çok kötüydü. Elbette yerel basına destek verilmeli ama hakkı neyse o verilmeli. Bilmem neredeki reklam firmasına milyonlarca liralık fatura kestirip, ona KDV’sini ve gelir vergisini ödedikten sonra kalan parayı çantayla bazı gazetelere taşıyanlara Allah iki cihanda da hesabını sorsun.
2019 yerel seçimlerinden sonra seçilen başkanlardan başta Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir olmak üzere ilçe belediye başkanları da dâhil hiçbir başkan basına para vermiyor veya veremiyor. Hal böyle olunca da bunların pek çoğu başkanlara veryansın ediyorlar. Oysaki adam gibi işlerini yapsalar, gereksiz personel barındırmasalar, kadrolarındaki vampirlere bol kepçeden maaş vermeseler emin olun çok az açıkları olur, onu da karşılamakta sıkıntı çekmezler ama bunlar öyle enteresan paralara alışmışlar ki aklınız durur. Bunların bir kısmı belediyelerdeki akrabaları üzerinden her ay düzenli olarak para alıyorlardı. Seçimde ekip değişince bu paralardan oldular ve sürekli olarak o başkanların ve ekiplerinin aleyhinde yazıp çizmeye başladılar. Bir kısmı tamamen belediyenin parasıyla satın alınan gazetelerde bol kepçeden harcamaya alışmışlar. Düzen değişip paraların suyu kesilince ve onlara ayrılan tahsisatla ilgili taahhütler yerine gelmeyince neredeyse her gün belediyelerin aleyhinde haber yapmaktalar. Bir kısmı ise şehre yapılacak her yatırımdan pay almaya alışmışken pay alamadıkları yatırımları yerden yere vurmak için ellerinden gelen ne varsa yapıyorlar ama toplum bunu o kadar iyi tahlil ediyor ki aklınız durur.
Belediye başkanlarından ricam; bu politikalarından vazgeçmemeleridir. Havada bulup karada yiyenler, bu işin böyle yürümeyeceğini bilmeleri gerektiğini unutmasınlar. Hangi işi yaparsanız yapın zaman zaman öz sermayenizden takviye edip işletmenizi ayakta tutmak zorunda kalırsınız. Hele hele yazılı basında durum çok daha sıkıntılıdır. Öz sermayesi olmadan onun bunun desteğiyle ayakta kalmaya çalışanlar unutmasınlar ki ticaretin ve gerçek hayatın gerçekleri ile karşılaştıklarında bittikleri gündür. Biz kurulduğumuz günden bu güne dek kimseden hak etmediğimiz bir lirayı almadık. Allah da nasip etmesin ama arada sırada sıkıştık, kendi öz kaynaklarımızla bu sorunlarımızı aştık, hamdolsun on iki yıldır dimdik ayaktayız. Bu konuda o kadar çok yazılacak şey var ki anlatamam ama şimdilik bu kadarla yetinip ikinci konumuza girelim.
İkinci konumuz OMÜ’deki rektör adaylarının çokluğu. Bu konuda şu ana kadar müracaat eden isimlere bakıldığında olayın iki üç kişi etrafında döndüğü gözükmekte ama müracaat tarihi bitene kadar bu sayı artar, biz de bununla ilgili detaylı bir değerlendirme yaparız. Zira geçen dönemde bu konuda adeta belirleyici olduk. Bizim yazılar ve haberler nedeniyle bazı adaylar diskalifiye edildi. FETÖ ile gizli iltisakı olanları deşifre ettik, sonuç da güzel oldu. Bu konuyla ilgili önümüzdeki günlerde daha detaylı değerlendirmeler yapacağız, şimdilik bu konuyu da burada kapatalım ve son konumuza geçelim.
Bundan bir önceki köşe yazımda vakıf konusunu incelerken İlim Yayma Ve Eğitim Vakfıyla ilgili değerlendirmelerde bulunmuştum. Yönetimde olan arkadaşların iyi niyetlerinden şüphem yok ama Emekli Vali Yusuf Odabaş ağabeyimizin yoğun uğraşları sonucunda ortaya çıkan tapu kayıtlarında çok enteresan bir durum ortaya çıktı. Binaların mülkiyetini İmam Hatip Okulu Yaptırma Derneğine veren Samsun Belediyesi tapuyu verme şartı olarak İmam Hatip binaları yapmak şartını koymuş. Yani o arsaların üzerinde bulunan yurt binasının da kreşin de yasal olarak orada bulunması mümkün olmadığı gibi İlim Yayma Vakfının Milli Eğitim Bakanlığından kira alması da yasal değil. Bu konuyla ilgili belgelerin tamamını koyarak özel bir yazı yazacağım. Hepimizin manevi sorumluluğu olan bu konuyu manevi ve yasal zeminine oturtuncaya kadar mücadeleye devam diyerek sözlerime son veriyorum. Allah’a emanet olunuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.